Herkes konuşacak yazacak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının YSK tarafından hukukun ayaklar altına alınarak gasp edilmesine karşı Türkiye halkı bir gecede şaha kalktı… Sosyal medyanın her kanalı bu gasp olayını protesto eden yazı, görsellerle dolup taştı, taşmayı da sürdürüyor.

Anlaşıldığı kadarıyla bu süreç bir kartopu biçiminde ülkenin en küçük yerleşim birimlerine kadar varan ilginç protestolara sahne olacak. Bu yazıyı yazmaya başladığım gün İstanbul’da başlatılan tencere tava çalmalar, ışık karartmalar dalga dalga ülkenin her yerine ulaşacak görünüyor. Dalganın büyüklüğü karşısında paniğe kapılacak olanlar cumhur lafını dahi ağızlarına alamayacak duruma gelecek gibi.

“Hak yemedim, hakkımı da yedirmem” diyerek çıktığı davasına sadece ona oy verenler değil o gün AKP’ye oy verenler de dâhil olmak üzere diğer parti ve sivil toplum örgütlerinin de desteğini alarak 16 milyon İstanbullunun başkanı olacağını cümle âleme duyuran ve bunu 18 günlük başkanlık icraatıyla ortaya koyan Ekrem İmamoğlu’nun YSK kararının açıklandığı gece yaptığı mitingteki konuşması Türk siyasi tarihine altın harflerle kazınacaktır.

Facebook sayfamda paylaştığım tarihi bir olay, bugün yaşanan ve ataların “yenilen güreşçi güreşe doymaz” deyişini de doğrulamakta.

Buyurun okuyun, Adana Demirspor’un sutopu takımının anlamlı macerasını!

“TAMAM LAN, GİRİN SUYA! BAŞTAN OYNUYORUZ…”

1938 yılında Adana Belediye Başkanı Turhan Cemal Beriker ve Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Rıza Salih Saray’ın girişimleri ile Adana’da Türkiye’nin en modern yüzme havuzunun yapılması için karar verildi.

1940’lı yılların ortasında Adana Demirspor su topu takımı kurar. Takımın başına da Muharrem Gülergin getirilir. Ama problem şu ki, Adana’da nizami havuz bir tanedir ve onda da pek sıra gelmez zengin çocuklarından.

Muharrem hiç gocunmaz DSİ kanallarında çalıştırır Adana’nın gençlerini. Kendi de zaten 20 yaşında var yok. Demirsporlu gençler kanala su verildikçe çalışarak önce Çukurova şampiyonu olurlar.

Sonra İstanbul Moda Havuzunda Türkiye finallerine katılırlar. Gençler otobüste yatmakta maç günü havuza girip rakiplerini yenmektedir. Sonunda finale kadar gelirler.

Üstelik antrenörlük ve kaptanlık yapan Muharrem’in parmağı da kırılmıştır. Rakibi 7-6 yenerler ama her biri kendi arabası ile gelen yalı çocukları ilk defa doğru düzgün havuz gören, otobüste yatan Adanalılara yenilmeyi yediremez kendilerine.

Başlarlar itiraza, “efendim top beş gram normalden ağır”, “Adanalıların kaptanı eli sargılı oynadı”. Bin tane itiraz. Üstelik anne – babaları da kalantor. Hakemler şaşkın halde beklerken Muharrem Gülergin bu kadar tantanaya dayanamaz, elindeki sargıyı çıkarır ve Demirspor tarihine geçen o cümleyi söyler.

“TAMAM LAN! GİRİN SUYA! BAŞTAN OYNUYORUZ.”

Maçın sonunda Demirspor bu kez 12-0 kazanır.

23 Haziran 2019 tarihinin ittifaklarının da sonu olacağını anlayan cumhur beyler, telaşla attıkları her adımla bunu doğruluyorlar. Mağduriyet savıyla iktidar koltuğuna oturanlar, bu kez mağdur ettiklerine karşı mağlup olmayı içlerine sindiremiyorlar. Ama İstanbul halkı mağdur edilen ve halkın içinden gelen sevimli, sakin kahramanına sahip çıkacağı günü sabırla, sükûnetini koruyarak bekleyecektir. Oy kullanma günü yeni bir kahramanı alkışlamak için anasının ak sütü gibi oyunu Sayın İmamoğlu’na verecektir.

Tarih olağanüstü durumlarda olağanüstü liderlerin de doğuşuna tanıklık etmiştir. Bu olay beni yeniden 21. Yüzyıla dönüşümü sağlayacak galiba. Hay bin yaşayasın İmamoğlu, umudun yeni ismi de sen oldun. Geleceğimizin aydınlığı oldun. Aydınlık içinde olasın hep. Seni seviyoruz, yediden yetmişe, partilisinden partisizine, sağcısından solcusuna! Bu arada Türkiye Komünist Partisi’nin bu ülkenin demokrasisine daha ilk geceden verdiği desteğin önemine de vurgu yapmayı bir görev kabul ediyorum. Bu destek diğer partilerden de geldikçe 23 Haziran yepyeni bir günün unutulmaz tarihi olacak hepimize.

Sabırla bekleyeceğiz 23 Haziran’ı, haydi Türkiye!