İSTEDİĞİNE DİKKAT ET!

Bugün yine kendimizle alakalı bir şeyler yazacağım. Çünkü o kadar çok ki; kendine değer vermeyen, kendi enerjisinin farkına varmayan, zulmeden insanlara boyun eğmek zorunda kalan ve bütün bunlar olunca da, hani bazen her şey üst üste gelir ya, işte öyle bir anda artık hem hayattan kopar hem de bunun bizim kaderimiz olduğunu düşünerek bacaklarımızı kırar otururuz. Mücadeleyi bırakarak, kendimize olan inancı bırakarak hatta hatta çoğu zaman da Tanrıya olan inancımızı bırakarak.

Oysa bir şeye inanmak insanı çoğu çıkmazdan kurtarır. Bu sizsinizdir. Bazen bir kişidir. Bazen de Tanrıya olan inançtır. Güven olmadan birilerine inanmadan hele hele şimdiki zamanlarda tek başımıza olan inancın yanında muhakkak ki birilerine daha güvenmek zorundayız. Eskiden yalnız yaşamanın bir sıkıntısı sadece belki bazen yalnız yemek yemek ya da yalnız uyumakken. Şimdilerde yalnız yaşamanın insanı daha güvende hissettiği zamana geldik. Kapısı çaldığında açmaya korkması, yaşlısına dahi güvenememesi, ihtiyacım var diyenin bile bir sahtekârlık peşinde olduğu zamanlar, bizi yalnız yaşamaya ve dolayısıyla de konuşamamanın, dertleşememenin, dinleniyor olmamanın depresyonuna atmıştır.

Oysa hep dediğim bir şey vardır benim. “Sır aynada saklı” diye. Yani sizde, yani bizde. O yüzden ne düşündüğümüze ne konuştuğumuza ne istediğimize lütfen dikkat edelim. Evren enerjiden ibarettir. Ve biz nasıl enerji içinde yaşamak istiyorsak, evrene onu göndeririz. Ve oradan da bize gönderdiğimiz yansır. Bildiğiniz ayna gibi.

Neye inanıyorsanız o bildiğinizi okuyun. Yanlışını doğrusunu siz kabul edin. Elbette ki hayatınızda birçok sorun olabilir / olacaktır da ama unutmayınız ki; sizin bu yaşadıklarınızdan daha kötü durumu yaşayanlar vardır. Ve yaşamın hiçbir süreci sürekli aynı hatta devam etmez.

Sıkıntılara değil, çözüme odaklanın lütfen. Çözülmüyorsa da en doğru olanın sizin için bu olduğu düşüncesi sizi daha iyi hissettirecektir. En azından sorun etmenizden ve depresyona girmenizden daha mühimdir.

Kahvaltı yapın, istediğinizi yiyiniz ama az miktarlarda yiyiniz lütfen. İşten emekli olabilirsiniz ancak yaşamdan emekli olup atalete kapılmayınız. Ne kadar çok çalışırsanız ve bir şeylerle uğraşırsanız o kadar uzun ve sağlıklı yaşarsınız. Merdivenleri kullanınız. Alışverişe kendiniz çıkınız. Bol bol bulmaca çözünüz.

Robert Browning’in “Abt Vogler” şiirini çok severim mesela. Şiirde, “öyle büyük bir daire çizin ki diyor, daireyi hayattayken bitiremeyesiniz”. Maddiyat delisi olmayın. Unutmayın, sıranın ne zaman size geleceğini bilemezsiniz ve gideceğiniz yere bir şey götüremezsiniz.

Sevgili kadınlar, kendinizden daha yaşlı bir erkekle evlenmeyin. Size şefkat göstermeyen, yalan konuşan, merhametsiz ve lütfen gelecek görmediğiniz adamlarla vakit harcamayın. Ve sevgili erkekler sizin saçınızı okşamayan, eksikliğinizi yüzünüze vurabilecek kadınlarla değil evlenmek, zaman bile geçirmeyiniz.

Taksitle bir şey almayın. Aklınızda gereksiz sorunlar biriktirmeyin. Espri yapmak da anlamak da zekâ işi ve lütfen bu yanınızı geliştirmeye çalışınız. Ancak insanlar karşısında hadsiz duruma düşmemeye gayret gösteriniz. Gülmekten çekinmeyin. Ve aslında gülmenin sizi başka şeylerden koruduğunu da unutmayın. Önce siz güldüğünüzde bir hatanızda, insanların size gülmelerini engellemiş olursunuz.

Yaşlılık bir hastalık değildir. Bu yüzden de rakamlara takılıp korkmayınız. Önemli olan sizin kendiniz hangi yaşta hissettiğiniz ve ona göre yaşadığınızdır. O yüzden de yine tekrar etmek istiyorum. Şu kim ne der, nasıl düşünürler safsatasından kurtulunuz.

Kimsenin sizi incitmesine izin vermeyin. Yeni fikirlere daima açık olun. Her zaman karşındakini dinle, bir şeyler muhakkak öğreneceksiniz.

Hayatında her şeye şükür et. Endişelenme, sevmeyi unutma, istediğin şeyleri yap.

Unutmayın, iyi bir eş ve sağlık hayatın güzel yanlarıdır. Ve hem huzurlu hem de mutlu yaşamanın da anahtarıdır. Gerisi sizin hayatınızda neyi istediğinizle alakalıdır. O yüzden siz neyi çağırırsanız emrinize o verilir.

O yüzden istediğiniz şeye dikkat ediniz lütfen.

Tanrı, yüreğindekini beyninde güzelleştirip, kelamını şiir tadına dönüştüren gerçek dostlarla karşılaştırsın inşallah.

Sevgiler