İroni!

Yıldız Tilbe, “Yıkılan binaları Japonlar yapsın” demiş. Yıldız Tilbe yazdığı için paylaşmadım, en azından çalıntı olmaması...

Yıldız Tilbe, “Yıkılan binaları Japonlar yapsın” demiş.

Yıldız Tilbe yazdığı için paylaşmadım, en azından çalıntı olmaması için kaynağını belirtme ihtiyacı hissettim.

Bu cümleyi okuduktan sonra Türkiye’de yapılan köprülerin kimler tarafından yapıldığını araştırdım. Sırayla yazayım:

Eski adıyla Boğaziçi Köprüsü ya da boğaza inşa edilen ilk köprü. Yeni adı ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü. Karadeniz ile Marmara Denizini birbirine bağlayan İstanbul Boğazı üzerinde yer alan üç asma köprüden ilki. 1973’te hizmete girmiş.

1967’de köprü yapımı konusunda uzmanlaşmış dört yabancı mühendislik firmasından bir proje hazırlamaları istenmiş ve en uygun öneriyi yapan Freeman, Fox and Partners adlı İngiliz firmasıyla 1968’de anlaşma imzalanmış. İnşaatı gerçekleştirecek firmayı seçmek için açılan ihaleyi de Hochtief AG adlı Alman ve Cleveland Bridge and Engineering Company adlı İngiliz firmalarının oluşturduğu konsorsiyum kazanmış.

Boğazın ikinci gerdanlığı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü. Köprünün temeli 1985’te atılmış. Köprünün proje hizmetleri İngiliz Freeman, Fox ve Partners firması ve BOTEK Boğaziçi Teknik Müşavirlik A.Ş. firması tarafından yerine getirilmiş. İnşaatını ise Türkiye’den STFA, Japon Ishikawajima Harima Heavy Industries Co. Ltd., Mitsubishi Heavy Industries Ltd. ve Nippon Kokan K. K. adlı şirketlerin oluşturduğu konsorsiyum 125 milyon dolar karşılığında üstlenmiş.

Ve yeri ile adı konusunda çok tartışma çıkaran Yavuz Sultan Selim Köprüsü. İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e bakan kuzey tarafında inşa edilen üçüncü boğaz köprüsü. Temeli 2013’te atılmış.

11 firmanın şartname aldığı ihalede yerli, yabancı veya ortaklık halinde olan 5 firma teklif vermiş.

İhaleyi yerli İçtaş ve İtalyan Astaldi ortaklığı kazanmış.

Gelelim Çanakkaye’ye. 1915 Çanakkale Köprüsü, Çanakkale’nin Lapseki ile Gelibolu ilçeleri arasında bulunan asma köprü. Çanakkale Boğazı’nın ilk ve Marmara Bölgesi’nin beşinci asma köprüsü.

1915 Çanakkale Köprüsü’nün ihalesini en kısa işletme süresini teklif eden Daelim (Güney Kore) – Limak – SK (Güney Kore) Yapı Merkezi OGG kazanmış.

Yani Boğaz’daki dört köprüyü yabancı firmalarla inşa etmişiz.

Ve İzmit Körfezi’ndeki Osmangazi Köprüsü ya da İzmit Körfez Köprüsü.

Maliyetin tamamı yerli Otoyol A.Ş tarafından karşılanmış. Firmada kimin ne kadar hissesi var bilemiyorum. Ama burada özel bir ayrıntı var.

21 Mart 2015 tarihinde köprüdeki ana kabloları taşıyacak olan ve Catwalk (kedi yolu) olarak adlandırılan kılavuz kablolardan biri kopmuş. Halatın kopmasından kendisini sorumlu tutan Japon mühendis Kishi Ryoichi, kazayı onur meselesi olarak nitelendirip intihar etmiş.

Binlerce canın enkaz altında kalmasına neden olan bir tane sorumlu hadi intihar etsin demiyorum ama çıkıp da ‘ÖZÜR DİLERİM’ dedi mi?

Demedi. Ama kendi durumunu tehlikeli gören bazı müheahhitler çareyi yurtdışına kaçmakta buldu.

Belki milliyetçi ve muhafazakar trol sayfaları Yıldız Tilbe’yi topa tutacaklar ama bence Yıldız Tilbe haklı… Ben ironi olarak algıladım.

**

Bir haber sitesi, deprem bölgesindeki seçmen profilini çıkarmış. Bunu ben de düşündüm ama böyle bir yazının doğru olmadığına karar verdim.

Ama bunu neden yapma gereği duydum onu da açıklayayım. Hatırlarsanız 1999 Gölcük depreminden sonra “7,4 YETMEDİ Mİ?” pankartı paylaşılmıştı.

Hatırlarsanız, daha önce de Aysun Kayacı’nın benzer ağırlıkta bir sözü vardı:

“Benim oyumla çobanın oyu bir mi?”

Gerçi Kayacı, o sözü söylediğinde 20 yaşında olduğunu belirterek, “Yeter artık, sözümün üstünde tepinmeyin” demişti ama söz ağızdan çıkmıştı bir kere…

Yine başka bir sözü hatırlatma gereği duydum burada.

Sabahattin Zaim Üniversitesi eski Rektör Yardımcılığından YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atanan Bülent Arı da şunları söylemişti:

“Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor”

“Söz uçar, yazı kalır!” demişler…

 

Bakmadan Geçme