HASTANE CADDESİ'NDE YÜRÜMEK YA DA YÜRÜYEMEMEK
Ünlü bir Kızılderili atasözü var: 'Beni yargılamadan önce benim makosenlerimle dolaşmalısın' diye. Bu söz, çok anlamlı...
Ünlü bir Kızılderili atasözü var: “Beni yargılamadan önce benim makosenlerimle dolaşmalısın” diye. Bu söz, çok anlamlı bir sözdür. Birisinin verdiği kararları veya yaptığı eylemleri yargılamadan önce mutlaka onun geçtiği yollardan geçmeli ve onun maruz kaldığı şeylere maruz kalınmalıdır. Peki bu nasıl olacak!
Örneğin Hastane Caddesi’nde hemen hemen her gün sabah, öğlen ve akşam yürümeyen bir yetkili, bu yolu sürekli işe gidip gelmek veya herhangi bir nedenle kullanmak zorunda kalan bir vatandaşın halinden anlar mı? Bence anlamaz.
Ben size bu caddede yürüdüğüm sabahlarda karşılaştığım bazı hususları kısaca anlatarak başlayayım. Öncelikle kaldırımda yürürken ara sokaklarda bir kaldırımdan diğerine verilen meyillerden geçerken kaldırımın tam başına park edilen araçlarla uğraşmak; dip dibe park eden araçlardan geçecek bir yol bularak diğer kaldırıma geçebilmek için yoğun çaba sarf etmek zorunda kalıyorum. Ardından kaldırımlarda doğalgaz nedeniyle bina önlerinde açılan çukurları atlıyorum. Esnafın yayalara dikkat etmeden kaldırımı hortumla sulamalarını ve tozu dumana katarak dükkânlarının önünü süpürmelerini bekleyerek veya etrafından dolanarak geçiyorum.
Öğlenleri ise sabahki sorunların yerini başka sorunlar alıyor. Esnafın yollara koyduğu güneş şemsiyelerinin etrafından dolanarak veya eğilip altından geçerek ilerliyorum. Kaldırımlara park edilen motosikletleri aşarak yoluma devam ediyorum. Bunu esnafın kaldırımın ortasına kadar koyduğu tezgahları takip ediyor. Araçların kaldırımlardan geçişleri engellemesi cabası. Bazen kafelere bakıyorum. Yasak olmasına rağmen bazı kafelerde sigara içenler gözüme çarpıyor. Devam ediyorum. Bu defa kahvehanelerin kaldırımın ortasına attığı masa ve sandalyeler beni engelliyor. Öğle yemeği yiyen bazı kişiler buralarda oturuyor. Motosikletlerini ise yayaların geçemeyeceği şekilde kaldırımın tam ortasına park etmişler. Söylenerek ve kızarak devam ediyorum.
Akşamları ise birkaç sorun ortadan kalkmakla beraber birçok sorun aynı şekilde varlığını koruyor. Gerçi akşamüzeri yönümü Ulus Meydanı’na çevirdiğim için biraz rahat ediyorum. Ağaçların altından kuş sesleri eşliğinde yürüyerek biraz kafa dinliyorum.
Gün içerisinde yaşadığım birçok sorun, yasal olarak konusu suç teşkil eden şeyler ancak sanırım ceza kesmeye yetkili olan kişiler, bu yolu pek kullanmıyor ya da araçları ile geçtiği için bunlara tesadüf etmiyor. Eğer yanlış bildiğim hususlar varsa vatandaşın bilgilendirilmesi konusunda halkla ilişkiler çalışması yapılması gerektiği düşüncesindeyim. Benim de bu hususlarda bazı şikayetlerim oldu ancak hiçbir cezai işlem yapılmadı zannediyorum, çünkü ceza kesildiğine dair tarafıma hiçbir geri dönüş yapılmadı. Yani ceza kesmeye yetkili olanların da bu yolu normal vatandaşlar gibi kullanmaları bu sorunları tespit açısından faydalı olur. Belki o zaman işyerlerinde sigara içirenleri görürler, kaldırımın ortasına masa sandalye atarak eşlerimizin ve çocuklarımızın kaldırımda rahatça yürümelerini engelleyenleri bilirler. Ayrıca kaldırıma park eden motosikletlere ceza kesebilirler. Sonuçta bu motosiklet, kaldırımın ortasına kadar gelebilmişse bir miktar da kaldırımda motosiklet sürerek insanları rahatsız etmiştir.
Bu nedenlerle vatandaşların sorunlarını anlamak ve sorunları yerinde tespit edebilmek için vatandaşların makosenleri ile dolaşılmalıdır. Sürekli araba ile iki nokta arasında hareket etmek yeterli olmuyor maalesef ya da masa başında karar vermek.