Hayal kırıklığını pozitife çeviren ipi göğüsler

Türkiye 14 Mayıs günü milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başına gitti. Milletvekili seçimleri sonlanırken cumhurbaşkanlığı...

Türkiye 14 Mayıs günü milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başına gitti. Milletvekili seçimleri sonlanırken cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. Herhangi bir adayın ilk turda kazanamadığı seçimde Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yarışacak. Siyasi ve ekonomik anlamda birçok sonucun olduğu seçimde Siyaset Bilimci Gülgün Erdoğan Tosun her iki adayında ikinci turda şanslarının eşit olduğunu söylerken Ekonomist Turgay Bozoğlu, Erdoğan’nın kazanması durumunda ekonominin daha da zora gireceğini söyledi.

“Cumhur İttifakı oy kaybetti Millet İttifakı ilerleme kaydetti”

Yenikiraz.com internet sitesinden Semi Tektaş’ın haberine göre, 14 Mayıs milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhur İttifakının oy kaybettiğini, Millet İttifakı’nın ise ilerleme kaydettiğini söyleyen Siyaset Bilimci Gülgün Erdoğan Tosun, “14 Mayıs seçimleri sonrasında parlamentodaki milletvekili dağılımında partilerin aralarında kurdukları ittifakların ve ortak liste stratejilerinin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Yüzde 7 ülke barajlı D’Hondt seçim sisteminin uygulanması sonucunda ittifak çatısı altındaki partilerin daha avantajlı olduğu bir seçim süreci geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Sandalye dağılımı açısından Millet İttifakı’nın ve muhalefet kanadının 2018’e göre ilerleme kaydettiği ortadadır. İktidar bloğunun yüzde 53,62’den yüzde 49,47’ye gerilediğini görmekteyiz. Türkiye açısından bir sonuç çıkarmak gerekirse, ittifak dışındaki partilerin parlamentoya girme şanslarının neredeyse ortadan kalktığı bir tablonun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu sonucu sadece seçim sisteminin niteliğine bağlamak mümkün değildir. Ortaya çıkan tablo Türkiye’nin içinde bulunduğu kutuplaşma zemininin sonucu olarak değerlendirilebilir. İktidar bloğu tarafından estirilen terör algısı üzerinden yürütülen kutuplaştırıcı negatif propaganda diline hakim olan biz-onlar, dost-düşman ayrışmasının etkili olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

“CHP’nin parlamentoda 169 sandalyeye sahip olduğu öngörülmektedir”

CHP’nin 14 Mayıs seçimlerinde 2018’deki seçimlere göre oyunu artırıp 21 sandalye daha kandığını söyleyen Erdoğan Tosun, “Kesinleşmemiş olmakla birlikte CHP’nin parlamentoda 169 sandalyeye sahip olduğu öngörülmektedir. CHP listelerinden parlamentoya giren ittifak üyesi diğer 4 partinin 33-35 arasında temsilcisi bulunmaktadır. İtirazlar henüz netleşmediği için bu sayıları tam olarak vermek mümkün görünmüyor. 2023 seçim kampanyasını iktidar bloğunun aksine, CHP ve lideri birleştirici ve umut veren bir dille yürütmüştü. Kampanya sürecinin son dönemecindeki terör algısının sertleştirilmesi ve Karayılan’ın montajlanmış görüntülerinin iktidar tarafından meydanlarda gösterilmesinin seçim öncesinde beklenen başarının yakalanmasını zora soktuğunu söyleyebiliriz. CHP listelerinden parlamentoya giren ittifak ortaklarının temsilcilerinin önümüzdeki süreçte izleyecekleri yol ve çaba ittifak stratejisinin başarısının değerlendirilmesi açısından önemli olacaktır” ifadelerini kullandı.

“Yürütülen kampanya en fazla MHP’ye yarıyor”

