Kısacık
Yaşadığımız kadar yaşayacak mıyız? Bizim yaştakiler için çok zor. Daha gençler için meçhul. Aldığımız nefes kadar...
Yaşadığımız kadar yaşayacak mıyız? Bizim yaştakiler için çok zor. Daha gençler için meçhul. Aldığımız nefes kadar alamayacaksak nedir bu dünyadakilerin alıp veremediği bizimle ve kendileriyle? Kaç kişi, cebi dolu gidiyor öte tarafa? Ödünç almışız dünyadan, bırakıp gidilecek başka yolu yok… Eee öyleyse neden bu kadar çekememezlik, diğerinin ayağını kaydırma çabası? Sanki çivi çakıp kalacak gibi ebediyen…
Ha bu, vurdumduymazlık istediğim manasını oluşturmasın belleklerde. Elbette yapmamız gerekenin en iyisini yapmak bizim vazifemiz, yapmalıyız da. Ama sadece biz yokuz, sadece bize olsun olmaz, sadece ben hiç olmaz… Demeye çalıştığım bu. Kısacık ömürde bir panoramik çekim de biz yapıp gideceğiz belli ki. Bir tebessümü bile esirgeyen, bir sözcüğü güzelinden kullanmaya yüksünen insanlara sözüm. Bir arada yaşamanın, birlikte olmanın güzelliğini bilmeyenlere serzenişim. Yüzüne gülüp arkandan yapmadığını bırakmayanlara yani maskelerini takıp dost görünenlere…
Öyle yapmacık tavırları sevmez arkadaşlık. Hele dostluk sıfatı edinmişse bir ilişki, hiç kaldıramaz bu halleri. Yerle yeksan olur her ne varsa. Cam kırıkları değil, can kırıkları saçılır etrafa…
………………………………
dökülen damlalardan kaçıyor
şemsiyenin altına sığınmış ayaklarım
yaklaşan mevsimden ürküyor
sokakları büyüten yürekler
dalında inciniyor yaprak
renkleri çalıyor akrep
sevgiler
en çok sevgiler
büyümek istiyor
yiten zamanda…
Bakmadan Geçme





