Duygu raporu

Durumunuz değil, o durumda ne hissettiğinizdir belirleyici olan ve hissettiklerimizin doğurduğu davranışlarımız hayatımızı şekillendiren… Elbette dünya,...

Durumunuz değil, o durumda ne hissettiğinizdir belirleyici olan ve hissettiklerimizin doğurduğu davranışlarımız hayatımızı şekillendiren…

Elbette dünya, zor bir dönemeçten geçiyor. Tarihin çeşitli evrelerinde olduğu gibi. Kırılma noktalarından birinde yol alıyor. Daha önce sınanmadığı bir durumla sınanıyor insanlık. Aslında bireysel anlamda düşündüğümüzde her gün küçük çapta da olsa yeni durumlarla sınanıyoruz. Yaşadıklarımıza göre çözümler üretiyor, yeni çıkış yolları buluyoruz kendimize. Yaşadığımız zorlayıcı durumlar, bizi farkında olmadan güçlendiriyor. Hani “kartalın serçeye tasallutu, onun uçuşunu güçlendirirmiş” onun gibi. Belki de dünya içinde durum budur. Her yıkım, her acı, her salgın yeniden ayağa kalkmak için direnmeyi ve insanlığın potansiyelini zorlamasını beraberinde getiriyor. O zorlamalar sonucunda çözümler üretiliyor. Hani “Tüm yenilikler ve gelişme, ihtiyaçtan doğmuştur” diyoruz ya. İhtiyaç ortaya çıktıkça o duruma uygun üretimler de araştırılıp, geliştirilip insanlığın kullanımına sunuluyor. Bu, sağlık açısından da hayatın diğer alanlarında da…

………………………………………..

“İçindeki coşkuya sahip çık” diyordu okuduğum bir metinde. Ben de “İçindeki coşkuyu öldürme” demek istiyorum. Şevk mi geldi bir konu ile ilgili, kalk hemen onu yap. Okumak mı istiyorsun, aç kitabını oku. Dans mı etmek istiyorsun, aç bir müzik dans et ya da birini aramak mı geldi aklına, hemen ara. Öteleme. Ertelenen şeyler, duygu değişiminden zaman aşımına uğruyor ve yapılmadığı ile kalıyor. Hayat, şevk üzerine hareket ediyor. Şartlar o an uygunsa içinden geleni eyleme dök. Yoksa kaçıp gidiyor o istek ve arzu. Bu, yazmak için de öyle. Bazen insanın yattığı yerde aklına güzel birkaç cümle geliyor. Kalkıp yazdıysan ne ala. “Sabah kalkınca yazarım” diye düşünüp uyuduysan sabah “Dün aklıma gelen neydi?”diye düşünürsün ama uçup gitmiştir uykuyla beraber sözcükler de. Zaten hissiyat da değişmiştir, beyhude çabalama…

………………………………….

Yalnız olmak ürkütmemeli insanı. Kalabalıklar içinde kendini yalnız hissetmek daha zorlayıcı bence. Duygularını söyleyememek olmamalı derdimiz; söylediğimizde anlaşılmamak, anlayacak kimsenin yanımızda olmaması daha kırıcı. Erişemediklerimizle sınanamıyoruz, var olanlarla ne yaptığımız ya da yapamadığımız önemli. Bildiklerimiz değil bizi yücelten, bildiklerimizi ne kadar hayatımıza geçirebildiğimiz ve yaşadığımız bizi büyük kılan. Yoksa bilmediklerimizi ayağımızın altına koysak göğü deler geçeriz. Başa dönersek, yaşadıklarımız değil onlar karşısında hissettiklerimiz hayatımızı anlamlandıran…

gözlerinde hayatın ışıltısı

kaymasın gecenin karanlığında

hayat sunulmuş hediye

hediyen karanlık olmasın

yitme ellerinde gecenin

daha nice aydınlık yarınların var…

aç gözünü çocuk

yarınıma ışık sensin…

Bakmadan Geçme