• Haberler
  • ihale
  • Ezan, Suriyeliler ve bankamatik çalışanlar…

Ezan, Suriyeliler ve bankamatik çalışanlar…

Köşe yazarlığı hiç de kolay değildir… Kimi zaman, değerlendirme yapacağım olayın üstünden biraz zaman geçmesini beklerim…...

Köşe yazarlığı hiç de kolay değildir…

Kimi zaman, değerlendirme yapacağım olayın üstünden biraz zaman geçmesini beklerim…

Eskiler, “Terazi tartıyla, her şey vaktiyle ölçülür” demişler. Gerçi, bunun karşısında, “Demir tavında dövülür” de demişler ama işte bu zamanı ve tavı iyi ölçmek gerekir ki bu da ustalık ister.

Bir bayram tatili daha geride kaldı. Ülke siyasetinde tartışmalar var bitmek bilmiyor. S 400 tartışması ve F 35 konusu var ki bizim gibi gündemi taşradan takip edenler için biraz çetrefilli işler gibi görünüyor. “İşin içinde ABD ve Rusya var diyelim” geçelim. Bu kadar bilgi yeter.

İç gündeme geldiğimizde de İstanbul seçimleri söz konusu. Yatıp kalkıyoruz bitmeyen seçim tartışmaları. Burda da her telden nağmeler duymak mümkün. Kulağına hangisi hoş gelirse.

Sonra Suriyeli meselesi…

Hassasiyetler değişken. Basın yayın kuruluşları olayların ayrıntılarını ele almak yerine kendi bakış açılarını empoze etme derdindeler.

Suriyelilerin açtıkları işletmeler… Suriyelilerin denize girip girmemeleri…

Batının en iç Ege’si olarak adlandırılan Ödemiş’te bile sokakta yürürken Arapça ve Kürtçe konuşmaları rahatlıkla duyabiliyoruz. İnsanlar konuşmasınlar mı tabii ki benim derdim bu değil… Bana göre anadili haktır ve isteyen istediği yerde konuşabilmelidir.

Ama benim hassas olduğum bir nokta var ki o da kültürel uyumsuzlukların her geçen gün tahammül sınırlarını aşması ve en ufak bir kıvılcımda ateşe dönüşmesi.

Ben Avrupa’daki yabancılar için de aynı şeyi savunurum: İnsan gittiği yerin kültürüne saygı göstermelidir. Nerde olursa olsun; dışarıdan gelen yeni yerleştiği yerin kültürünü değiştirmek için mücadele etmeye başladı mı sorunlar patlak veriyor.

Örneğin bana göre sahiller ve parklar halkındır ve özel şirketlere kiralanamaz. Buralara her insan, bakın vatandaş demiyorum, her dünya vatandaşı kullanabilmelidir. Fakat kullanırken yerleşik kültürün de sınırlarına saygı göstermelidir.

Artan ırkçılığın nedenleri arasında bunlar da görmezlikten gelinmemelidir.

‘Çalışma hakkı’ neyse ama ‘vatandaşlık’ da herkese kolay kolay verilmemelidir.

Sonra, yerli işçi hakkını isterken dışarıdan gelenin günlük ücretin yarısına razı olması da toplumsal huzura dinamittir, emeğin sömürülmesine aracılık etmektir.

Koşulsuz mülteci düşmanlığı veya perverlik de doğru değildir.

Sonra, koşulsuz “Efendim işten atıldılar; işçi düşmanı bunlar” cümlesine de katılmıyorum.

İşten atılanın hangi şartlarda ve nasıl işe girdiği ile çalışma ahlakını da bilmemiz gerekiyor.

RAMAZAN, MÜEZZİN VE EZAN

Bir konu var ki Ramazan geçsin diye bekledim.

Yanılmıyorsam, Ramazan boyunca iftar saatinde ezanlar bir müezzin tarafından okundu. Yani, ilçemizdeki bütün minarelerden bir camide okunan ezan sesi duyuldu.

Benim merak ettiğim uygulama iftar saatinde doğru ise ve sakıncası yoksa, aynı sistem diğer vakitlerde neden uygulanmıyor?

Konuyla ilgili ayrıntılı bilgim yok. Müftülük yetkilileri yazımı okuyor ise ve aydınlatıcı bilgi verirlerse ben ve benim gibi fazla meraklı olan vatandaşlar olarak bilgi sahibi oluruz.

Ayrıca her Ramazan ayında söylenen ve yazılan iftar çadırları meselesi var ki bitmeyecek gibi.

Bence belediyeler, yoksul ve muhtaç insanlara yılın 365 günü uygun mekanlarda yemek verebilir. Bunları muhtarlar takip edebilir. Vatandaşların sokak ortalarında, caddelere masa atarak yemek yemelerini onaylamıyorum.

**

Bu arada ilçemizin bayram öncesi 70 milyon olan borcu da bayram sonrası 100 milyonun üstüne çıkmış. Ödemiş Belediyesi’nin, SGK’ye bile borcu varmış!

Bakmadan Geçme