• Haberler
  • Özel Haber
  • İzmir’de hayvancı maliyeti karşılayamıyor zarar üstüne zarar…

İzmir’de hayvancı maliyeti karşılayamıyor zarar üstüne zarar…

Türkiye’de deprem maliyetinin, cari açığın ve seçim öncesi harcamaların yükü acı reçete ile vatandaşın omzuna yüklenirken,...

Türkiye’de deprem maliyetinin, cari açığın ve seçim öncesi harcamaların yükü acı reçete ile vatandaşın omzuna yüklenirken, hayvancı da nasibini alıyor. Türk lirasının değer kaybı ile beraber dışarıdan gelen yemlerin fiyatı artarken; vergi düzenlemeleri, diğer ürünlerde olduğu gibi hayvancılık ürünlerinde de fiyatı yükseltiyor.

“Hayvancılığın her türlüsü zarar ediyor”

Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği(TÜSEDAD) İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Söney, hem besi, hem sağmal hayvancılarının yıl içerisinde maliyetlerini karşılayamadığını vurguladı.

Hammaddeler dışarıdan geliyor, döviz artışı hayvancılığı da vuruyor

Söney, “girdi maliyetleri, sektörde kullanılan hammaddeler, küspe ve diğer malzemeler, dışarıdan geldiği için dövizle beraber yükselip düşüyor. Dolayısıyla dövizin son dönemlerdeki hızlı yükselişi hayvancılığı da vurdu. Bunun yanı sıra Dünya’da yaşanan genel kıtlık, hammadde sıkıntısı yaratıyor. Elektrik, işçi ve akaryakıt maliyetleri de artışta. Bunları hep birlikte düşündüğünüzde besicinin, bir hayvanı beslerken kilogram maliyeti 200 liraya dayanmışken bir besici bir hayvanı 200 liraya kestiriyorsa kar yapamaz” dedi.

Sütün satış fiyatı ile maliyeti aynı

Aynı miktardaki bir sütün üretim maliyeti ile satış fiyatının da hemen hemen aynı miktarda olduğunu belirten Söney, Türkiye genelinde hayvancılık sektörünün durumunun benzer olduğuna dikkat çekti.

İthal edilen hayvanların etin fiyatını düşürmesi, hayvancıyı zora soktu

Hayvancıların finansman gücünün yetmediği yerde hayvanlarını kestirdiğinin de altını çizen Söney, yemlere gelen zamlar hakkında da “Bugün mısır silajının tonunun 2000-2500 lira olduğu, yoncanın 7.000 lira olduğu bir ortamda, maalesef süt fiyatları maliyeti karşılamıyor. Geçtiğimiz günlerde yaklaşık 8.000 ton civarında ithal et geldi. Bununla beraber et fiyatları bir anda inekte 200 liradan 180 liraya, danada 230 liradan 210 liraya düştü. Bunların hepsi girdi maliyetlerini arttırıcı unsurlar” dedi. Söney, bu durumun yarattığı zararın seçimlerden önceki ihtiyaç artışıyla bir miktar azaldığını, fakat seçimlerle beraber başlayan dövizdeki yükselişin zararı yeniden eski hale getirdiğini de sözlerine ekledi.

Çözüm; iç piyasadaki üreticinin desteklenmesi

Son olarak Söney, hayvancılık sektöründe kanayan yaranın tedavisinin, ithal hayvanlarla ilişkinin kesilmesine ve iç piyasadaki üreticinin desteklenmesine bağlı olduğunu söyledi; “üreticiye verilen teşviklerle zirai alanların değerlendirilmesi sağlanmalı, et ve süt fiyatları üreticinin kar edebileceği şekilde regüle edilmeli. Bugün hayvancının sattığı etin kesim fiyatında düşüş var, fakat marketlerde ve kasaplarda fiyat aynı.” dedi.

Bakanlık, destek paketi açıklamalı

Devletin ve bakanlıkların kendi üreticilerinin arkasında durmasının zorunluluk olduğunu belirten Söney, “Bakanlık kendi üreticisinin faydasına olan bir destek paketi açıklamalı, veya fiyatları makul bir seviyeye çekmeli” ifadelerini kullandı.

Utku Beycan

Bakmadan Geçme