Gezici Kurtuluş Savaşı Müzesi/Sergisi

28 Ekim 2002 günü Bornova Tınaztepe Hastanesi'nde ameliyat olmuştum. 15 gün boyunca evden çıkmadan istirahat ettim....

Haber

28 Ekim 2002 günü Bornova Tınaztepe Hastanesi’nde ameliyat olmuştum. 15 gün boyunca evden çıkmadan istirahat ettim. Haliyle evde kapalı kalmak canımı sıkmıştı, biraz dolaşmak ihtiyacı hissetmiştim. Doktorumla görüşerek, dışarı çıkabileceğimi öğrendikten sonra eşofmanlarımı giyerek dikkatlice çarşıya doğru yürümeye başladım. Hava çok güzeldi. Yolda karşılaştığım dostlarımla selamlaşıp, sohbet etmek bana da iyi gelmişti.

Oğlum Alpay’ın baharatçı dükkanına uğradıktan sonra, Bekir Keskin’e birlikte çay içmek için telefon ettim. Emniyet Müdürlüğü’nün yanında, İzmir’den gelen müze otobüsünün yanında Engin Hoca ile birlikteymiş. “Buraya gel, çayı parkta içelim” dedi.

Bekir Keskin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin camları kaplı, kenarlarında “Kurtuluş 10. Yıl” ve “Zafer’den İktisadi Bağımsızlığa” yazıları okunan uzun körüklü otobüsün yanında Prof. Dr. Engin Berber ile sohbet ediyordu.

Aracın üzerindeki yazıları okuyup, ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ödemiş Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi’nin (ÖYKAM) kurucu müdürü Prof. Dr. Engin Berber, beni otobüse içini gezmeye davet ederken; “Böyle bir projeyi ÖYKAM olarak yapmayı planlıyorduk, Bekir Keskin’in başkanlık süresi yetmedi, ama o düşünceyi nihayet İzmir Valiliği kanalıyla gerçekleştiriyoruz” açıklaması, kamusal hizmetlerde yöneticiler değişse de, projelerin devam etmesi gerektiği kavramını bir kez daha hatırlattı bana. Otobüsün içine girdiğimde, burasının bir müze gibi donatıldığını gördüm.

‘İzmir’in Kurtuluşu’ ve Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi temellerinin atıldığı ‘İzmir İktisat Kongresi’nin 100. yıldönümü anma ve kutlama etkinlikleri kapsamında İzmir Kalkınma Ajansı ile İzmir Valiliği himayelerinde oluşturulan sergi için, İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından tahsis edilen otobüs yeniden düzenlenmişti. Pencereleri dıştan kapatılmış, içeride camlara boydan boya panolar yerleştirilmişti, koltuklar sökülmüş boydan boya vitrinler yerleştirilmişti… Otobüsün içi bir seyyar müzeye dönüştürülmüştü. Bu tasarım çok ilgimi çekti, çünkü ben de bir seyyar pazarcıydım, minibüsümün içini işime uygun düzenlemiştim ve hareket halinde yapıyordum işimi. Hastalığımı unuttum.

Serginin fikir babası ve küratörü Prof. Dr. Engin Berber’di. “Zaferden İktisadi Bağımsızlığa Gezici Müze-Sergisi” İzmir’in 18 ilçelerini dolaşacaktı. Seyyar müze yolculuğunda sıra Ödemiş’e gelmişti. Otobüs müzenin sergi tanıtım görevlisi Emel Aktaş, alışılmadık bu sergideki belge, fotoğraf ve objeleri her gelene anlatıyordu. Dikkatle dinledim, gerçekten çok faydalandım.

İlk dikkatimi çeken, Kurtuluş Savaşı sırasında kadınlarımızın bulabildikleri kumaşlardan elleriyle diktikleri ay-yıldızlı bayrağımız oldu. Uzun körüklü otobüs boyunca, cam vitrinler içinde tabancalar, tüfekler, kılıçlar, madalyonlar ve Kurtuluş Savaşına ait muhtelif materyaller vardı. Uzun koridorun yanlarındaki panolarda ise sergilenen objelerin açıklamaları bulunuyordu. Atatürk’ümüzün ıslak imzası ile İstiklal Madalyası Sertifikası ve madalyonlar sıralanmıştı.

Koridorun biraz ilerisinde; her şeyi ile orijinal o döneme ait tam takım bir efe elbisesi sergileniyordu. Arkalara doğru 1923 yılında Şubat-Mart aylarında gerçekleştirilen ‘İzmir İktisat Kongresi’ne ait açıklamalar, dokümanlar ve fotolar vardı. Kongreye ait bir grup fotoğrafında İzmir İktisat Kongresi’ne Ödemiş delegesi olarak katılan o dönemin Ödemiş Belediye Başkanı Şükrü Saracoğlu’nu aradık. Saracoğlu’nun gençlik hali olmalıydı, tanıyamadık.

Tarihimizle bizi yüzleştirdikleri ve o günleri hatırlattıkları için emeği geçen herkese teşekkür ederken, ayağımıza kadar gelen bu tür sergileri gezmemiz gerektiğini düşünüyor, tüm Ödemişlilerin görmelerini tavsiye ediyorum.

Bakmadan Geçme