Geçmişin Tınısı
Geçmişte hapsolmuş düşünceleri özgürleştirmek ne kadar kolay? Geçmişin dehlizlerinde kaybolmuş, yitmiş güzellikleri günışığına çıkartmak ne kadar...
Geçmişte hapsolmuş düşünceleri özgürleştirmek ne kadar kolay? Geçmişin dehlizlerinde kaybolmuş, yitmiş güzellikleri günışığına çıkartmak ne kadar zor?
Yaşlı insanlarla konuşur musunuz hiç? Konuştuklarını irdeler misiniz? Belki dinlerken onları siz de fark etmişsinizdir onların hep geride, çok gerilerde yaşamaya devam ettiklerini. Sevdikleri insanların birçoğundan ayrılmış olduklarından olsa gerek, geriye kaldıklarından dem vururlar sürekli. Elbette onlarla yaşadıklarını sürekli yâd ederek onların hatıralarını canlı tutmaya çalışırlar çoğunlukla.
Çok geride kalmış ama gerçekten güzel hatıraları yakınlarına, kendinden sonrakilere aktarıp, miras bırakırlar böylece. Değişen ve dönüşen dünyayı algılamada rehber olurlar böylece. Her dinlediğinde insan başka bir bilgiye, farklı bir yaklaşıma ve yaşanmışlığa şahit olabilir. Aslında toplumun yakın geçmişinin bellekleridir onlar. Onların sözlü aktarımları da sadece aile içinde değil toplum için de önem arz eder.
Çoğu zaman onlar sonsuza kadar yaşayacakmış gibi gelir bize ve onların anlattıklarını kaydetmeyiz. Ne zaman ki ayrılık başa gelirse o zaman ayrımına varırız anlatılanları yeniden dinleyemeyeceğimizi. O yüzden bir tarih öğretmeni olarak naçizane derim ki; önemli olan anıları kayda geçirin, vakit geç olmadan.
dokunun
farklı duygulara
farklı yaşamlara
sınayın
kendinizi geçmişle
kaldırın
tek tek perdeleri
çekilen sis sonrası
berraklaşan görüntü gibi
aydınlansın karanlıkta kalanlar
devam etsin geçmişin melodisi
değişmesin ritim
tınısı kalsın kulaklarda…