GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK, GÜÇLÜ SEN

Hepimiz son dönemde bağışıklık kelimesini oldukça sık duyuyoruz. Bu kelime hayatımıza tabii ki Covid ile girmedi...

Hepimiz son dönemde bağışıklık kelimesini oldukça sık duyuyoruz. Bu kelime hayatımıza tabii ki Covid ile girmedi fakat anlamını içi dolu bir şekilde bilmesek de oldukça yaygın bir şekilde kullanıyoruz. Bunun aslında birçok nedeni bulunuyor. Maalesef artık hastalık çağında yaşıyoruz diyebiliriz. Her dönem yeni bir virüs, bakteri adı duyuyor hatta birçoğuyla da karşılaşıyoruz ya da maruz kalıyoruz. Televizyonu açıyor ve reklamlarda bağışıklığı koruyucu ürünler ile karşılaşıyoruz. Vitaminler, mineraller ve benzeri birçok üründen yararlanabileceğimiz söyleniyor.  Bir noktada kendimizi koruma içgüdümüz devreye giriyor ve belki de bu ürünlere hatırı sayılır paralar harcıyoruz.

Bağışıklık nedir ve neden bu kadar önemli?

Bağışıklığı “vücut için yabancı ve zararlı etkenlere karşı uygun yanıtı verebilme yeteneğidir” diyerek tanımlamışlar. Kanımıza kırmızı rengi veren kırmızı kan hücreleri, kan damarlarımızda gözle görülemeyen küçük hücrelerdir. Kan damarlarımızda, kırmızı kan hücrelerinden daha az sayıda olan beyaz kan hücreleri de bulunur. Kanımızda çok fazla çeşitte lökosit ve akyuvar vardır. Bu hücreler dolaşımda vücudumuza giren zararlı hücrelerle savaşır. Gün içinde maruz kaldığımız bakteri ve virüslerin etkilerinin azalmasını, hastalık yapma kapasitelerinin zayıflamasını sağlayarak koruma sağlar. Aslında bağışıklık sistemini basit anlatımıyla bu şekilde tanımlayabiliriz.

Bağışıklığımızı nasıl koruyacağız ve nasıl güçlendireceğiz?

Reklamlarda da sıkça karşımıza çıkan vitamin ve mineral takviyeleri neden artık bu kadar popüler diyebilirsiniz. Hatta insanlar neden her gün avuç avuç vitamin alıyor diye de düşünebilirsiniz. Tabii size kan testi yaptırmadan önce mutlaka takviye kullanmalısınız demeyeceğim bu bilimsel olmayacaktır. Birçok vitaminin aynı anda kullanılmasının sağlıklı olduğunu da savunmuyorum. Yapılan kan testi ardından eksikliklerin belirlenip tedavi edilmesi daha sağlıklı olacaktır. Bunun yanı sıra belli vitamin ve minerallerin eksikliklerinin bağışıklığı tehdit ettiğini, olası tehlikelerle savaşma potansiyelimizi azalttığını söyleyebilirim. Bu vitamin ile mineraller; demir, ferritin, D vitamini ve B12 vitaminidir. Eksiklikleri tedavi edilmeli ve tedavinin ardından hem takviye hem de doğru beslenme ile olası değerleri koruma formuna geçilmelidir. Her zaman bahsettiğimiz gibi beslenme bağışıklık için her şeydir. Kısaca bağışıklık sistemimizi korumak için vitamin ile minerallerden yeterli beslenmeniz ve bağırsak sağlığını koruyan bir beslenme düzeni içerisinde bulunmanız gerekmektedir.

Hiçbir besin tek başına mucizevi değildir. Maalesef herhangi bir besini tüketeceksiniz ve bütün hastalıklardan korunacaksınız diyemeyiz. İyi haberimiz ise kendinize vitamin minerallerden dengeli bir beslenme rutini oluşturursanız hastalıklara karşı direnciniz artacaktır.

Bağışıklığımızı korumamız için tavsiyeler

Mevsimine uygun sebze ve meyveleri tüketmeniz uygun maddeleri uygun zamanda vücudunuza almanıza olanak sağlar. Mevsimine uygun sebze ile meyveler daha fazla vitamin ve mineral içermektedir. Omega-3 yağ asitlerini içeren balık, balık yağı, fındık, ceviz ile Omega-9 içerikli zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlar bağışıklığınızı korumanıza destek olacaktır. Bol sıvı alımı vücut ısısını dengede tutabilmek için gerekmektedir. Susuzluk hissetmemeniz, vücudunuzun suya ihtiyacı olmadığı anlamına gelmemektedir. Sebze ile meyvelerin besin kayıplarını önlemek için az suda pişirilmesi ve yıkanırken suda bekletilmemesi gerekmektedir. Pişirilirken tencerenin kapağının kapalı tutulması gerekmektedir. Çiğ tüketilebilen bir besin ise pişirmeden tüketilmesi önerilir. Tahıllar, sebzeler, meyveler ve et grubu arasındaki dengeyi kurmalısınız. Size iyi gelmediğini fark ettiğiniz besinlerden uzak durmalısınız.

Bakmadan Geçme