İyilik ve sağlık olsun…
Kaynaklar, Coğrafya kelimesinin Türkçe'ye Yunanca'dan geçtiğini yazıyorlar. 'Geo' yer, 'grafi' de çizmek demekmiş. Sanıyorum İngilizce ve...
Kaynaklar, Coğrafya kelimesinin Türkçe’ye Yunanca’dan geçtiğini yazıyorlar. ‘Geo’ yer, ‘grafi’ de çizmek demekmiş. Sanıyorum İngilizce ve Almanca’da da aynı kelime kullanılıyor.
Yeryüzü şekillerini inceleyen bileme coğrafya deniliyor.
Üstünde yaşadığımız Dünya, kendi etrafında 1 günde döner. Buna gün deriz. Ay da Dünya etrafında 30/31 günde döner. Bu süreye ay diyoruz. Dünya aynı zamanda Güneş etrafında da döner. Bu da bildiğimiz gibi 365 günde tamamlanır. Buna da yıl deriz.
Peki Güneş, kendi etrafında döner mi? Evet döner. Fakat Güneş, dünya ve ay gibi katı olmadığı için dönüş hızı farklıdır. Ben de bilmiyordum ama bu yazıyı yazarken kaynaklardan öğrendiğim kadarı ile Güneş, ekvatordaki bir dönüşünü 25 günde tamamlarken kutuplarda 35 günde tamamlarmış.
Bir de mevsimler var. Güneşin Dünya’ya yakınlığı ve dikliğine göre bir yılı 4’e ayırmışız ve bunlara ilkbahar, yaz, sonbahar (güz), kış demişiz…
Mevsim kelimesi Arapça’dan dilimize girmiş. Eski Mısır’da üç mevsim varmış ve bunlar da tarım sezonlarına göre adlandırılırmış. Bu 3 mevsim, tarım ürünlerinin ekimi ve toplanması zamanına denk gelirmiş: Akhet (tufan), peret (gelişim) ve shemu (hasat).
Peki Türkçe’deki gün, hafta ve ay adları nereden geliyor biliyor musunuz?
Cumartesi günü yayınlanan yazımda Türklerin eskiden 12 hayvanlı takvim kullandıklarını yazmıştım. İnsanlar, toplumsal ihtiyaçlardan doğan nedenlerle farklı takvimler geliştirmişler. Göktürk ve Uygurlar döneminde gün ve hafta adları yok. En azından kaynaklarda böyle adlara rastlanmamış.
Ay isimleri de Türkçe’ye çeşitle dillerden girmiş. Ocak’ın kış mevsiminden geldiği düşünülürken, Şubat’ın Süryanice’deki Şabat kelimesinden geldiği iddiaları var. Mart’ın Roma Savaş Tanrısı Martius’tan geldiği söyleniyor. Bazı ay adlarının Roma dönemindeki tanrılardan geldiği belirtilir.
Ama Ekim adı Türkçe. Ekmek eyleminden türetilmiş. Ve bu isim dilimize daha yeni girmiş.
Eski kaynaklara göre Dünya Pazar gününden başlamak üzere 6 günde yaratılmış. Kalan 1 gün de dinlenme olarak kabul edilmiş. Museviler de bu günü (cumartesi) dinlenme günü olarak kabul etmiş. Biliyorsunuz, Hristiyanların dinlenme günü Pazar’dır. Müslümanlar ise Cuma’yı tercih etmiş. Cuma Toplanma’dan (Cem) geliyor. Hafta kelimesi Türkçe’ye Farsça’dan girmiş.
Eski kaynaklara göre Dünya’nın etrafında 7 gök cisminin bulunduğu kabul edilmiş. Ve gün adları da bunlara göre verilmiş. Sun-day (Güneş) Satur-day (Satürn).
Pazar günü, bizde de haftanın ilk günü kabul edilmiş. Muhtemelen o gün Pazar kuruluyormuş. Ertesi günü ikinci gün ve Pazar+ertesi. Salı, Arapça (üçüncü) ‘selase’den. Çarşamba da Farsça’dan cehar+şembe yani dördüncü gün. Perşembe ise penç+şembe… Cuma, Arapçadaki cem’den, ‘Cuma’ yani toplanma günü…
Aslında, özetle olanaklarım olsa Türk kökenli Cumhuriyetlerde kullanılan kelimeleri incelemek ve bunları ortaklaştırmak isterdim.
Kazakistan ve Özbekistan gibi Türk kökenli devletlerde kullanılan kelimeler ortaklaştırılabilir ve büyük bir coğrafyada rahatlıkla gezebiliriz.
Türkler, bu başarılamayan ortaklaştırma işini hep dış güçlerin engellemelerine bağlamışlar ama bence işin içinde biraz tembellik var gibi. Göktürk yazıtlarını ilk okuyanların Rus dilbilimciler olduklarını hatırlattıktan sonra ilk çözülen kelimenin ‘tengri’ yani ‘gök’ (gökyüzü) olduğunu söyleyeyim.
Dil, ulus olmanın en önemli araçlarından biridir.
Şu an Anadolu Türkçesi olarak kabul edilen kullandığımız Türkçe; Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca’dan kısmen de Yunanca’dan gelen binlerce kelime ile birlikte kullanımdadır.
Dilin komşu dillerden etkileşimi doğaldır ama bizdeki etkileşim normalin çok üstündedir.
Ve kızlı-erkekli gençlerimizin çoğu saydığım dillerin dışında gündelik Türkçe’yi cinsiyetçi sövgü kelimeleri ile birlikte ‘süsleyerek’ kullanmaktadır.
Ve işin garibi bu onlara çok normal gelmektedir.
Bir yerlerde yanlışlık yapıyoruz ama nerede?
Yeni yılı kutlayacaktım, nerelere gittim!
Kavgasız gürültüsüz bir yıl diliyorum ama sanki kendim söylüyor, kendim dinliyorum.
Şunu da ekleyeyim kökeni Aramice olan Ortadoğu dillerindeki ‘amin/amen’ kelimesinin anlamı da ‘öyle olsun’ demektir.
Size ‘yeni yılınız kutlu olsun’ diyene ‘amin’ diyebilirsiniz.
Peki ‘selamünaleyküm’ ne denektir? “Üstüne iyilik sağlık”
Dünyanın üstüne iyilik ve sağlık olsun…