Dünyayı kaldırmak

Akıllı bir çağ, aldı başına gidiyor… Akıllı telefonlar, akıllı evler, akıllı arabalar, hatta akıllı ürünler üreten...

Akıllı bir çağ, aldı başına gidiyor… Akıllı telefonlar, akıllı evler, akıllı arabalar, hatta akıllı ürünler üreten akıllı fabrikalar… Günümüz “iletişim çağı”, yerini “akıllı çağa” bırakıyor…

Akıl hep vardı insan evladında olmasına ama mekanik çağdan elektrik çağına, elektrik ile mekaniğin birleşimi otomasyon çağından otomasyonun bilgi ve iletişimle birleşmesi sonucu günümüz akıllı çağa geçişimiz hep zaman ve birikim süreci olmuş.

Eski çağlarda kaldıraç, tekerlek ve palanganın faydaları, Mısır ve Babilliler tarafından bilinmekteydi. M.Ö. 200’lerde yaşayan Arşimet, “Bana bir kaldıraç verin, dünyayı kaldırayım” demesine rağmen yaygın olarak mekanik, insan yaşamında 1784 yılında ilk mekanik örgü/dokuma makinesinin icadıyla başlar ve 1870’lerde elektrikle birleşiminden de ilk elektrikli üretim bandına bırakır. Bu elektik çağı, 1969’da ilk programlanabilir üretim sisteminin icadıyla yerini “otomasyon çağına” bırakır.

2000’li yılların başında ise bilgisayar ve internetin birleşmesiyle otomasyon çağından akıllı çağa girdik. Artık bilgiyi bilgisayarlar sayıyor, işi robotlar yapıyor. Bu durum giderek de artacak, insanın yerini makine alacak, insanların bedenen çalışması ve bilgiyi ezberlemesi azalacak… Peki biz ne yapacağız?

Günümüzde insan-makine etkileşimi, hızla artmakta ve akıllı teknolojiler, yaşamımızın her alanında var. İnsanların akıllı telefonlar ve interneti kullanarak her zaman ve her yerde birbirleriyle etkileşim içinde. Hatta artık makineler de interneti kavrıyor, birbirleri ile iletişime geçiyor, akıllı kararlar veriyor. Mesela evimizdeki sıcaklığa göre, termometre, kombi, modem, elektrik ve doğalgaz ile iletişime geçerek kararlar veriyor, sizin istediğiniz ve programladığınız ev sıcaklığını sağlamak için. Dahası eve gelip gelmediğinizi anlayarak yapıyor bunları…

Artık ameliyatlar dahi bilgisayarlar ve robotlarla yapılabiliyor. Şoförsüz, kendi kendine trafikte seyreden araçlar cabası, internetten alışveriş ise çok normal bir olgu.

Günümüz akıllı çağında organize iletişim yetenekleri sayesinde akıllı kararlar alabilen nesneler, insanın içinden çıkamayacağı karmaşık üretimleri artarak yapacaklar. Ama inanıyorum ki insan, üretim sistemleri için yaratıcı ve sorun giderici olarak belirleyici yerini koruyacaktır. Çünkü insan, doğası gereği amaçları uğruna çabalayacaktır.

İnsanoğlunun ve insan kızının makineler karşısında varlığını sürdürebilmesi ya da makineleri elinde tutan ve tutacak olan güçlüye karşı var olabilmesi için eğitime bakış açısını değiştirmesi gerekmektedir. Çocuklarımız, ancak eğitimi değiştirirsek makinelerle rekabet edebilirler.

Önümüzdeki 20 yıl içinde robotların 800 milyon kişinin yerini alabileceği tahmin edilmekte.

Eğitim, artık büyük bir mesele. “Eğer öğretme şeklimizi değiştirmezsek 30 yıl sonra başımız büyük belada olacak” diyor en büyük internet alışveriş sitelerinden biri olan “Alibaba”nın sahibi…

Çünkü gerçekten de çocuklarımıza öğrettiklerimiz, 200 yıl öncesinden kalma bilgiler. Bilgi tabanlı şeyler. Çocuklarımıza makinelerle rekabet etmeyi öğretmeliyiz. Makineler, her zaman daha bilgili çünkü neyi verirseniz onu alıyor. Öğretmenler, bilgi öğretmeyi bırakmalılar. Çocuklarımıza özgün şeyler öğretmeliyiz. Böylece hiçbir makine bizi yakalayamaz.

Çocuklarımıza öğretmemiz gereken şey, insani becerilerdir. Değerler, inanmak, bağımsız düşünme, ekip çalışması, başkalarına değer vermek, bunlar insani becerilerdir. Bilgi bunları size öğretemez, sadece söyleyebilir…

Bu yüzden çocuklarımıza spor, müzik, resim, insanların farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için sanatı öğretmeliyiz. Öğrettiğimiz her şey, makinelerden farklı olmalı. Eğer makineler daha iyisini yapabiliyorsa bunu oturup düşünmemiz lazım. İnsanlar, makinelerin yaptıklarını değil, yapamadıklarını yapmalı…

Dünyayı kaldıracak kaldıraç bulmak için makineye yenilmemelidir insanlık. Makineye yenilmek, elbette hesap makinesine, akıllı cep telefonuna, robotlara yenilmek demek değildir, fişini çekeriz olur biter… Ama bu akıllı makineleri üreten güç sahiplerine yenilmemek için insani değerlere dönmeliyiz… Yoksa dünyamızı makineler kaldıracak…

Bakmadan Geçme