Geç Kalmadan, Al Eline Kitabı!

Sevgili dostlarım, bölgesel gibi görünse de tüm Ülke adına önemli bir hafta sonu geçirdik. Birileri sevindi...

Sevgili dostlarım, bölgesel gibi görünse de tüm Ülke adına önemli bir hafta sonu geçirdik. Birileri sevindi birileri üzüldü. Her ne olursa olsun, insanların birliği, bayrağın kutsallığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün gençlere emanet ettiği bu ülke topraklarının bütünlüğünü korumak ve devam ettirmek hepimizin görevidir. Tanrı topraklarımıza ve birliğimize göz diken ve farklı oyunlarla Türklerin yapılarını ve yaşamsal düzenlerini bozmaya çalışan insanların şerlerinden korusun inşallah.

Giderek daha çok dejenere bir toplum haline geliyoruz. Bunları hemen hemen bütün yazılarımda belirtiyorum. Çünkü çok büyük bir yara bu. Eğer böyle giderse de gerçekten yeni nesli Tanrı ahlak ve inanç yönünden korusun inşallah. Kendimizi sevmediğimiz gibi başkalarını da sevmeyi beceremiyoruz. Bunu her vakit zaten söylüyorum. Söylediğim bir şey daha var ki, doğruları göremiyoruz, görüyor olsak bile kabullenemiyoruz. Oysa ancak “doğrular” bizi ahlaklı ve inançlı bir toplum haline getirir.

Peki, etrafımızda güveneceğimiz birileri yoksa (diye düşünüyorsak) alın elinize kitapları okumaya çalışın. Kitap seçimi de elbette önemlidir. Ama kalkıp da o konuda ahkâm kesmek de istemiyorum. Zira siz benim ne demek istediğimi anladınız.

Hayatınız boyu yanlışlarınızdan, eksiklerinizden belki birilerini sorumlu tutabilirsiniz. Üzerinize almanız ya da düzeltmeniz gereken bir şeyler olduğunu da kabullenmiyor olabilirisiniz. Peki, nereye kadar? Her daim, her konuda sizin haricinizdekiler mi haksız ve eksik? Bu mümkün mü? Bu kadar bencil, kör ya da adaletsiz olabiliyor muyuz? Kime zararı? İnanın sadece kendimize. Bunu zamanla ve şartlar gerçeği yüzümüze vurduğunda daha iyi anlayacağız.

Bir kitapla neler yapabiliriz mesela ona bakalım mı? Farklı diyarlara gidebiliriz. Hayal gücümüz gelişebilir. Kelime dağarcığımız artabilir. Düşünmeyi öğrenebiliriz. Can sıkıntımız kalmaz. Farklı karakterleri algılama şansımız daha yüksek olur. Bakış açımız zenginleşir. Zekâ seviyemiz yükselir. Yalnızlık çekmekten kurtuluruz. Daha donanımlı, anlayan, algılayan, anlayışlı birey olabiliriz. Sıkıcılıktan ve rutin hayattan kurtuluruz. Mesela internet gitse umurumuzda olmaz. Sohbetimiz artar, hayattan ne istediğimizi daha iyi anlar ve biliriz. Odaklanma ve konsantrasyonumuz artar. Gülümsemeyi ve kendimize güvenmeyi öğreniriz. Okuduğumuz karakterleri analiz eder, gidemediğimiz ülkelere gidip, olamadığımız insanlar olmayı düşleyebiliriz. Hem bilgi dostlar arasında sohbetin canlılığını, bilginin paylaşılır oluşunu ve bazen ukala olmamızı bile sağlar. Bu da kendimizi bulmamızın yollarından biridir.

Okuduğunu anlamayı, üzerinde düşünmeyi, doğruyu algılamayı, hakkıyla ve sabırla anlatabilmeyi, bilgiyi paylaşmayı, bencil olmamayı, adaleti, hakkı, vicdanı, sevgiyi daha iyi anlamanın yollarındandır bir kitap dahi okumanın faydası.

Sonra kendi kıymetlerini iyi bilirler, başarılı insanları onurlandırırlar, kinden uzaktırlar, hedefleri vardır. Kazanmaktan (ki birden fazla gelir kaynakları vardır) ve kazandırmaktan mutlu olurlar. Pozitiftirler ve hiçbir şekilde sürüyü takip etmezler. Görgü kurallarını iyi bilirler. Alışkanlıkları gelişir ve değişir.

Günlük alışkanlıkların hayatta “başarılı” veya “başarısız” olmak üzerinde nasıl etkisi olduğunu keşfettim” diye söyleyen Thomas C. Corley “Alışkanlığını Değiştir, Hayatını Değiştir” isimli kitabını hazırladı. “Alışkanlıklarla ilişkilendirebileceğimiz bir etki-tepki var. Alışkanlıklarımız “varlıklı, fakir, mutlu, üzgün, stresli, sağlıklı, sağlıksız, iyi ilişkilere sahip, kötü ilişkilere sahip” olmamızın sebebi” diye özetliyor.

Mahatma Gandi’nin de söylediği gibi:

“Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür,

Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür,

Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür,

Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür,

Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür,

Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür,

Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…”

Bu güzel sözlerin üzerine artık söylenecek bir şey kalmadığını düşünüyorum.

Tanrı, beynindekini yüreğinin sevgi odacıklarında güzelleştirip, kelamını şiir tadına dönüştüren insanlarla karşılaştırsın.

Sevgiler

Bakmadan Geçme