Hazine

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Orta Vadeli Programı açıkladığı sırada “Kur, benim için önemli değil,...

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Orta Vadeli Programı açıkladığı sırada “Kur, benim için önemli değil, hiç oraya bakmıyorum” ifadesini kullanmıştı hatırlar mısınız? Çok değil, bir iki hafta öncesinden bahsediyorum.

Şimdi yine meseleyi particiliğe dayandıracak değerli arkadaşlar için yekten açıklayayım. Derdim particilik yapmak da değil, damada kafayı takmışlık da değildir.

Bir bakan düşünelim ki toplumun hazinesi, kendisine emanet edilmiş olsun. Hangi ırktan, partiden, inançtan olursa olsun madem ki bakan olmuş saygı duymalıyız ancak kişi, önce kendi saygınlığının farkında ise…

“Kur önemli değil!” sözü ayrı bir gaf, “Dolarla mı iş yapıyorsunuz? Size ne dolar artıyor azalıyor” ifadesi de bambaşka bir gaf oldu.

Kendisi sadece iş adamlarının bakanı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti toplumunun yani 82 milyon kişinin bakanı ise yaptığı açıklamaların ve kurun hepimizi ilgilendirebileceğini düşünmesi gerekiyor. Kaldı ki dolar ya da euro hangisi olursa olsun dövizde yükselme, ister istemez kendi para değerimizi ilgilendiriyor. Kendisi herhalde uzun zamandır markete, çarşıya, pazara inmedi! Hadi pazara inmedin de bakan bey, haberlerden de mi haberiniz olamıyor? “Siz bu milletin bakanı mısınız yoksa sırf cumhurbaşkanının damadı mısınız?” diye zatına soru sormak isterdim fırsat verilmiş olsaydı.

Dediğim gibi kendisi, ana muhalefet partisinden de olabilirdi. Mesele parti, ideoloji meselesi olarak anlaşılmasın lütfen. Her kesimden arkadaşımız var; kimsenin kalbini incitmek, partisini yerden yere vurmak gibi bir niyet içinde değilim. Senin partin-benim partim meselesi, yalnızca günü kurtaran kısır döngüler oluşturmaktan başka bugüne kadar ne kazandırdı ki?

…..Noktaları siz tamam eyleyin fikir jimnastiği yaparak….

Ancak gerçekten de bakan beyin bazı yaptığı açıklamalar karşısında düşünen, kafa yoran her bir bireyin gücüne gitmesi gerekiyor.

Şahsi olarak benim eşim, Alman vatandaşı ve aylığını euro üzerinden alıyor. Euro arttıkça bendenizin zil takıp oynaması gerekirdi. İnanın öyle üzülüyorum ki çünkü bu toplumun bir parçasıyım.

Eh, çok şükür olsun, değerlerimizin farkındayız.

Çalışan ve kendi ekmeğini de kazanan biri olarak kalben, tüm samimiyetimle “Tuzum kurudur” diyemiyorum.

Biliyorum ki acısını yüreğine gömen, evladına istediğini yediremeyen ne aileler tanıdım yıllar içerisinde. Şunu şunu yaptım diye kalem kalem anlatmak da ayrı bir arlanma gerektiriyor.

Vakıflarda, derneklerde, kadın kollarında ve pek çok sosyal proje içerisinde yer almış bir yazarınız olarak bakan beyden daha çok kafa yoruyorum hazinemize!

Yusuf Peygamber’in kıssası geliyor hatırıma… Mısır’da devlet adamlığına yükselinceye kadar, kendisine hazinenin sorumluluğu verilinceye kadar pek çok sınavdan geçti. Ne bedeller ödedi hazine kendisinin sorumluluğuna verilinceye kadar, birini anlatayım:

Her şeyden önce güzeller güzeli Kraliçe Züleyha’nın kendisini arzulamasına boyun eğmedi. Zindanlara atıldı, kırbaçlatıldı. Bir erkek için, hem de genç bir erkek için nasıl zor bir sınav. Dahası, kadının kölesi durumunda olmak ayrı bir sınav!

Kuran-ı Kerim’de Yusuf Suresi 33. Ayet, bakın ne diyor: “Rabbim, bu kadınların çağırdığı şeyden zindan daha hayırlıdır.”

Neden çok sevdiği kulu Yusuf’u çeşitli sınavlardan geçirdi acaba Tanrı?

Arzularının hakimi olamayan sorumluluğuna verilen hazinenin, değerlerin, vatanın, dinin, paranın hakimi olabilir mi?

Yusuf Nebi’nin hayatına, kıssasına iman eder ya da etmeyebilirsiniz bu da ayrı bir konu ama kesin olan şu ki hazinenin sorumluluğuna getirilen bir peygamber bile hayatı boyunca bedeller ödeyerek bir makama geldiyse hiç olmazsa bu ödediği bedelden ders çıkarmak gerekiyor, ne dersiniz sevgili okurum?

Kaliteli, değerli olan her ne varsa şu gök kubbede inanınız hepsinin bedeli vardır ödenmesi gereken.

Zorlukla elde edilmeyen de ne varsa kalitesiz ve değersiz olmaya mahkumdur. Gerisi laf-ı güzaftır.

Yine büyüklerimiz der ki, “Sözü natamam bırak çünkü çok söz deliye bile söylenmez!”

Efendim, salı günkü yazımızda Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine değinmeye çalışacağım. Malum Azerbaycan-Ermenistan arasında yine tatsızlıklar zuhur etti.

Salı günü kalben buluşuncaya kadar hoşça bakınız zatınıza… Dua ile…

Bakmadan Geçme