Cumhuriyet Bayramı

Emperyalist devletler tarafından işgale uğrayan Türk toprakları, Mustafa Kemal önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı’yla zafere ulaştıktan sonra...

Emperyalist devletler tarafından işgale uğrayan Türk toprakları, Mustafa Kemal önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı’yla zafere ulaştıktan sonra sıra, yeni bir Türk devletinin kuruluşuna gelmişti.

“Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. Bu sistemde irade ve egemenlik bir kişide değil, milletin tümüne aittir. Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir” diyen Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1923 tarihinde arkadaşları ile birlikte yeni devletin idare biçiminin Cumhuriyet olması için meclise önerge sunmuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi de önergeyi oybirliği ile kabul ederek Cumhuriyet’i ilan etmiş, bu önemli karar, Ankara’da 101 pare top atışı ila halka duyurulmuştu.

Türk halkı, Cumhuriyet’in ilanını büyük bir sevinç ile karşılamış, sokaklara dökülerek büyük bir coşku ile Cumhuriyet’in kuruluşunu kutlamıştı. 1925 yılında da Meclis’te kabul edilen bir kanunla Cumhuriyet Bayramı, “milli bayram” olarak kabul edilmişti.

Bu tarihten sonra Cumhuriyet bayramları, devlet ve halk tarafından kutlanmaya başlanmıştır. Bayramlarda askeri geçitler düzenlenerek Türk ordusunun gücü dosta düşmana gösterilmiş, kentlerde halk 29 Ekim akşamları sokaklara çıkarak fener alayları, salonlarda Cumhuriyet baloları, köylerde davullu zurnalı eğlenceler düzenleyerek Cumhuriyet bayramlarını kutlamışlardır.

Halkımız, çağdaş ve demokratik bir yönetim biçimi olan Cumhuriyet’i benimsemiştir çünkü Cumhuriyet’in kendi idaresi olduğunu, özgürlük, bağımsızlık, demokrasi olduğunu, eğitim, çağdaşlaşma olduğunu, hak, hukuk, adalet, hak arama özgürlüğü olduğunu, kadın-erkek eşitliği, seçme ve seçilme hakkı, laik bir devlet anlayışı, hukukun üstünlüğü olduğunu anlamıştır. Kısacası halk, Atatürk’ün dediği gibi Cumhuriyet idaresinin kendisine en uygun rejim olduğunu anlamıştır.

Maalesef bu yıl Cumhuriyetimizin 97. kuruluş yıl dönümü kutlamalarına İçişleri Bakanlığı’nın 81 il valiliğine gönderdiği genelge ile gölge düşmüştür. Genelgede Covid-19 önlemleri bahane edilerek Atatürk büstlerine çelenk koyma, kamu kurum ve kuruluşları ile mecliste gurubu bulunan siyasi partiler, şehit ve gazi dernekleri ile tebrikler -kabuller büyükşehirlerde 60, illerde 40 kişi ile sınırlandırmıştır.

Siyasi iktidarın ulusal bayramlara karşı takındığı yasakçı tavır, muhalefet partileri ve halk tarafından tepki ile karşılanmıştır. Vatandaşlar, “Ayasofya açılışında, AKP toplantılarında, Cumhurbaşkanı’nın mitinglerinde bulaşmayan Covid-19 , bir tek ulusal bayramlarda mı bulaşıyor?” diye sormaktadırlar. Haksız da değillerdir. AKP, milli bayramlarımızın kutlanmasında sergilediği bu isteksiz ve engelleyici tavrını bir kenara bırakmalıdır. Unutmayalım ki ulusal bayramlarını coşku ile kutlamayan milletler, dini bayramlarını özgürce kutlayacak vatan bulamazlar.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm okurlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor, Cumhuriyet’i bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarını saygı ve şükranla anıyorum. Saygılarımla.

Bakmadan Geçme