“MHP’nin seçim öncesi yapılan anketlerdeki ortalama oy oranının neredeyse iki katına yakın bir performans göstermesi kuşkusuz çoğu gözlemci için sürpriz olmuştur” diyen Erdoğan Tosun bunun sebebini ise şöyle açıklıyor; “Kamuoyu araştırmalarına yansımayan bazı gelişmelerin yaşanmış olması ihtimali yanında, iktidar kanadının terör algısı üzerinden yürüttüğü kampanyanın en fazla MHP’ye yaradığını söyleyebiliriz. MHP’nin İYİ Parti’yi geride bırakan performansında belki de, kamuoyu araştırmalarında geride görünmesi de etkili olmuş olabilir. Çünkü kamuoyu araştırmalarının toparlanma etkisi uyarınca, partisinin araştırmalarda geride kaldığını gören eski seçmenleri üzerinde derleyip toparlayıcı bir etki yaptığı söylenebilir. Dünyadaki genel konjonktür açısından değerlendirdiğimizde, milliyetçi politikaların ve partilerin yükselişinde göç ve düzensiz göçmenlere, sığınmacılara yönelik yükselen tepkiler etkili olurken, göçlere ve düzensiz göçmenlere karşı sessiz kalan, göçmenlerin geri gönderilmemesi konusunda uluslararası anlaşmalar yapan bir iktidarın ittifak ortağı olan partinin yükselişini açıklamak biraz zor görünmektedir.”

“ilk turda sandığa gitmemiş olan seçmenlerine ulaşabilirse yüzde 50’nin üzerine çıkma şansı”

İkinci tura her iki adayın da yüzde 50 eşit şansla girdiğinin altını çizen Erdoğan Tosun, “İkinci turu belirleyecek iki önemli faktör vardır: İlk turda farklı adaylara oy veren seçmenlerin nasıl bir tavır alacağı ve ilk turda en güçlü iki aday için oy veren seçmenin ise beklentilerinin karşılanmamasının yaratacağı hayal kırıklığı. Ortadaki hayal kırıklığı sadece Kemal Kılıçdaroğlu seçmeni açısından değil, Erdoğan seçmeni açısından da vardır. Gecenin ilerleyen saatlerinde İstanbul’dan Ankara’ya gelerek yaptığı Balkon Konuşması hayal kırıklığını derinleştirmemek adına atılmış stratejik bir adım olarak yorumlanabilir. Her seçim gecesinin klasiği haline gelmiş olan sandık sonuçlarının yayınlanması süreci, Anadolu Ajansı’na aktarılan verilerde yaşanan kesinti ve YSK verilerinin oldukça geriden gelmesi, itirazlarla ilgili açıklamalar seçim ortamı konusunda seçmenleri umutsuzluğa sevk eden gelişmeler olarak dikkate değer unsurlardır. Kuşkusuz, kamuoyunun şekillendirilmesi konusunda tüm aygıtlara ve kaynaklara sahip olan iktidar kanadının avantajlı olduğu açıktır. Ancak muhalefet kanadı terör algısıyla ilgili iktidarın argümanlarını çürütmede başarılı olabilirse, kadınlara, gençlere ve ilk turda sandığa gitmemiş olan seçmenlerine ulaşabilirse yüzde 50’nin üzerine çıkma şansını yakalayabilecektir” açıklamasında bulundu.

“Seçim sonuçları sürpriz oldu”

14 Mayıs seçimlerin sonuçlarının kendisi için sürpriz olduğunu söyleyen Ekonomist Turgay Bozoğlu, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor, “Özellikle son beş yıldır yaşanan ekonomik sıkıntılar ve 6 Şubat depremindeki beceriksizlikler, Kızılay’ın çadır satması gibi skandallar, özgürlük, demokrasi ve hukuk alanında yaşanan sıkıntılar bir değişimin yaşanacağına işaret ediyordu ama olmadı. Bunun nedenlerini iyi analiz etmek gerekir. Geçim sıkıntısı büyük kentlerde fazlasıyla hissedilirken daha küçük yerleşim birimlerinde daha az hissedilmesi nedeniyle burada yaşayan insanların özellikle milliyetçilik üzerinden yürütülen propagandadan etkilendiklerini gösteriyor. Bugün parlamentoda oluşan milletvekili dağılımı özellikle sol için olumsuz bir tablo içeriyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin verdiği kontenjanlar kadar diğer partilerden almaması da başka bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. Deva, Gelecek ve Saadet partileri kendi kimlikleri ile seçime katılsalardı belki de karşı taraftan daha fazla oy alabilirlerdi.”

“Denge mekanizması daha sağlıklı olabilir”

Bozoğlu, “Mevcut bugünkü sistemde cumhurbaşkanının ve parlamentonun kompozisyonunun farklı partilerde olması ekonomi açısından olumsuz bir sonuç yaratmayacaktır. Hatta yasama ve yürütmenin farklı partilerde olması denge mekanizmasının sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlayabilir. Seçilecek cumhurbaşkanının vereceği güven ve oluşturacak kadrolar ülkemiz için daha güvenli bir yol oluşturmasını sağlayacaktır” dedi.

 

 

 

Bakmadan Geçme