Fıkralar…

Sosyal medyada dolaşan bir fıkra ve verdiği mesaj hoşuma gitti, sizinle paylaşmak istedim: İmam, bir köy...

Sosyal medyada dolaşan bir fıkra ve verdiği mesaj hoşuma gitti, sizinle paylaşmak istedim:

İmam, bir köy camisinde vaaz vermekte iken ansızın içeri giren vatandaş “Köyü sel basıyor, derhal kaçın!” diye bağırır. Cemaat, hızla camiyi boşaltır. Sadece imam, bütün ısrarlara rağmen köyü terk etmeyi reddeder. Tanrı’nın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır. Kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır. İmam, çaresiz minareye çıkar. Sular, minarenin ilk katına yükseldiği sırada bir tekne, imamı kurtarmaya gelir. Ancak imam, Tanrı’nın kendisini kurtaracağını söyleyerek tekneye binmez. Sular minarenin ikinci katına yükseldiğinde bir tekne daha imamı kurtarmak için gelir ancak imam, yine Tanrı’nın kendisini koruyacağını, buna inancının tam olduğunu söyleyerek tekneye binmez. Bu arada sular iyice yükselir. İmam, artık minarenin tepesindedir. Bu sefer bir helikopter yaklaşır, içindekiler durumun ciddi olduğunu söylerler ve imamın inadı bırakıp helikopterle gelmesinde ısrarcı olurlar. Ancak imam, helikoptere de binmeyi reddeder. Sonunda sular, söylendiği gibi iyice yükselir ve imam boğularak ölür.

İmamı ahirette melekler karşılar.

Bir melek, “Hoş geldiniz, buyurun” diyerek cennetin kapısını gösterir.

İmam, “Cennete girmek isteğimden emin değilim” diyerek nazlanır.

Melek “Niçin?” diye sorar.

İmam, “Ben, hayatımı ibadet ederek geçirdim. İnsanlara hep iyilik yaptım. Günahtan uzak durdum. Yaşadığım köyü sel bastı. Herkes kaçtı, ben Tanrı’nın beni kurtaracağına inandım. Kaçmadım, kaldım. Ama görüyorsunuz ki kurtarılmadım. Buradayım” der.

Tam bu sırada yukarıdan Tanrı’nın sesi duyulur: “Ben, onu kurtarmak için iki tane tekne, bir tane helikopter gönderdim. Daha ne yapacaktım? Ben size akıl verdim. Aklını kullanmayan insanların benim katımda da yeri yoktur.”

Tabi bu bir fıkra…

Bu fıkra, ülkemize uyarlanacak olsaydı muhtemelen Tanrı, ülkemiz insanlarına;

“Ben ulusunuza örnek alsınlar ve onu izlesinler diye Mustafa Kemal’i kurtarıcı olarak gönderdim. Her türlü musibetten kurtuluş ve kalkınma yolunu onun eliyle göstermeye çalıştım. Ama siz, onun yolundan gitmeyip hala benden medet umuyorsunuz. Ben daha ne yapayım? Onun yolunu, ilkelerini, takip edin, aklınızı kullanın. Her kurtuluş için bir Mustafa Kemal göndermeyeceğime göre her biriniz, birer Mustafa Kemal olmayı öğrenmelisiniz” diye seslenirdi…

İnsanlara verilmiş en büyük hediye akıldır. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Aklın ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur.”

Bakmadan Geçme