'Düşünebiliyor musunuz!'
Ne ABD Başkanı Trump’un basın hakkında söyledikleri ne de Kuzey Kore'nin nükleer denemeleri… Geçen haftanın bence...
Ne ABD Başkanı Trump’un basın hakkında söyledikleri ne de Kuzey Kore’nin nükleer denemeleri…
Geçen haftanın bence en çok ilgi çeken haberi, evlilik programları ile ilgili olan haberler idi.
Haber başlıkları, “Merakla izlenen evlilik programları yasaklandı mı?” tarzında olunca ilgili ilgisiz herkesin dikkatini çekti.
Kamuoyunda bilinen adları ile “Esra Erol ve Zuhal Topal programları” konusunda kamuoyunun ilgisi, o kadar yüksek oldu ki hemen herkes konuyla ilgili yorum yaptı.
Herkes karşı gibi ama sanıyorum birçok evde izleniyorlar.
Gazetelerde yazıldığına göre birbirinden ünlü isimlerin sunduğu evlilik programları, televizyonlarda gündüz kuşaklarının en çok izlenen programları arasında bulunuyor. Bu haliyle aklı başında insanların tepkisini çeken evlilik programlarının KHK ile bitip bitmediği konusu ilgi ile izlendi.
Yayınlanan son KHK ile kamuda çalışan 3 bin 939 kişinin görevinden ihraç edilmesi bu kadar ilgi çekmedi sanıyorum.
Aynı kararname ile kimi derneklerle yayın organlarının da kapatıldığı duyuruldu ama bu haber başka idi.
“Düşünebiliyor musunuz!”
Böyle bir soru da ne kadar garip değil mi!
“Düşünebiliyor musunuz!”
Belki de düşünebilse idi toplum, söz konusu programlar, bu kadar yaygınlaşmaz, bu kadar izlenir olmazdı.
Bütün iş düşünebilmekte!
Ah bir düşünebilsek…
Aslında bir iki bölümü izleyen, ‘düşünebilen’ insanlar, bu programlardaki akışın bir senaryodan ibaret olduğunu ve oralara giden insanların günlük ücret aldıklarını fark edebilmesi lazım.
Ama bütün iş düşünebilmekte…
Ünlü bir büyüğümüzün de dediği gibi “Düşünebiliyor musunuz!”
Bu tür programların KHK kapsamı içine girip girmeyeceği de başka bir tartışma tabii.
Olağanüstü Hal, bu tür programlar için ilan edilmedi ki!
Aslında TBMM’de vekillerimiz de bunları tartışıp konuyu yasal bir çerçeveye büründürebilirler.
Daha da aslına bakarsanız, öncelikli olarak bu tür programların niçin son zamanlarda daha çok izlenmeye başlandığını tartışmamız ve bu konuya açıklık getirmemiz gerekiyor.
Öyle ya, demek ki insanlar normal yollarla evlenemiyor ki böyle programlara ihtiyaç duyuluyor.
Düşünebiliyor musunuz!
20 yaşında genç bir kız, evde kalmış ve programa çıkıp talipli arıyor.
Tabi düşünmek lazım biraz.
Niçin evlenememiş! Taliplisi mi olmamış! Yoksa gelenleri mi beğenmemiş…
Bütün iş düşünebilmekte yani…
Düşünüyoruz, o halde varız…
Düşünüyoruz, evlilik programları izliyoruz ve mutlu oluyoruz.
“Hem TV’lerde izlenecek program mı kaldı!”
“Ne yapalım yani her gün siyaset mi konuşalım!”
“Zaten büyüklerimiz memleketi yönetiyor; bizim aklımız ermez öyle yönetim işlerine. Bize, ‘O Ses Türkiye’, ‘Survivor’ ve ‘Evlilik’ programları olsun yeter… Arada bir de seçim sandığı kurulsun…”
Cumhuriyet gazetesinden Olcay Büyüktaş’ın bir haberine göre, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştıma Vakfı’nın (TEPAV) Sosyal Güvenlik Kurumu verilerinden yola çıkarak hazırladığı İstihdam İzleme Bülteni’nin yeni sayısında 88 sektörün yarısında işyeri sayısının azaldığı, KOBİ’lerde sigortalı çalışan sayısında 88 binlik bir düşüş olduğu belirtilmiş.
Şaziye Hanım evde mi kalmış dediniz!
Hüseyin Bey, kolundaki dövmeleri Dürdane Hanım için mi yaptırmış!
Ne? Acun’a atılan kısa mesajlar daha yararlı işlere mi atılmalıymış!
Düşünebiliyor musunuz!
Düşünebiliyor musunuz!
Düşün düşün…
Düşün biraz…