Kararın ne?

Tek yapmamız gereken, bize verilen zamanla ne yapacağımıza karar vermektir.' J.R.R.Tolkien Kararsız kaldığınız demler olur mu...

Tek yapmamız gereken, bize verilen zamanla ne yapacağımıza karar vermektir.” J.R.R.Tolkien

Kararsız kaldığınız demler olur mu sizin de? “Ne yapacağım, önümdeki seçeneklerden hangisini yapmam benim için en doğrusu?” dediğiniz anlar?

Hayata tepeden bakıp bütünsel görme lüksümüz yok maalesef. Bazen öngörülerimiz de bizim seçim yapma sürecini rahat geçirmemize yardımcı olmayabilir. Zorlanabiliriz.

Süreçte galiba seçimimizi yaptığımız an rahatlıyoruz. Seçmek, rotayı belirliyor. Rota belli olunca izlenecek yol da belli oluyor ve bize düşen, yapılması gerekenleri yerine getirmek oluyor. Yani sancılı süreç, güzel sonuçların doğuşunu hazırlıyor bir nevi.

Hepimiz, kendi hayatımızın hükümranıyız aslında. Kim ne derse desin, kime danışırsak danışalım yine de en son sözü kendimiz söylüyoruz. Bilmem bunun bilincinde miyiz?

Bize bahşedilmiş hayatı nasıl yaşayacağımızı da kararlarımızla belirliyoruz. Kendi çizgimizi, dokunulmazlarımızı, favorilerimizi, değerlerimizi kendimiz belirliyoruz. Ve bunlara sadık kaldıkça biz, biz oluyoruz. Kimliğimizi oturtuyoruz. Kendimizi iyi hissettiğimiz, bizi rahatlatan etkinlikleri daha çok tercih ediyoruz. Kendimizi güvende hissettiğimiz ölçüde açılıyoruz karadan.

Ve elbette tercihlerimiz ölçüsünde de insan oluyoruz. Düşünme, ayırt etme, seçme, doğruyu yanlıştan ayırabilme, plan yapma, karar verme… Hep insana özgü.

Düşündüğünü söyleme, kime söyleyip kime söylemeyeceğini belirleme, ne zaman söyleyeceğini belirleme, hepsi karar verme, güven ve inanç ile ilintili ve insana has.

Elimizde bir hayat hamuru var. Onu kendimize göre şekillendiriyoruz biteviye. Zevkimize göre kimimiz şeker, kimimiz tuz, kimimiz baharat katıyoruz. Miktarı da değişiyor haliyle. Kimimiz merhamet tozuyla kabartıyor, kimimiz aşk ile tatlandırıyor, sevgiyle şekillendiriyoruz. Kimimiz hırs çeşnisini katarken hamura, kimimiz iyiliği iç malzeme yapıyoruz. Ne istersek, hangi ölçüde istersek onu katıyoruz içine ve zaman fırınında pişiriyoruz. Ve pişirdiğimizin kokusunu salıyoruz dışarıya. Kimimiz, işin kolayına kaçıp en kestirmeyi seçerken kimimiz, çok çetrefilli yolları tercih ediyoruz. Ve elbette ortaya çıkarttığımız ürün de tercihlerimizin ve kararlarımızın sonucu oluyor.

Siz ne yapıyorsunuz? Nasıl karar veriyorsunuz? Zamanı nasıl kullanıyorsunuz? Mantığınızı mı işletiyorsunuz? Duygularınızla mı hareket ediyorsunuz? Hayatın şah damarına nasıl dokunuyorsunuz? Zaman, sizin için nasıl şekilleniyor?

İnciniyordu atılan adımlar altında toprağın canı

Yürüyordu zaman mevsimin gözünde

Çıtırdayan yapraklar,

Sona yaklaştıkça renklenen hayatı

Sarı, kırmızı tonlarda

Göze gösterip

Çiziyordu kendi çerçevesini…

Bakmadan Geçme