Havanda su dövmek!
Bilmiyorum ne kadar yakından takip ediyorsunuz ama, benim de içinde bulunduğum Ödemiş Kent Konseyi 5 ve...
Bilmiyorum ne kadar yakından takip ediyorsunuz ama, benim de içinde bulunduğum Ödemiş Kent Konseyi 5 ve 6’ıncı dönem yürütme kurulu olarak, zaman zaman etkinlikler ve açıklamalar yapıyoruz.
Bu yazımda Kent Konseyleri ile ilgili ayrıntılı açıklamalar yapmayacağım. Çünkü benzer açıklamaları daha önceki yazılarımda yapmaya ve konu ile ilgili bilgiler vermeye çalıştım.
Ama yinelemek gerekirse kısaca şöyle söyleyebilirim: Kent Konseyleri, bir il ya da ilçenin fikir kulübüdür.
Neden fikir kulübüdür, çünkü yaptırım gücü yoktur. Özetle Kent Konseyleri yaşanılan yerle ilgili olarak ufuk açıcı fikirler ortaya koyabilirler. Tabii bu fikirlere ilgili yerin yaptırım gücü olan ‘atanmış’ ve ‘seçilmiş’ yöneticileri ilgi gösterirse.
Biliyorsunuz ben de Kent Konseyi’nden bağımsız olarak bu köşede çeşitli düşüncelerimi paylaşıyorum.
Proje üretmek zor değildir. Yüzlerce proje ortaya koyabilirsiniz ama ihtiyaç ve elinizdeki olanaklar gözetilmeden yapılan uçuk projeler her zaman kâğıt üstünde veya yarı yolda kalmaya mahkumdur.
Türkiye’de kimilerinin sivil toplum örgütü kimilerini de demokratik kitle örgütü verdikleri gönüllü örgütlenmeler üç-beş kişinin itelemesi ile yol alıyor.
Geçtiğimiz Salı günü yasa gereği yapılması gereken seçimsiz genel kurullardan birini daha gerçekleştirdik. Nikah Salonu’nda yapılan bu genel kurula katılım sayısı oldukça az idi. Seçimsiz olduğu için katılım da az oluyor tabii. Bu konuya da uygun bir zamanda değineceğim
Hatırlatmak gerekirse Kent Konseyi genel kuruluna katılımcı olabilmeniz için bir sivil toplum kuruluşunun resmi temsilcisi olarak görevlendirilmeniz gerekiyor. Ben de seçimli genel kurula Eğitim-Sen’i temsilen katılmıştım.
Genel kurula yürütme kurulu üyeleri ve bazı temsilcilerin yanı sıra konsey üyesi Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş de katıldı. Toplantıda Ödemiş Kent Konseyi’nin son yedi aylık dönemdeki faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapıldı.
Kent Konseyi Başkanı Mehmet Taşlı yaptığı konuşmanın sonunda Ödemiş’in çeşitli problem ve eksikliklerini gündeme getirdi. Sorunların çözümü için ilgili kurumlara başvuru yapılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Peki neydi bu en acil veya önemli güncel sorunlar? Sıralayalım:
Eğer gündeme gelecekse Ödemiş’in il olması konusu üzerinde durulması ve bu konuda çalışma yapılması.
Kaldırım, yol, meydan ve park gibi alanlarda oluşan işgaller ile trafik ve elektrikli bisiklet sorunlarının çözülmesi.
Yüksek öğrenim öğrenci yurdu ihtiyacının acilen gündeme alınması.
Torbalı-Ödemiş-Kiraz yolunun tamamlanması ve çevre yolların bitirilmesi için girişimlerin yoğunlaştırılması.
Eski hastane yerinin diş hastanesi, yeşil alan, sosyal alan veya otopark gibi hizmet alanları veya binaları için değerlendirilmesi.
Sık sık kazaların meydana geldiği Ödemiş ile Ovakent arasındaki yolun genişletilmesi.
Tarımsal sulamada kontrol, denetim ve teşvik uygulanması. Bu anlamda baraj sularından kotalı ve sayaçlı sulamaya geçilmesi.
Yenilenmesi ve geliştirilmesi gereken Saraçoğlu Stadı’nın belediyeye tahsisi.
Tarihi Ödemiş Ortaokulu binasının yenileme çalışmalarının bitirilmesi ve bu binanın değerlendirilmesi.
Bu sorunlar, yaptığımız yürütme kurulu toplantılarında Ödemiş’in en acil sorunları olarak tespit edilmişti. 9 maddenin yanında Kent Konseyi’nin daha merkezi ve görünür bir yerde, kolay ulaşılır ve kullanışlı bir mekâna taşınmasını da talep ettik tabii.
Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş de kürsüye gelerek bir konuşma yaptı. Eriş, 10 maddede Ödemiş’in sorunları ile ilgili son gelişmeler hakkında katılımcılara ayrıntılı bilgiler verdi.
Elbette bu 10 maddeye daha çok eklemeler yapılabilir ama özellikle 10 yılı geçkin bir süredir üstünde durulan ve son zamanlarda bir çapa ve küreğin bile çalışmadığı çevre yolu çalışmaları. Biten Ödemiş-Kaymakçı yolunun 1 yıldır açılmaması, Ödemiş-İlkkurşun arasında işkenceye dönen zig-zaglar…
Çevre yolu ile ilgili herkes her telden konuyor. Kimi diyor, mahkemelik yerler var, kimi diyor bütçe sorunu. Ben bütçe ile ilgili olduğunu düşünenler arasındayım.
Dedim ya biz fikir kulübü olma özelliğimizi değerlendirmeye ve kurumların dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Zaman zaman çözüm önerileri de sunuyoruz.
Yoksa havanda su mu dövüyoruz?