Dikkat et

Dikkat et! Bir acayip zamanın seyyahıyız biz. Küçükler büyüklerin öğretmeni, büyükler küçüklerin dilekçisi. Sınırları çizdikçe zorlayan...

Dikkat et!

Bir acayip zamanın seyyahıyız biz. Küçükler büyüklerin öğretmeni, büyükler küçüklerin dilekçisi. Sınırları çizdikçe zorlayan bir neslin sınır koyucusu biz. Merak duygusunu dilediği gibi yönlendirip cevapları bulmaya namzet yetişen nesil. Sabrı sabırsızlıkla sınayan teknoloji yerlisi, biz göçebeleri parmak ucunda görmek istiyor, dikkat!

Dikkat! “Acıtmadan, kanamadan tüm güller benim olsun” diyenlerleyiz. Bahçıvanı es geçecek kadar bencilinden muhatabın, bahçıvan olmaya kalkma…

Tüm öğrencelerimiz yaşama dair. Tüm biriktirdiklerimiz yaşanmışlıklarımız. Yaşadığına dikkat et! Paylaştığına da…

Dikkat! Verdiğin en cesur karar kadar cesur dünya. Affettiğin kadar yücelir ruhun. Azalır yükün. Sağduyun kadar mutmain olur gönlün.

Ve verdiği kadar yücelir insan. Kalbindeki sevgi, başkasına değerse anlam kazanır. Verilebilecek en paha biçilmez hediyedir zira sevgi. Sevgin kadar yüreğin dikkat!

Dikkat! Sıcacık bir tebessüm içleri ısıtacak, yerine göre gönüllere su serpecek olan. Esirgeme sana ait olanı.

“Geç kaldım” deme, “Bana uymaz” deme, bir acayip zamandan geçiyoruz, yapamayız dediğimiz çok şeyi yapmaya zorluyor zaman bizi. Ayak uyduruyoruz teknolojiye, değişime…

Dikkat! “İyi ki varsın” dedirtecek; minik bir ayrıntı, minik bir dokunuş yüreklere ya da cesaret verecek bir söz, gönlü doğrultacak bir lakırdı. Neşelendirecek bir paylaşım, tadını yerine getirecek bir espri. Yerine göre hoşgörü, yerine göre tatlı bir serzeniş…

Ama yine de dikkat! “En güzel resmi yapacağım” diye yorma dimağını, bedenini, gönlünü. Bırak, su aksın bulsun yolunu…

Düşünceli bir yaklaşım,

yaklaşımın düşüncelisi

samimiyet, affedicilik

büyüklük

yücelik

kırılganlık

bıçak sırtı

bir değişik zamanı depoluyor bellek

neyi paylaşıyor, neyi çoğaltıyorsan o…

Bakmadan Geçme