Enkaz altında!

Sanıyorum Victor Hugo söylemiş: 'Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk!' Özlü sözler...

Sanıyorum Victor Hugo söylemiş: “Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk!”

Özlü sözler veya atasözleri sayfalar dolusu azıların en özet ifadeleridir.

Ara ara köşe yazılarımda kullanıyorum. Sakın hepsini ezberden bildiğimi sanmayın. İnterneti oluşturanlar sağolsun, aramasını bildikten sonra buluyorsunuz.

Böyle özlü sözleri hepimiz severiz…

“Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek!”

Peki öyle mi yapılıyor?

Efendim teşvik olması için yapılıyormuş!

O zaman o sözün ne kıymeti oluyor?

Sonra doğal afetlerde ‘yardım’ yapmaya gerek yok ki!

Devlet anında devreye girmeli…

Devlet adını verdiğimiz o büyük ulusal örgütlenme, böyle durumlar için birikim yapmalı…

**

Geçen yazımda ‘yarılma’dan bahsetmiştim.

Her felakette burnumuz sürtülür ama ne yazık ki yine dersimize çalışmayız…

Sosyal yarılmadan bahsediyorum…

İnternet ortamında izlediğim bir bir videoda aklı evvelin biri, kimi siyasi parti başkanlarının soy ve soplarına girmiş, anne ya da babalarından birinin Türk olmadığını iddia etmiş. Güya milli ve muhafazakar biri… Ya hû! Ya râb! Hepimiz kimden geldik?

Anadolu coğrafyası etrafında yaşayan topluluklar; Araplar, Kürtler, Türkler, Gürcüler, Yunanlar, Ermeniler… Bin yıldır kız-oğlan alıp vermedik mi?

Bu deprem bölgesinde enkaz hırsızlığı yapanlar Nijeryalı mı?

**

Bazı yüzler var ki TV’de onları görür görmez kanal değiştiriyorum…

Bazı yazarlar var ki gazeteyi karıştırırken önüme düşerlerse sayfayı hemen çeviriyorum…

İsim vermeyeceğim…

İnsandır, görüşlerine katılmayabilir veya farklı fikirlerin peşinde gidebilirsiniz…

Fakat öyle ağızlar ve mürekkepler var ki yılan dilinden zehirli…

E-sosyal medyada çatal dillileri var. Bağıra bağıra konuşup millete ayar vermeye çalışıyorlar… Parmak sallıyorlar, tehdit ediyorlar…

Gün gelir devran döner… Dilerim ‘zorla konuşturulduk veya baskı altında yazdırıldık; milletimiz affetsin!’ demezler…

**

Hiç çatılara çıkıp ne var ne yok bakıyor musunuz? Eskimiş güneş enerjileri, çanak antenleri, tadilat artıkları…

Bina saçakları üstünde bulunan kablo, klima ve levha kirliliği dikkatinizi çekiyor mu?

Kapı arkası veya halı altı yaptığımız çok sayıda çöp var!

Enkaz, ‘yıkıntılar’ demek… Bu çöpler o enkazları öyle içinden çıkılmaz hale getiriyor ki!

Bence güzel günlerimizde o atıkları temizlesek çok iyi ederiz…

**

Emlakçılık ve müteahhitlik gözde meslek…

Hele birlikte yapılırsa iyi para kazandırıyor.

Yüzde kaç kar elde ettiklerini bilemiyoruz.

Yıllarca okuyup dirsek çürütüyor, insanlara eğitim ve sağlık dağıtıyorsun ama onların kazandıklarını kazanamıyorsun…

Peki, yaptıkları veya sattıkları bina enkaz altında kalınca ne kadar sorumlulukları var?

 

Bakmadan Geçme