HAYATINIZI YAVAŞLATIN VE SAKİN OLUN

Merhaba kıymetli okurlarım, bu makalemde hızlıca akıp giden hayatımızı sindirerek yaşayabilmeye kısaca değineceğiz. Genel olarak çoğu...

Merhaba kıymetli okurlarım, bu makalemde hızlıca akıp giden hayatımızı sindirerek yaşayabilmeye kısaca değineceğiz.

Genel olarak çoğu kişinin hayata bakışı; iyi üniversitelerden diplomalar almak, kariyerlerimizi geliştirmek ve bunun beraberinde işlerimizde en iyi yere yükselmek, ideolojilerimiz uğruna amansız bir mücadele içerisine girip insanın değerini bile unutacağımız derecede mücadele vermek, başka insanlardan çok daha iyi yerlerde çalışıp daha çok paralar kazanıp parayı biriktirmek veya harcamak mıdır hayat, yine başka insanlara bunu göstermek midir?

Yaşamınız içerisinde bulunan değerler, hayatınızdaki insanlar size işinizin değil de kendinizin önemli olduğunu ve sizin için de o insanların aslında önemli oluğunu gösteremiyorlar mı ya da siz mi farkına varamıyorsunuz bunların?

Yetişmeye çalıştığınız birçok şey, ilerideki ömrünüzde 60 yaşına gelince geride aslında hiç de hızlı değil, çok boş yaşadığınızı size gösterecek. Hatırını soramadığınız insanlar, beraberken değer vermedikleriniz, oturup konuşup dertleşemediğiniz eş dostlarınız… O günler geldiğinde siz hayatınızdan hesap sormuş olamayacaksınız, hayatınız sizden hesap soruyor olacak çünkü en değerli şeyler, paranın satın alamadığı şeylerdir. Hayattaki en güzel şeyleri size işiniz, kariyeriniz vermez. Onlar sadece kıyafet gibidir, üzerinizden çıkarınca gider. Bir iş yerinin kapanışı veya sizi işten çıkarması kadar basit veya sizin bir şekilde o iş yerinden anlaşamayıp çıkmanız kadar basit.

Yanından geçip gidip de fark etmediğiniz onca güzellikler var ki bu yetişme telaşı, sizi onları görmüyor hale getiriyor. Ne kadar içinde olsanız da bazı değerlerin; o hırs yani nedensiz hırs, sizi daha çok meşgul ediyor ve hep ön planda kendisini tutuyor.

Dünya üzerinde onca zenginler vardı. Yanındaki korumalarını aşıp onlara ulaşmak bile mümkün değildi. Bir salgın çıktı, o korumalardan zenginlere bulaştı ama yine çok paraları vardı fakat içerisinde bulunduğu o salgın hastalığa paranın bir çaresi yoktu. Burada çok büyük bir mesaj var aslında anlayabilene tabi ki.

Aslında insanlık, bir kıtlık yaşıyordu. Çok zenginler de çok iyi işleri, kariyerleri ve çok yoğun çalışanlar da yaşıyordu. Bu kıtlık, gerçek değerleri görememek kıtlığıydı.

Çok çalışmak, yoğun olmak size sadece öleceğinizi unutturdu. Bir kaçış gibi yani ama aslında yaşamadınız, sadece bir sisteme parça oldunuz. Yeri geldi iş yerinden nelere katlandınız ama hayatınızdaki insanlara tahammülünüz kalmadı.

Alanınız haricinde de bir işte çalışabilir veya küçük bir dükkanda kendi işinizi yapabilirsiniz. Stressiz, sevdiklerinize daha çok zaman ayırıp onlarla iyi vakit geçirerek mutlu olabilirsiniz.

“Onda var, bende yok”ları bir kenara bırakarak “Ben mutluyum. Kimseye bakmadan, alkış beklemeden kendim için yaşayarak alkışlardan uzak, beklentisiz, başkaları için yaşamadan” diyebilmeli insan…

Sizleri seviyorum, kalın sağlıcakla.

Bu yazı gazetemizin 24 Şubat 2021 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Bakmadan Geçme