Hacettepe Üniversitesi’nden Kahramanmaraş depremi raporu
Hacettepe Üniversitesi'nin İnşaat Mühendisliği bölümü tarafından gerçekleştirilen incelemelerinin ardından yayınlanan rapor Türkiye'yi çarpıcı gerçeklerle yüzleştirdi. Hatay...
Hacettepe Üniversitesi’nin İnşaat Mühendisliği bölümü tarafından gerçekleştirilen incelemelerinin ardından yayınlanan rapor Türkiye’yi çarpıcı gerçeklerle yüzleştirdi. Hatay da yıkılan binalar çoğunlukla 4 katlı, betonları el ile ufalanabiliyor. Hazırlanan 170 sayfalık raporda depremin sonuçlarının yıkıcı boyutu ve çok sayıda can kaybının sebepleri gözler önüne serildi.
Hatay
“Enkazda yapılan incelemelerde binaların el ile ufalanabilecek kadar düşük kalitede beton dayanımına sahip oldukları, düz donatıların sıyrıldıkları ve yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler arasında burkuldukları gözlenmiştir. Ayrıca yıkılan binaların çevresinde benzer yapısal özelliklerdeki binaların kimi zaman yapısal hasarsız olarak depremi atlatabildikleri görülmüştür. Bunun temel sebepleri arasında görece olarak az hasar almış binalarda, yapısal kusurların azlığı, işçilik ve yapım kalitesinin daha iyi olması, tasarım gerekliliklerinin daha fazlasının yapısal sisteme eklenmiş olması sıralanabilmektedir.”
Hatay’da bulunan hasarlı binaların ilk incelemesi, ‘yumuşak kat sorunu’ üzerine yoğunlaştı. Giriş katı dükkan haline getirilen binalarda söz konusu problemin daha sık gözlemlendiği vurgulandı.
Bedeli ‘ağır çıkma’ lar
Ağır çıkmaların yer aldığı binalarda hasar boyutunun daha yüksek olduğuna dikkat çekildi. Söz konusu durum 2003 yılında yayımlanan bir araştırmada da dile getirilmişti.
Ağır çıkmalara sahip binaların geçmiş depremlerde düzgün cepheye sahip binalara oranla daha fazla hasara uğradıkları gözlenmiştir (Özcebe, 2004; Sucuoglu ve Yazgan, 2003)
Adıyaman
Adıyaman ile ilgili gerçekleştirilen araştırmalar ise bina yaşı ve yapı yönetmeliğini işaret etti.
Yıkılan binaların büyük bölümünün 1999 öncesinde inşa edilen yapılar olduğu belirtildi.
Betonerme de ‘zayıf kiriş-güçlü kolon’ tasarımının önemine dikkat çekilirken, “Burada kolon, kiriş ve döşeme betonlarının beraber döküldüğünü düşünecek olursak, kiriş güçlü olduğu eksende döşemeyi de güçlendirmektedir. Üstelik bazı büyük döşeme açıklıklarını geçmek için döşeme ve kiriş derinlikleri artırılmaktadır. Bu şekilde ‘güçlü kiriş-zayıf kolon’ sorunu ortaya çıkmaktadır. Kahramanmaraş merkezli bu depremlerde, bu durumun yıkıcı bir sorun olduğu gözlenmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Gaziantep
Hatay’a benzer biçimde Gaziantep’te de düşük kalite beton kullanımı yıkımın büyük sebeplerinden biri olarak raporlandı. Aynı zamanda 1999 yılında gerçekleşen depremin ardından kullanımı yasaklanan döşemeler yaygın şekilde gözlmlendi. Kolonlarında bulunan düz donatının yetersizliği, ve kolonlarda yer alan burkulmalar tespit edildi. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesindeki yapılarda ise ‘asmolen döşeme’ kullanımının yaygın olduğu gözlemlendi. Söz konusu döşemelerin yerinden çıkarak insanların üzerine düştükleri ve ölümlere sebep oldukları 1999 depreminde tespit edilmişti.
Raporda yer alan bilgilere göre, depremden etkilenen ve inceleme yapılan tüm illerde benzer sorunlara rastlanıldığı kaydedildi.
Ayrıca inceleme yapılan tüm bölgelerde sıvılaşma kaynaklı çökmeler ve yapısal hasarlara rastlandığı kaydedildi.
Müteahhitlik bir meslek olarak ilan edilmeli
Yapılaşma hakkındaki 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu gereği, denetim firmalarının şantiye şefinin sahada hazır olarak bulunmadığı durumda kesinlikle beton dökümüne izin vermemesi gerektiğinin altı çizilerek raporda, “Betonun işlenişinin kolaylaştırılması amacıyla usta veya işçilerin betona su katmalarına izin verilmemelidir. İlgili kanunda bunun gibi önleyici cezai yaptırımlar getirilmelidir. Binanın sondaj ve temel kazıları aşamasında yürütülen her çalışma kontrol edilmeli ve kayıt altına alınmalıdır. Yapı denetim sisteminden sonra bina teslimi aşamasında binanın rastgele bir katından, rastgele bir taşıyıcı elemanından donatı sıyırması yapılıp gerekli detaylandırmanın yapılıp yapılmadığı kontrol edilmelidir. Eğer şartnamelerle çelişen bir konu varsa; bu konunun giderilmesi için cezai yaptırım uygulanmalı ve belirtilen sürede bu eksiklik giderilemiyorsa binanın ruhsatı iptal edilip yıkımına dair karar verilmelidir. Eksiklik bulunan binada görevli yapı denetim sorumlusu, mühendisler ve müteahhit hakkında cezai işlem uygulanmalıdır. Müteahhitlik müessesi artık bir meslek olarak ilan edilmeli ve ancak belli eğitimleri tamamlamış veya diplomalara sahip kişiler tarafından icra edilmelidir.” sözlerine yer verildi.
Haber Merkezi