Bizim Hasan Bana Küsmüş
Bizim Hasan bana küsmüş, benim haberim yok. Beldeye her indiğinde dükkanıma uğrayan Hasan, iki haftadır uğramıyor....
Bizim Hasan bana küsmüş, benim haberim yok.
Beldeye her indiğinde dükkanıma uğrayan Hasan, iki haftadır uğramıyor. Merak ettim, hasta mıdır ne? Haber saldım; Hasan dükkanıma uğrasın diye. “Ben ona küstüm, gitmem” demiş. Ee, “Hasan gelmezse ben giderim” dedim ve arabama atlayıp Hasan’ın köyüne gittim. Evine vardığımda Hasan ineklerine bakım yapıyordu. Arabamın gürültüsünü duyunca dönüp benden yana baktı. Gönülsüz de olsa bana doğru yöneldi. Çeşmeden yıkadığı elini yağlığıyla sildi. Biraz buruk:
-Hoş geldin, hocam.
-Hoş bulduk, Hasan. Niye öyle kırgın davranıyorsun? Beni kabul etmeyecek misin yoksa? Dönüp gideyim mi kapından? İki haftadır dükkanıma gelmiyorsun. Sen gelmeyince ben geldim. Var mı öyle yılların dostluğunu bir anda silip atmak? Ben atamam, sen atacak mısın?
-Ben de atamam hocam da, ağırıma gitti, senin yaptığın.
-Ne yapmışım ben, Hasan?
-Benim adamım gelmiş, senden silaj örtüsü naylon kestirmiş. Bu Hasan’ın demiş ama sen ille de parayı getir demişsin. Eve geldi, bana söyledi. Ben de adamımın yanında bozuldum. Hocanın yanında hiç mi kredimiz yok, dedim. Eline parayı verdim, başka yerden aldırdım. Hemen sen mi satıyorsun bunu? Senin bir dükkanın varsa benim on dükkanım var. Yeter ki cebinde paran olsun. Senden bir daha alışveriş etmemeye karar verdim. Bu yüzden sana küstüm.
-İyi de Hasan, senin adamın naylonu kestirmeden önce niye söylemedi? Ben emrivakiden hoşlanmam. Bakalım senin haberin var mı? Sen bana önceden neden telefon etmedin? Ben nereden bileyim senin adamın olduğunu? Her gelen bu Hasan’ın derse ben vereyim mi? Sonra ben almadım dersen ben ne yapayım? Parayı kimden tahsil edeyim? Adam kendi için alıp da Hasan’ın derse ne olacak? Ben çok yaşadım böyle olayları. Adam alıp gidiyor filanın diye, filanın haberi yok. Para ödenmiyor tabi. İstemeye gittiğimde “Ben böyle bir şey satın almadım senden” diyor. O zaman ne yapacağız? Adam almadığı malın parasını verir mi? Vermez tabi. Ben adet edindim; hiç kimseye başkasının adına veresiye mal vermiyorum. Bu yüzden darılan darılsın. Ben böylece hem kendimi hem de seni korumuş oluyorum. Bunda küsecek ne var? Hep kendi tarafından bakma, bir de benim tarafımdan bak. Ne demiş atalarımız: Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Benimki de o hesap. Daha teşekkür etmen lazım. Bu Hasan’ın diyen herkese istediğini vereyim mi? Ödeyecek misin sonra? Biraz mantıklı düşün Hasan!
-Tamam, hocam ben böyle düşünmemiştim. Senin bana karşı bir güvensizliğin var diye düşünmüştüm. Bir de adamın söyleyiş biçimi beni tahrik etti.
-Hasan, sen kendin geldin de ben seni ne zaman geri çevirdim? Şimdiye kadar kaç kere veresiye verdim? Bir düşünsene, biz yıllardır alışveriş yapıyoruz. Bir gün yaz dedin de yazmadım mı? Niye şimdi alınganlık gösteriyorsun? Ben sana yıllardır kaç kere veresiye verdim. Bir kere vermeyince kötü mü oluyor? Bunu senden beklemezdim. Senin hiç vermeyeceğini bilsem ben sana yine veririm. Her şey para değil ki Hasan. Bizim yıllardır süren dostluğumuz var. Senden bana asla kötülük gelmez. Ben bunun bilincindeyim. Sen de biliyorsun bunu da, bir anlık öfkeye yenildin.
-Haklısın hocam.
-Hem biz alışveriş dostu muyuz?
-Hayır, hocam. Biz yılların dostuyuz.
-E, ne oluyor o zaman?
-Tamam, hocam bir daha küsmem.
Hasan’ın hanımı da yok ya, izin istedi. “Müsaadenle bir çay yapayım” diyerek evine girdi. Ben orada bulunan sandalyeye oturdum. Hasan çay kurmuştu. Yanıma gelip oturdu. Biraz hoşbeşten sonra çayları getirdi. O sırada yoldan muhtar geçiyordu. Hasan, muhtarı da çağırdı.
-Muhtar! Gel hele gel, hocamla çay içiyoruz.
Muhtar beni görünce Hasan’ın davetini kırmadı. “Hocam köyümüze hoş geldin” diyerek yandaki sandalyeye oturdu. Hasan bir çay da muhtara getirdi. Üç kişi çayımızı içerken sohbeti koyulaştırdık. Vaktin nasıl geçtiğini bilemedik. O arada benim telefonum çaldı. Müşterilerimden biri arıyordu. Hemen izin istedim, gitmem gerektiğini söyledim.
-Hasan, her şey için teşekkürler. Muhtar, sen de bizi mutlu ettin. Dükkanıma beklerim. Gelmemezlik olmaz öyle. Hoşça kalın.
Sevgi, saygı ve mutluluklar.