• Haberler
  • Gündem
  • DEPREM ÖLDÜRMÜYOR, ÇÜRÜK BİNALAR ÖLDÜRÜYOR.…

DEPREM ÖLDÜRMÜYOR, ÇÜRÜK BİNALAR ÖLDÜRÜYOR.…

Marmara, Gölcük, Düzce, Simav, Gediz, Tunceli, Varto, Erzurum, Van, Manisa, Elazığ, Malatya, İzmir… Şimdi de Hatay,...

Marmara, Gölcük, Düzce, Simav, Gediz, Tunceli, Varto, Erzurum, Van, Manisa, Elazığ, Malatya, İzmir…

Şimdi de Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, İskenderun depremi…

Ocaklar yine söndü.

Yine çürük yapılar, yine göçük. Yine kum gibi dağılan kolonlar. Binlerce insanımız yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı. Yüreklerimiz dağlandı…

Bu köşede daha evvel de belirttiğim gibi olanlardan hiç ders çıkarmadığımız ortaya çıktı. Depreme yine hazırlıksız yakalandık. İki gün devlet organları organize olmakta zorluk çekti. Soğuk kış gününde insanlar kaderleri ile baş başa kaldılar.

İkinci gün ancak arama kurtarma çalışmalarına başlanabildi. Akut, Afad, Kızılay ve Sivil toplum kuruluşları, kurtarma ekipleri ancak ikinci günün sonunda yardıma başlayabildiler. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi birçok Büyükşehir ve diğer belediyeler, vatandaşlarımız, yabancı ülke yardım kuruluşları bölgeye akın ettiler. Türk halkının zor günlerde dil, din, ırk ayırımı gözetmeksizin nasıl kenetlendiğini bir kez daha gördük.

Deprem konusunda yetkili kişiler televizyonlarda yine yorumlar yapmaya, neler yapılması gerektiği konusunda görüş bildirmeye başladılar. Bu konuşmalar bir-iki ay sürecek, daha sonra gündemden düşecek… Mağdur olan, acıya boğulan vatandaşlarımız acıları ile baş başa kalacaklar.

Ülkemiz deprem kuşağı üzerinde. Her yerde her zaman deprem olabilir. Bunu öğrenmemiz gerekiyor artık. Ne olur, bu son felaket olsun… Toplanan yardımları önceden olduğu gibi başka yerlere değil; depreme dayanıklı konut, hastane, belediye binası, okul, valilik binası yapımına ayıralım. Japonya’da olduğu gibi deprem olmadan önlemlerimizi alalım.

Sevgili “Deprem Dede” lakaplı bu işin profesörü rahmetli Ahmet Mete Işıkara hocamızın dediği gibi “Deprem öldürmüyor. Çürük yapılmış binalar öldürüyor” insanlarımızı.

Dün akşam televizyonda haberleri izlerken gördüm. Helikopterden çekilen bir resim rahmetli Deprem Dede’yi doğrularcasına her şeyi açık bir şekilde anlatıyordu bize. Bazı binalar dimdik ayakta durur iken yanı başındaki binalar yerle bir olmuş…

Ne olur toplum olarak aşırı para hırsından vazgeçelim Üç kuruş fazla kazanacağım diye inşaatlarda malzemelerden çalmayalım. Zaten inşaat mühendislerinin anlattığına göre bir bina yapılırken inşaat demiri ve çimentodan yapılan tasarruf binanın toplam maliyesinin % 5 ini geçmiyormuş. Yüzde beşlik bir kar için binlerce insanımızın canını ve malını, umutlarını çalmayalım. Denetleme işlemlerini daha sıkı yapalım. Bu işi devlet ciddiyeti ile denetleyelim.

Yeni yeni felaketler, acılar yaşamamak için mevcut binaları kontrolden geçirelim.

Özellikle kamu binalarını, başta hastaneleri, okulları, devlet dairelerini, köprüleri, üniversiteleri, öğrenci yurtlarını elden geçirelim. Güçlendirilmesi gerekenler varsa felaket yaşamadan güçlendirelim.

Geçmişte olan depremlerde olduğu gibi hastaneler yıkılırsa sağlık ekipleri nasıl görev yapacak, valilik ve belediye binaları yıkılırsa kurtarma ekiplerini kim koordine edecek.

İllerde, ilçelerde sivil savunma birlikleri, kurtarma ekipleri kuralım. Bunları depremlere karşı eğitelim, hazırlıklı tutalım. Olası depremlerde kimin ne görev yapacağı, ona nasıl ulaşılacağı belirlensin. Çadırların nereye kurulacağından tutun da, yemeklerin hangi mutfakta pişirileceğine kadar her şey önceden belli olsun. Aniden gelen felaketler karşısında son deprem de olduğu gibi şaşırıp kalmayalım. Depremlere karşı korunaklı olalım. En az zararla atlatalım depremleri.

Öğrenelim artık depremi ve onunla birlikte yaşamayı. Gerekli önlemleri gecikmeden alalım.

Bir de her önüne gelen, biraz parası olan karlı iş diye müteahhitlik yapmasın. Yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.

15.02.2023

Yaşar Varış.

 

Bakmadan Geçme