KİTABELER VE MEDENİYET
'Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer…' Harflere, kelimelere tutunarak seyahat yaptınız mı diye sorsam ne derdiniz? Yazı...
‘Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer…’
Harflere, kelimelere tutunarak seyahat yaptınız mı diye sorsam ne derdiniz? Yazı yazdığım müddetçe ben bu seyahati ister istemez yapıyorum. Alfabenin kendine has gizemli bir dünyası olduğuna her zaman inandım.
9 Kasım Cuma günü Prof. Dr. Ömür Ceylan ile yaptığımız röportaj sırasında bu gerçeği daha da iyi idrak ettim; diyebilirim. Ömür Hoca, Kâtip Çelebi Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölüm Başkanı olarak kelimelerden kitabelere oradan da medeniyete olan yolculuğu; kültür ve edebi sınav olarak açıkladı. Bir metnin ne olduğunu, hakikatte nereye tekabül ettiğini bilmeden tam manasıyla gelişme gösteremeyeceğimizi söyledi.
Kitabeler, en özel metinler olup bir dönemin tarihini, ticaretini, felsefesini, sanatını en iyi şekilde deşifre eder. Diyebiliriz ki, kitabe okuması ile medeniyetler keşfedilir.
Böylesi bir deşifreyi ve keşfi ‘Kokluca Mezar Kitabeleri Projesi’nde de görebiliyoruz. Neden mi diye soran sevgili okurum, size şöyle özetlemek isterim: Mezar taşında mevtanın hangi aileye, dine ait olduğunu öğrendiğimiz gibi aynı zamanda da yaşadığı müddetçe o kişinin hangi sosyo- ekonomik-kültürel bir hayat sürmüş olduğunu da anlamış olabiliyoruz.
Kokluca projesinde Ömür Hoca son iki asırlık bir bilmecenin çözüme kavuşturulacağı bilgisini anlattığı gibi bu değerli çalışmanın altı ay içerisinde kitaplaştırılacağı müjdesini de bize verdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nden alınan izin ile sürdürülen proje maziye saygı olduğu kadar ati dediğimiz geleceğe de önemli bir mirastır.
Sevgili hocamız, bu kitabelerin en az iki yüzyıllık bir geçmişinin olduğunu söylüyor. Dile kolay iki asırlık tarihi yolculuk… Çalışmaları boyunca pek çok kişi ile tanıştığını söylediğinde şaşırıyorum; çünkü tanıştım diye belirttikleri dünün yaşayan bugünün mevtalarıdır. Mevta ile tanışılıp bir şey öğrenilir mi diye bendeniz gibi düşünüyorsanız acilen bir mezar taşı yazısı okumalısınız, derim.
Şöyle örneklendireyim, yaşayan bizlerin hal dünyasını anlamak istediğimizde mırıldandığımız türkü, şarkı ve şiir her ne ise bir mevtanın durumunu, konumunu hatta daha ileri o dönemin özelliklerini anlamak için evvelemirde okumanız gereken mezar taşlarıdır.
Eh, tabii ki Osmanlıca bilmek son derece önemli; kaçımız biliyoruz ki? Bu soru bizi siyasi kutuplaşmalara götürürse kısır döngüde kalmış oluruz. Zira bu soru başlı başına ayrı bir fasıldır. Osmanlıca, Arap harfleriyle yazılan Öz Türkçedir. Öz Türkçe kitabeler için atalarımızın cehdimizin medeniyetini öğrenip anlamak için çok önemli; bundan dolayı bu kültür lisanını öğrenmek geçmiş medeniyetimizdeki manevi hazinelere sahip olmak için bir borcumuz.
Sevgi önemli bir anahtar, tarihimizi bize emanet edilen değerleri seviyoruz. O halde zaman bu zaman…
Kokluca Projesine emek ve katkı verenleri kutluyorum.