HAVET

Önümüzde bir halkoylaması, halkoylamasında iki seçenek var: Biri hayır, biri evet. Ben hayırın 'ha'sını, evetin 'vet'ini...

Önümüzde bir halkoylaması, halkoylamasında iki seçenek var: Biri hayır, biri evet. Ben hayırın “ha”sını, evetin “vet”ini aldım ve ikisini birleştirdim; yazı başlığı havet oldu.

Hem hayır hem evet olur mu? Tabii ki olmaz. Biz bu iki seçenekten birini tercih edeceğiz. Ya hayır ya da evet diyeceğiz.

Halkoylaması yaklaştıkça taraflar propaganda çalışmalarını hem hızlandırıyor hem de birbirlerine karşı sertleşiyor. Sanırsın ki, bu bir halkoylaması değil bir ölüm kalım savaşıdır.

Aslında demokrasiyle yönetilen ülkelerde halkoylaması halkın fikrini almaktır. Şimdi ülkemizde bir anayasa değişikliği yapılmak istenmektedir. Bu değişiklik halkın isteğiyle ya gerçekleşecek ya da gerçekleşmeyecektir. Halkımız fikrini evet ya da hayır diyerek belirtecektir. Evet diyenlerin sayısı çok olursa anayasa değişikliği gerçekleşecek, hayır diyenlerin sayısı çok olursa değişmeyecektir. Olay bu kadar basittir.

Yapılan propaganda çalışmalarına bakılırsa halkın fikri sorulmuyor, taraflar kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek istiyor. Kendi gibi düşünmeyenleri teröristlikle, hainlikle suçluyorlar. Yalanla, dolanla, korkutarak; halktan kendisi gibi düşünmesi isteniyor. Hatta çeşitli hediyeler vererek halkı kendi yanlarına çekmek isteyenler bile var.

16 Nisan’da ülkemizde bir halk oylaması yapılacak, halkımız verdiği oylarla kendi kaderini kendisi belirleyecektir. Şunu hemen belirleyelim: Bu bir seçim değildir. Partilerde bir değişiklik olmayacaktır. Doğrudan halkı etkileyecektir. Memleketi etkileyecektir. Anayasa değişikliğinin olumsuzluklarından her parti ve partilinin etkileneceği gibi olumlu yönlerinden de etkilenecektir. Onun için her bireyin bu konu üstünde çok iyi düşünmesi gerekmektedir.

Şimdi bir yol ayrımındayız. Hangi yola gideceğimizi biz kendimiz belirleyeceğiz. Girilen yoldan kısa sürede dönme olasılığı yoktur. Sonradan pişman olmak bir fayda getirmeyecektir. İyi düşün, şimdi düşün. İthamlara, korkutmalara, sana verilen küçük ikramlara bakmadan aklıselimini kullan. Herkesi dinle, değişen anayasa maddelerini iyice oku, kararı kendin ver. Senin vermiş olduğun karar sadece seni değil, çoluk çocuğunu, torunlarını, komşunu, hısım akrabanı kısaca ülkeyi ilgilendiriyor.

Biliyorum, zor bir karar aşamasındayız. Çoğumuz “Ben şu partiliyim, benim partim hangi taraftaysa ben de o taraftayım ya da ben şu lidere kızıyorum veya şu lidere hayranım, onun için ben kızdığım liderin karşısında, sevdiğim liderin yanındayım” demektedir. Bu doğru bir düşünce tarzı değildir. Bu kararımızı tekrar gözden geçirelim.

Doğru olan, değişen anayasa maddelerini bir bir okuyup anlayarak, ne getirip ne götüreceğini düşünerek evet ya da hayır demeliyiz. Yani ben neye evet, neye hayır dediğimi bilmeliyim. Onun, bunun ya da sunulan küçük ikramların etkisi altında kalmadan kendi kararımı kendim vermeliyim. Cumhuriyet’in bana vermiş olduğu kendi kaderimi tayin etme hakkımı kimselere vermeden kendim belirlemeliyim.

Örneğin: 1-Cumhurbaşkanının kanun hükmünde kararname çıkarmasını istiyor musun?

İstiyorsan evet, istemiyorsan hayır diyeceksin.

2-Cumhurbaşkanı partili mi olsun bağımsız mı? Partili olsun dersen evet bağımsız olsun diyorsan hayır diyeceksin.

3-Milletvekili sayısı artsın mı, artmasın mı? Artsın diyorsan evet, artmasın diyorsan hayır diyeceksin.

4-Demokratik parlamenter sistem değişsin mi, değişmesin mi? Değişsin diyorsan evet, değişmesin diyorsan hayır diyeceksin.

Maddeler daha uzatılabilir. En iyisi siz değişen maddeleri okuyun, soruları kendiniz çoğaltın ve yanıtlarını da kendiniz verin.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Bakmadan Geçme