• Haberler
  • JES'e karşı Kirazlıları bilgilendirdiler

JES'e karşı Kirazlıları bilgilendirdiler

Küçük Menderes Koza Hareketi Derneği (Koza-Der) ile Ödemiş Kent Konseyi, güçlerini birleştirerek Kiraz'da jeotermal enerji santralleriyle...

Küçük Menderes Koza Hareketi Derneği (Koza-Der) ile Ödemiş Kent Konseyi, güçlerini birleştirerek Kiraz’da jeotermal enerji santralleriyle ilgili bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Perşembe günü Kiraz Belediyesi Düğün Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Kiraz’ın sivil toplum kuruluşları ve çevre mahallelerinden çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.

 

14 Kasım 2019’da İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı’nın ihaleye çıkardığı jeotermal kaynak arama ve santral açma ihaleleri ile ilgili olarak bilgi veren Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Mehmet Taşlı, “İki jeotermal enerji santrali ve 33 kaynak arama ihalesi içerisinde Ödemiş’te iki projeyle 26 bin dekar, Kiraz’da bir projeyle 30 bin dekarlık bir alan ihaleye çıkarılmıştı. Kamuoyunda oluşturduğumuz haklı tepkiyle toplam 35 ihalenin 32’sine katılım olmamıştı. Öte yandan Kiraz Belediyesi, Kiraz’daki Çayağzı, Karaburç ve Sarısu mahallelerini kapsayan yaklaşık 30 bin dekarlık alanda kaynak arama ihalesine teklif vermişti. İhale alanlarının toplamı (980 bin dekar), İzmir ilimizin tarım alanlarının üçte birini oluşturuyor. Bu yerlerin neredeyse tamamının koruma alanları içinde kaldığını üzülerek tespit ettik.

 

ÇED Kanunu’nda belirtildiği gibi yerleşim birimlerine, ormanlara, su havzalarına, tarım alanlarına, kültür tarih ve tabiat varlıklarına, yanına, yakınına, çevreye zarar verecek işletmeler açılamaz, tesisler kurulamaz. Bu sebeplerle jeotermal ihalelerine karşı İzmir’deki kent konseyleri, çevreci kuruluşlar ve ilgili sivil toplum kuruluşları olarak ortak hareketle çalışmış ve İzmir’de ulusal çapta ses getiren büyük bir miting yapmıştık. Bunun sonunda jeotermalin vereceği riskleri bir süre ertelemiştik ama bugün hala bazı endişeleri taşımaktayız” dedi.

 

“Hassasiyet gösterilmesi gerekir”

 

Taşlı,”Bugün geldiğimiz noktada özetle dünyanın en bereketli topraklarının bulunduğu havzamızda tarıma ve çevreye zarar verecek her türlü faaliyet konusunda dikkatli davranılması zorunluluğumuz var. Bölgemizde yapılacak olan tüm tesislerin tarım-çevre önceliği hassasiyetle yapılması zorunludur. Zira Batılı ülkelerde jeotermal santrallere nükleer santral muamelesi yapıldığını ve yerleşim birimlerinden 40 ila 50 kilometre uzağa yapılması mecburiyeti olduğunu biliyoruz. Bu sebeplerle jeotermal konusunda hassasiyet gösterilmesi gerekir.

 

Ömürlerinin en fazla 20 yıl olacağını tahmin ettiğimiz ve bölgemizde kurulmak istenen santrallere sonuna kadar karşı durmalıyız. Ayrıca sağlık, turizm, ısıtma ve tarım amaçlı yapılacak jeotermal uygulamalarının da çok dikkatli ve denetimli yapılması gerektiğini vurguluyoruz. Bu konuda tüm yetkililerin ve vatandaşlarımızın duyarlı davranmasını tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“Oradaki vatandaşlarla konuşmalarını tavsiye edin”

 

Koza-Der Başkanı Selahattin Bağlı ise şunları söyledi: ”Yerin 3000 ila 4000 metre altına kadar yapılacak sondaj çalışmaları sonrasında çıkan eriyiğin çok yüksek ısı, basınç ve zehir özelliği var. Bu eriyiğin kesinlikle enerji elde edildikten sonra hem suyunun hem buharının doğaya, havaya salınmaması ve geriye basılması gerektiğini biliyoruz ama bugün bu konuyla ilgili olarak JES firmaları, gerekli yatırımı yapmadıkları için çok üzücü sağlık problemlerine ve çevresel katliam boyutlu zararlara sebep veriyorlar. Neredeyse bu konuda bir tek olumlu örnek yok diyebiliriz.

 

Şu an ülkemizdeki jeotermal enerji santrallerinin uygulamaları ile devam etmesi halinde daha da büyük çevresel ve sağlık problemlerinin kaçınılmaz olacağını görüyoruz. Bunu Aydın yöresindeki JES’lerin yarattığı ve vatandaşların isyan ettiği olumsuz etkiler ve zararlardan görüyoruz. Eğer yaşadığınız bölgede JES kurmak isteyen, savunan ya da bu konuda fikri olmayan insanlar varsa lütfen onlara Aydın’da JES’lerin kurulduğu yerleri ziyaret etmelerini ve oradaki vatandaşlarla konuşmalarını tavsiye edin. O bölgedeki JES’lerin havaya ve toprağa kaçak olarak saldığı buhar ve suyun meyve ağaçlarına, doğaya, mahsullere çok büyük zarar verdiğini gözlemleyebilirsiniz. Bugün Aydın’daki birçok hastalığın Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde olduğunu üzülerek duymaktayız.

 

Havzamızda ve özellikle Ödemiş’te çevre bilinci oluşturmak, çevreyi korumak, güzelleştirmek adına; eğitim, ağaç dikme, miting, STK’larla işbirliği çalışmalarını uzun yıllardır yapmaktayız. Bundan sonra da bölgemizdeki sorunlara karşı halkımızın yanında çevreyi korumak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Hemşerilerimizi yaptığımız çalışmalara destek olmaya ve derneğimize üye olmaya davet ediyoruz.”

 

Ece Köseoğlu

Bakmadan Geçme