İsimler ve mekanlar
Türk Dili ve Edebiyatı dersi öğretmeni olduğumu çoğu okurum bilir. Mesleğim gereği kelimelerin özellikle isimlerin kökenlerini...
Türk Dili ve Edebiyatı dersi öğretmeni olduğumu çoğu okurum bilir. Mesleğim gereği kelimelerin özellikle isimlerin kökenlerini merak ederim. Bu merak, beni araştırmaya iter. İnternet ortamında güven duyarak bakabileceğimiz bazı siteler, kelimelerin kökenleri ile ilgili yapılan araştırmaları verirler. Bütün kelimelerin anlamlarını bilmemiz mümkün değil. Ben de zaman zaman bu tür sitelere girer, merak ettiğim kelimelerin kökenleri ve anlamları üstüne okurum.
Bir kelimenin kökeni üstüne çeşitli teoriler vardır. Bugün kelimelerin nasıl ortaya çıktıklarını tam olarak bilemesek de çoğunun ses taklidi sonucunda oluştuğunu söyleyebiliriz. Örneğin, genelde yemiş adı verilen incire bizim yöremizde ‘lap’ derler. Büyük olasılıkla yere düştüğünde çıkardığı sesten dolayı bu ismi aldığını düşünüyorum.
İsimleri kendimiz koymadı isek başkalarından duyduğumuz gibi kullanırız. Örneğin Türkiye! Arapçada ‘Türklerin ülkesi’ anlamına geliyor. Zaman içinde Batı dillerinde Turchia, Turquia şeklinde kullanımları bulunmasına rağmen Arapçadan değişen şekli ile Endülüs aracılığıyla Avrupa dillerine yayıldığı düşünülüyor. Almanlar, Türkei; İngilizler de Turkey derler. Türkistan Farsça ekli; Türkili de Türkçe kökenlidir.
Biliyor musunuz ‘çay’, Çince kökenli bir sözcüktür. Peki çaydanlık! ‘-dan’ Farsça’da ‘-lık’ ekidir. Yetmemiş gibi biz bir ‘-lık’ daha eklemişiz, olmuş çaylıklık! Aslında demlik çünkü içinde sadece çay bitkisi demlenmiyor.
Şemsiye, güneşlik; bizim kamelya dediğimiz kameriye de aylık demektir. İlginç değil mi!
Şimdi bu kadar girişin ardından gelelim konumuza.
Geçtiğimiz hafta Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi arkadaşlarımızla birlikte Gölcük Otel’in temel atma törenine katıldık. Gölcük biliyorsunuz, doğal güzelliği ile turistik bir belde ama ne kadar değerlendirebiliyoruz ayrı bir tartışma konusu. Otelin restorasyon ve yıkılma tartışmalarını bir kenara bırakıp Gölcük’ün birkaç otele daha sahip olması gerektiğini sanıyorum herkes paylaşır. Temel atma töreninde söylendiğine göre inşaat, 2020 başlarında bitecek.
Ayrıntıları geçelim; temel atma töreni birkaç konuşma ve efe gösterisi ile yapıldı ama herkesin aklı otelin adında kaldı. Yanlış yazmıyorsam Lake Otel.
Türkçede kullanılacak isimler bitti de İngilizce isim mi bulduk bula bula. Lake de İngilizce göl demekmiş. Gölcük Oteli veya Göl Oteli demek varken nerden çıktı bu Lake Otel adı anlamak mümkün değil!
Geçelim…
Daha önce de yazar gibi oldum ama hatırlatmakta fayda var. Salı Pazarı ve Perşembe Pazarı parkları… Salı Pazarı’nın yeri değişti, şimdi insanlar soruyor eski mi yeni mi?
Bence eski Salı Pazarı yerine yapılan parka Anafartalar, Perşembe Pazarı arkasında kurulan parka da Türkmen Parkı adı verilmeli. Ulus’taki eski Park Kulüp adı yerine verilen Park Kafe’ye de Ulus Çay Bahçesi diyebiliriz. Peki Kültür Park içindeki düğün salonu Kültür Garden’a ne demeli!
Hani hamaset yaparken vatan, millet, Türkçe, ezan falan diyorlar ya!
Hamaset dedik ya! Arapça kökenli bu sözcüğün anlamı da yiğitlik, kahramanlık demek… Dinleyenleri etkilemek amacıyla yapılan abartılı anlatım…
Hamaset bizim işimiz…
Bir de şu bildiğimiz kurumlara verilen uzun isimler. Özellikle okullara… Nasılsa kısaltmalarını kullanacağımız için sıkıntı yok! Fatih Sultan Mehmet köprüsü bile FSM Köprüsü değil mi!
Hamaset bizim işimiz dedik ya! Vatan, Millet, Sakarya…
Eve kombi mi lazım? “Alman olsun abi!”
Lake Otel de çok havalı ama… Çok turist çeker çok!..
Not: Bu yazı, gazetemizin 17 Temmuz 2019 tarihli sayısında yayınlanmıştır.