Franz Kafka – Dönüşüm

Bir sabah uyanıyorsunuz ve kendinizi başka bir bedende buluyorsunuz. İşin daha da tuhafı, bu beden bir...

Bir sabah uyanıyorsunuz ve kendinizi başka bir bedende buluyorsunuz. İşin daha da tuhafı, bu beden bir insana ait değil. Kafka’nın hayal gücünün sınırlarında gezdiği Dönüşüm isimli eseri, her yönüyle gerçekten okunmayı hak eden kitaplardan. Roman, dünyada en çok atıfta bulunulan eserlerden. O nedenle diğer insanlarla iletişim kurabilmek adına ortak bir nokta tesis edebilmek amacıyla kitabın mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum.

Kitap, diğer kitaplardan çok farklı bir şekilde konuya başlıyor. Kitabın kahramanı Gregor Samsa, bir sabah yatağından uyandığında kendini hamam böceği olarak buluyor. Kendini içinde bulduğu yeni bedenini öyle ayrıntılı ve detaylı bir şekilde tasvir ediyor ki hamam böceğine dönüşmenin nasıl bir şey olduğunu anlayabileceğinizi düşünebilirsiniz. O nedenle hamam böceğine dönüşmenin nasıl bir şey olduğunu kitapta bulmanız mümkün.

Kitap, düz anlamda ve yan anlamda büyük farklılıklar içeriyor. Mesela “masanın ayağı” örneğini ele alalım. Normalde ayak, canlılara ait bir uzuvdur fakat burada kullanılan ayak kelimesi masayı dik tutan tahtaları ifade etmektedir. Canlıları dik tutan bir uzvun özelliği masaya aktarılmıştır. Bu tarz anlatımlara metaforik anlatım deriz. Ben ise buna görüneni farklı anlatılanı farklı anlatım diyorum.

Dediğimiz gibi, kitapta metaforik yani mecazi bir anlatım söz konusudur. Kitabı okurken insanlar için hamam böceğinin nasıl bir anlam ifade ettiğine dikkat edilmelidir. Ayrıca hamam böceğinden tiksinen insanlar ile tiksinmeyen insanlar iyi anlaşılmalıdır. Hamam böceğinden kim tiksinmez mesela! Toplumun gözünde hamam böceği statüsünde görülen insanlar ondan tiksinmez! Ayrıca “Kitapta esas dönüşümü kim geçirmiştir?” hususunun iyi anlaşılması gerekir. Kitabın kahramanı Gregor Samsa mı, onun kardeşi mi, yoksa ailesi mi?

Kitapta bahsedilen konuyu tam olarak anlamak için yazarın içinde bulunduğu toplumun ekonomik ve sosyal yapısı ile yazarın aile yaşantısını araştırmayı size bırakıyorum. Bu husus, birçok yazıda da aynı değil midir! Her olay bağlamına göre ele alınmalıdır. Bağlamından koparılmış şeyler, farklı anlamlar oluşturabilir.

Anlatılmak istenen şeyin kendinden önceki ve sonraki gerçeklikle uygunluğu ancak o anki koşullar çerçevesinde anlam ifade eder. O nedenle bir kitap okurken öncelikle yazarının içinde var olduğu toplumu, yaşadığı olayları ve ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını iyice irdelemek faydalı olacaktır.

Bakmadan Geçme