KARLAR DÜŞER…

Bir zamanlar Akrep Nalân'dan dinlediğim şarkıyı bugün farklı duygular ile dilime pelesenk ettim desem yeridir. Canım...

Bir zamanlar Akrep Nalân’dan dinlediğim şarkıyı bugün farklı duygular ile dilime pelesenk ettim desem yeridir.

Canım ülkemin bir bölümünde lapa lapa karlar yağarken diğer bir bölümünde kent sakinleri kar duasına çıkmış ellerini gönüllerini Tanrı’ya açmışlar. Nedeni belli; son yıllar tarımsal açıdan sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz.

Tohum, buğday vs… Çiftçilerimizin, hayvancılıkla uğraşanlarımızın bir bölümü ile yaptığımız sohbetler de zaten işin ehemmiyetini bize bir kere daha hatırlatıyor.

‘Ne ekersek; onu biçeceğiz’ ,sözü hem gerçek anlamda hem de mecaz anlamda yaşantımıza ister istemez dokunuyor, bizi hayatın gerçekleri karşısında epey bir silkelendiriyor.

Bu yazım ‘Buğday’ ile ‘Nazilli Tarım Fuarı’ yazılarımla doğrudan bağlantılı olup önümüzdeki çağın sanayiden çok tarımsal ekonomi ile önem kazanacağının vurgulandığı bir makaledir.

Geçtiğimiz kasım ayı içerisinde kutladığımız Dünya Felsefe Günü’nde bendeniz naçizane tarımsal gerçekliğe düşünürlerimizin kafa yorması gerektiğini söyledim. Toplumun felsefesi toplumsal gerçekliklerden bağımsız değildir, değil mi? Dolayısıyla daha çok tarımın yarınları üzerine ve de toprağa yağacak yağmur, kar vs…nin önemini daha çok tefekkür edip düşünmeliyiz. Bugün karnımız tok, sırtımız pek, yarınları boş verelim demek öncelikle insanlığa ve inançlara saygısızlıktır.

Evdeki yemeği beğenmeyip sürekli dışarıdan yemek siparişi veren, ekmeği çöpe gönderen pek çok dindar geçinen arkadaşlarıma çokbilmişlik yaparak, A’raf Suresi 31. Ayeti hatırlatıyorum: ‘ Yiyiniz, içiniz; fakat asla israf etmeyiniz.’

Bana ne ya canım, ne olacak ki demek; toplumun sosyolojisini ekonomiyi daha doğrusu hayatı ıskalamak demektir, haksız mıyım?

Bir zamanlar açlıkla imtihan olan atalarımızın kıymet bilmez torunları olarak tarihe geçmemek için ne olur lütfen tarım topraklarımıza, ekmeğimize, buğdayımıza duyarlı olalım!

Sabahattin Ali’nin İçimizdeki Şeytan romanını yeni okudum. Aslında tüm tembelliklerimiz, vurdumduymazlıklarımız, iradesiz ve bilgisiz yaşadığımız her şey, birer şeytanlık değil mi diye size bir soru yönelterek yazımı hitam eyleyeyim.

Esen kalınız.

Bakmadan Geçme