“Kızılçam, Anadolu’nun has yerli türüdür”

Yaban hayatı uzmanı Biyolog Dr. Yasin İlemin, kızılçamın Ege ve Akdeniz’in doğal bitki örtüsünün ürünü olduğunu,...

Yaban hayatı uzmanı Biyolog Dr. Yasin İlemin, kızılçamın Ege ve Akdeniz’in doğal bitki örtüsünün ürünü olduğunu, bu konudaki farklı iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Yasin İlemin, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki yangınlarla gündeme gelen orman ağaçları konusunda bilgi kirliliğine işaret etti.

Kızılçamın Anadolu’ya Marshall yardımı sonucu 1947’de dikte edildiği ve öncesinde bu türün Türkiye’de olmadığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan İlemin, ” ‘Ege ve Akdeniz’de zeytin ve incir söküldü, yerine kızılçam dikildi. Ağaçlandırma yaparken artık ceviz, zeytin ve badem dikelim’ diyorlar. Bu bilgi kesinlikle yanlış” ifadelerini kullandı.

“Milyonlarca yıldır bulunuyor”

İlemin, kızılçamın Doğu Akdeniz Havzası’nda yayılış gösteren, özellikle Ege ve Akdeniz’de ormanlara dönüştüğünü belirterek şunları kaydetti: “Kışları bol yağışlarla beslenirler, yazları ise neredeyse altı ay süren kurak döneme bu şekilde dayanabilirler. Güney illerimizde yeşil ve mavinin birleştiği cennet koylarımızdaki yeşil, bu yeşildir. Gövdesi, özellikle yağışlı havalarda ıslanınca kendine özgü kızıl bir renk alır. Kızılçam, Anadolu’da milyonlarca yıldır bulunan bir ağaç türümüz ve Anadolu’nun has yerli türüdür. Fosil kayıtları ile de bu sabittir. Bilimsel bir gerçektir.

Kızılçam ormanları, milyonlarca yıldır kurak yaz döneminde doğal nedenlerle oluşan yangınlara karşı önemli bir adaptasyon geliştirmiştir. Tohumlarını yaymak için ateşe ihtiyaç duyar. Yani kozalaklar, ateş ile patlar ve içindeki tohumu yangın olmayan yere gönderir. İlk sonbahar yağmurları ile hemen bölge tekrar yeşerir ancak artık insanın müdahalesi ve ormanlar üzerindeki etkisi o kadar çok ki doğal yangınlar dışında insan kaynaklı yangınlar, kızılçamın gücünü zorluyor. Kızılçam, artık iklim değişikliği ve insan etkisine ayak uyduramıyor. Bugün gördüğümüz tablo bu.”

“Dünyada başka yerde olmayan canlılar”

Kızılçam ormanının Doğu Akdeniz Havzası’nda kendiliğinden yetişen, yaz kuraklığına dayanıklı ve yangına rağmen hiç müdahale edilmese bile üç yıl içinde kendini toparlayan bir orman olduğunu aktaran İlemin, şöyle devam etti: “Kendimi bildim bileli bu ormanlarda yürüyorum, koşuyorum ve barındırdığı yaban hayatı üzerine araştırmalar yapıyorum. Bu ağaçlar, milyonlarca yıldır bölgenin doğal ormanlarını oluşturur. İnsanoğlu, Rift Vadisi’nden çıkıp Afrika dışına daha ulaşmadan kızılçam ormanları burada kendiliğinden yetişiyordu. Kışları bol yağışlarla beslenip altı ay yaz kuraklığını atlatırlar. Her şey bir yana bu ormanlar, içinde üzerinde araştırmalar yaptığım karakulak ve Akdeniz’in tek boz ayı popülasyonunu barındırıyor. Yine bu ormanlarda Akdeniz endemiği birçok orkide türü, semender türü barınıyor. Bu ormanlarda bulunan ve dünyada başka yerde olmayan canlılar, buralarda yaşıyor.”

“Doğanın kendisi kızılçamı besliyor”

Bölgedeki kızılçam ormanlarının ekonomik katma değerinin de çok yüksek olduğunun altını çizen İlemin, Türkiye’nin dünya çam balı üretiminde ilk sırada yer aldığını, dünyadaki çam balının yüzde 90’ının kızılçam ormanlarında üretildiğini dile getirdi.

Yanan yerlere zeytin, ceviz fidesi dikmenin çok yanlış ve bilimsellikten uzak bir açıklama olduğuna dikkati çeken İlemin, “Kızılçamın yetiştiği nispeten yüksek, ovalardan uzak tepelere zeytin, ceviz, badem fidesi dikmek, yaz boyunca bu ağaçların bakımlarını yapmak ve onları sulamak demek. Bu işe sulama suyu yetmeyeceği gibi yapılan tüm yatırımlar da boşa çıkar. O dağlarda ve tepelerde kanaatkar kızılçam kendiliğinden yetişiyor. Doğanın kendisi, kış yağmurları ile kızılçamı besliyor ve yazın hiçbir sulamaya gerek kalmıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Dr. Yasin İlemin, yangınları bir an önce söndürmek için birlik olmak gerektiğine değinerek, “Esas iş ise yangın sonrası yapılacaklar. Yanan yerler ağaçlandırılmadan önce bu konuda çalışan bilim insanlarına kulak verilmeli ve onlara danışılmalı” ifadesini kullandı.

Özcan Çetin

Bakmadan Geçme