• Haberler
  • Genel
  • Çürüyen tarihin acısını köylüler çekiyor

Çürüyen tarihin acısını köylüler çekiyor

İçinde tarihi Osmanlı yapılarını barındıran ve Seferihisar'da yer alan eski adıyla Hereke, yeni adıyla Düzce Köyü...

İçinde tarihi Osmanlı yapılarını barındıran ve Seferihisar’da yer alan eski adıyla Hereke, yeni adıyla Düzce Köyü önemli tarihi tahribat söz konusu. Birinci derece sit alanı olan köyde vatandaşların tadilat yapması yasak. Ancak sit alanı ilanının sebebi olan yapılar kilit altında çürümeye terk edilmiş durumda.

Doğumundan bu yana Seferihisar Düzce köyünde yaşayan Ahmet Habeşe, Düzce Köyü halkı adına, köyün sorunlarını Yeni İzmir Gazetesinden Şaha Çimen’e  anlattı.

Düzce köylüsünün en çok şikâyet ettiği konuların başında köyün sit alanı olması olduğunu belirten Habeşe, “Biz köylü halkı yıllardır Düzce Köyünün sit alanı olmasından dolayı çektik” ifadeleri ile sözlerine başladı.

Birinci derece sit alanı olan köy hakkında konuşan Habeşe,  “Burası birinci bölge sit alanı olarak geçiyor. Gelip buraya kilit asıyorlar. Burası sit diyorlar ama koruma altına aldıkları bu yapıları restore etme gibi bir çabanın altına girmiyorlar. Mesela gelip evini site ayırdık diyorlar ve kilit vuruyorlar. Sonrasında ne kendileri restoran çalışması yapıyor ne de sana bu izni veriyorlar. Kit atıp biz buraları koruma altına alıyoruz diyorlar. Sonra binalar kaderine terk edilerek çürüyorlar” sözleri ile köyünün tarihine sahip çıktı.

Köy nüfusuna vurulan darbe

Köy halkının, köyde barınamadıklar için köyü terk ettiğinden bahseden Ahmet Habeşe, “50 Sene önce bu köy 80 haneydi. 50 Sene geçti aradan hala 80 hane var. Burası sit alnı olduğu için ev yaptırmıyorlar. Gençler de gidip Seferihisar’dan ev alıyor. Kızlar desen dışarıya gelin gidiyorlar. Köyden kimse kimseyle evlenemiyor. Evlenseler de şehirden bir ev alıyorlar. Bu 80 hane belki 160 – 200 hane olacakken buna izin verilmediği için bugüne kadar gençlerimizin hepsi dışarı gitti. Belli başlı ölçütler koyup yapmamıza izin verselerdi belki şimdi durum böyle olmayacaktı. Bırakın evi, kümes bile yaptıramıyorlar. Bizim köylü halkı olarak böyle bir mağduriyetimiz var. Evlerimizi, köyümüzü sit alanı olarak işaretliyorlar. Çivi çakmamıza izin vermiyorlar ama bunun alakalı çalışma da yapmıyorlar. Buradaki yapılar kaderlerine mahkum edildiği için yok olup gidiyor. Olan bizim tarihimize ve gençlerimize oluyor. Eski evler yıkılıyor. Evler kullanılmaz hale geldikçe insanlar dışarıya kaçıyor. Başa alternatifleri kalmıyor. Biz de isteriz. Tarihi yapılarımızı korumayı, bizden sonraki nesillerin gelip bunu görmesini ancak kilit vurup gidiyorlar. Korumuyorlar. Kerpiç binalar var köyde. O kerpiç binayı yıkıp ev yapamıyorsun. 100 Senelik evi neredeyse yıkılacak. Sana yık da bunun yenisi yap demiyor. İzin versinler yeni, güzel evler yapalım ki turisti geldiğinde harabe bir yere geldiğini düşünmesin. Kerpiç, yıkıldı yıkılacak binalar görmesin. Güzel, taş binalar yapalım. Sitten böyle bir sıkıntımız var.” sözleri ile köyün yaşadığı hane sayısı ve kalitesi sorununun yaşama yansımasını resmetti.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme