• Haberler
  • Sağlık
  • Dr. Tufan Özdem: ‘Kemik erimesinin beslenme ve egzersizle önüne geçebilirsiniz’

Dr. Tufan Özdem: ‘Kemik erimesinin beslenme ve egzersizle önüne geçebilirsiniz’

Osteoporozun, kemik yapısı içindeki kalsiyum az almasına ve buna bağlı olarak kemik kütlesinde azalmaya neden olduğunu...

Osteoporozun, kemik yapısı içindeki kalsiyum az almasına ve buna bağlı olarak kemik kütlesinde azalmaya neden olduğunu ifade eden  Dr. Tufan Özdem, “Kemik erimesi 50 yaşın üzerinde kadınların yaklaşık 1/3’ünde (genellikle adet sonrası dönemde), 50 yaş üzeri erkeklerin ise 1/5’inde görülmektedir. 70 yaş üstü yaşlanmaya bağlı her iki cinsiyette de osteoporoz karşımıza çıkar. Kemik dokusu yapı olarak üzerine yük bindikçe kendisini güçlendiren özelliğe sahiptir. Bu nedenle kemik erimesi özellikle menapoz sonrası zayıf vücut yapısına sahip kadınlarda daha sık olmaktadır. Bunun dışında: Romatoid artrit gibi iltihaplı eklem romatizmaları, kronik karaciğer hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), diyabet ve insülin kullanımı, son dönem böbrek yetmezliği osteoporoza zemin hazırlar. Ayrıca organ nakli yapılan hastalarda kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar da osteoporoza neden olabilir. Bunların yanı sıra D vitamini eksikliği, aşırı alkol kullanımı, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam biçimi, egzersiz yapılmaması da önemli kemik erimesi nedenleridir” dedi.

“30’lu yaşlara kadar yeterli miktarda kalsiyum”

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tufan Özdem Osteoporozun en yaygın belirtisinin, omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrılar olduğunu belirtti. Bu ağrıların nedeninin de zayıflayan kemikte görülen mikro kırıklar olduğu bilgisini verdi. Dr. Özdem, “Bu mikro kırıkların zamanla birleşerek özellikle omurgalarda çökme kırıklarına yol açtığını kaydeden Dr. Özdem, şöyle devam etti: “Buna bağlı boyda kısalma, kamburlaşmayla beraber oluşan omurga deformasyonları ortaya çıkar. Kalça bölgesinde oluşan kemik erimesi özellikle yaşanan travmalarla beraber (yaşlılarda düşme sıktır) kalça kırıklarına ve korkulan bir durum olan akciğerlere pıhtı atma sonucu daha ağır tablolara neden olabilir. Her yaşta ve özellikle 30’lu yaşlara kadar yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınması, düzenli fiziksel aktivite ve spor yapılması, sigara, alkol ve risk oluşturan ilaçların kullanımından uzak durulması, kronik hastalıklardan korunma ve düzenli tedavi ile osteoporoz riskini en aza indirmek mümkündür. Koruyucu ilaçlar ise osteoporoz döneminde görülen yıkımı azaltabilir ve dengeleyebilir. Bu tür ilaçlar hastanın yaş grubuna uygun olarak tedavide kullanılmaktadır. Ancak tek başına ilaç tedavisi yeterli değildir, tedavi programına düzenli egzersizler de eklenmelidir. Yılda bir kez yapılacak DEXA ölçümleriyle uygun ilaç tedavileri planlanır” diye konuştu.

“Kan seviyesinin düşüklüğü durumunda da kemik erimesine eğilim artıyor”

Düzenli hareket ve egzersiz ile kemik erimesi oluşan bölgelerin etrafındaki kasların güçlen dirilmesinin oluşabilecek ağrıları azalttığını ve kırıklara karşı azami koruyucu rol oynadığını dile getiren Dr. Özdem, “Beyaz peynir, süt ve yoğurt gibi gıdaların tüketilmesine özen gösterilmeli ve alınan kalsiyumu depolamak için spor yapılmalıdır. D vitamini kemik metabolizmasında önemli yere sahip olup kan seviyesinin düşüklüğü durumunda da kemik erimesine eğilim artmaktadır. Aynı zamanda vücudumuzda inaktif olarak bulunan D vitamini güneşe maruz kalan cilt dokusunun altında aktive olarak kemiklere kalsiyum girişini sağlamaktadır. Bu nedenle güneş görmek çok önemli olup, özellikle öğlen güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 15-20 dakika güneşlenmek gerekir. Osteoporoz teşhisi konan hastalarda kırık oluşmamışsa koruyucu tedaviye başlanır. Hastanın aktif egzersiz yapmasını sağlamak önemlidir. Tempolu yürüyüşler kemiğin mevcut kuvvetini korumasını sağlar. Aktivite ve hareket sayesinde kişinin kasları geliştikçe, kemiklere gelen zorlayıcı kuvvetler de azaltılmış olur ve dolayısıyla kırık riski de düşer. Omurgasında kırıklar başlayan hastalarda bu kırıklara bağlı ağrıları azaltmak için bazı ek tedbirler alınmalıdır. Bunlar; düzenli egzersiz programları, korse tedavisi ve kemik çimentosu ya da bazı organik malzemelerle kemik içinin doldurulmasıdır” ifadelerini kullandı.

(Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme