GERİYE KALAN
'Günü hatırlamaz insan, anı hatırlar' diye yazmış Richard Black. Ana dairdir bütün biriktirdiklerimiz. Bütünü yaşamaz zaten,...
“Günü hatırlamaz insan, anı hatırlar” diye yazmış Richard Black. Ana dairdir bütün biriktirdiklerimiz. Bütünü yaşamaz zaten, anı yeniden yaşar. Belki de kendisine söylenenleri unutur, niye söylendiğine dair olanları da. Ama o söylenenlerin kendisine hissettirdiklerini, o anı unutmaz. Hislerdir akılda yer eden, gönülde kalan ve insanın içine işleyip belleğine kazınan.
Anlıktır yani insanı uzatan da kısaltan da. Umutlandıran da ümitsizliğe düşüren de. Bir an. Bir anlık bakıştadır mesela aşk. Bir bakışla başlar. Bir anda söylenenle de nihayete erebilir. Ama o anlar o kadar uzun ve değerlidir ki sadece kendi zamanında kalmaz, sonsuzluğa doğru uzar, başkalarının dillerinde, düşlerinde, gülüşlerinde. Bir anda başlar ayrılık ve o da sonsuza uzatır bakışını içine topladığı hüzün, acı, keder ve kavuşamamaya dair ne varsa…
Bir anlık karardadır hayat. Ve bir anda verilen kararlar üzerine yazılır tarih. Adım adım yürütür insanlığı verilen kararlar. Değişimi, gelişimi ateşler varılan karar. Dünyayla birlikte insanlık da değişir peyderpey. Ya cilalar zamanı bu anlar, ya yıpratır takvimleri, aydınlığı karanlığa doğru taşıyarak. Bir kararla atılımlar yapılır, yarınlara devşirilir var olanlar. Evrilir zaman, değişir mekân, değişir insana dair ne varsa.
Bir anlık dalgınlıkta hata. Hem de telafisi olmayan türünden. Verilen anlık emirle başlar savaşlar, akar oluk oluk kan. Zulmün fitili tutuşur bir anda. Hatalı bir kararla kaybedilir savaşlar, isabetlisi ise zafere taşır…
An gelir, yaz kışa döner yüzünü. Birden bire gökyüzünde karartır yüzünü bulutlar, döküverir içini yeniden beyazlanmak istercesine. Yıkılır adeta gök, iner yerin üstüne.
Bir anda biter muhabbet, kesilir ses seda, susar diller, ölüm sessizliğine bürünür ortam ve kopar bütün bağlar, yıkılır tüm köprüler. Aşılmaz olur engeller ve o an yaşananlar asılı kalır havada, buz keser bir daha ısınmamacasına…
Bir anda heyecan sarar insanın bedenini, mesela yapacağı sunuma başlarken dolaşır dili, kurur damağı. Zaman akar, zaman değişir, an ölür, işler biter ama bıraktığı tat dimağda, hissiyatı baki kalır.
Bir anda tökezler insan ve bir anda düşer. Bir anda tepe taklak olur her şey, Kara Perşembe misali çöker…
Ana sığışır bir ömür. Bir anda, bir nefeste nihayete ererken…
hayat bir kare
ritmi bir nota
bir karar
devinim
hissiyat
baki kalan…