- Haberler
- BİTMEYEN İŞTAH ÖDEMİŞİ YUTACAK MI
BİTMEYEN İŞTAH ÖDEMİŞİ YUTACAK MI
HAVZAPLAT HAVZAYI BEKLEYEN TEHLİKELERE DİKKAT ÇEKEREK, DOĞA VE TARİHİN KORUNMASI İÇİN ÖDEMİŞLİLERE VE TÜM KURUMLARA ÇAĞRIDA...
HAVZAPLAT HAVZAYI BEKLEYEN TEHLİKELERE DİKKAT ÇEKEREK, DOĞA VE TARİHİN KORUNMASI İÇİN ÖDEMİŞLİLERE VE TÜM KURUMLARA ÇAĞRIDA BULUNDU
HAVZAPLAT sözcüsü, Ödemiş Baro Temsilcisi Av. Erdem Boyacı, Küçükmenderes Havzası’nın karşı karşıya olduğu çevresel tehlikeler ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Ödemiş için tüm kurumları ve sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunan Av. Erdem Boyacı, Kaymakçı mıcır ocağı, Bozdağlar’daki altın madeni girişimi ve İlkkurşun’da açılmak istenen yeni güzergahla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Boyacı, “Küçük Menderes havzası dünyanın en verimli topraklarından biridir, toprağının üstü altından, mıcırdan, yol için inşaat toprağından değerlidir. Bu topraklarda doğamız, dağlarımız yıllardır yemyeşil iken şimdilerde birden bire altın madeni, gümüş madeni, mıcır ocağı, karayolu için toprak gibi sebeplerle talanla karşı karşıya bırakıldı. Sanki birileri düğmeye bastı, sanki bu dağlardaki yer altı değerleri yeni keşfedildi.
Sanki bu dağların üstünde bu topraklarda bizler hiçbir şey yetiştirmez olduk da, terk ettik, alın altını götürün dedik, sanki bu dağlar sahipsiz. Birileri, eski işi gereği bildiği ya da ele geçirdiği listeyi açtı önüne, nerede, kim, ne ruhsatı almış, o ruhsat sahipleri ile işletebilecek ticari tröstleri buluşturup aradan nasıl nemalanırım hesabını yapıyor. İştahlanan kapitalist zihniyet ise her türlü yolu deniyor. Bizim Efe torunları üç-beş dönüm arazisini ekip biçmekten, üç beş baş hayvanını bakıp sağmaktan başka ne bilecek nasıl olsa. Ama bu kapitalist iştah ve buna yol açan sorumlular elbet bir gün ayyuka çıkacaktır. Midas’ın kulakları buralara uzak bir yerde değildir.
HAVZAPLAT, havzamızın tek çevre platformu olarak, Küçük Menderes Havzasında tarih ve doğa katliamına hayır şiarıyla, ondan fazla dernek, kamu yararına dernek, sendika, meslek örgütü, sivil toplum kuruluşu, baro ve muhtarlarımızın oluşturduğu bir platform olarak, havzamızın geleceğimizi köklü biçimde olumsuz etkileyecek sorunlarıyla ilgilenip çözüme kavuşturmayı görev edinmiştir” dedi.
“YENİLEN GÜREŞE DOYMAZMIŞ”
Bozdağlar’da açılmak istenen madenle ilgili dördüncü kez düzenlenmek istenen toplantıyla ilgili “Yenilen güreşe doymazmış” değerlendirmesini yapan Boyacı, toplantıyla ilgili ilan karmaşasına da dikkat çekti.
Boyacı şu ifadelere yer verdi: “Abdullah Şentürk tarafından yapılması planlanan altın-gümüş maden ocağı projesi çerçevesinde İzmir Valiliğinin ÇED gereklidir kararı gereğince dördüncü kez 2 Eylül 2015 günü halkın katılımı toplantısı düzenlenmek istenmektedir.
Bilindiği üzere daha evvel 3 kere toplantı tarihi ve 4 kere de toplantı yeri belirlenmiş ve gerek Küçük Menderes’in duyarlı insanları, gerek Havzaplat ve gerekse Ödemiş Belediyesi ve neredeyse tüm kurumları bir yumruk olmuş, halka karşı, zehir ve ölümden başka (sadece birkaç kişi ve şirketin zengin olabileceği) hiçbir işe yaramayacak madencilik girişiminde ÇED sürecinin ilerlemesine izin verilmemiş idi. İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bundan evvelki toplantı yerini 07.07.2015 olarak belirlemiş ve 10 günden daha uzun bir süre kala da yerinin Efe Toplu Konut Sosyal tesisleri olduğunu ilan etmiş iken, nasıl olup bu ilan kaldırılıp, 02.07.2015 günü yani 5 gün kala, yerini Dolaylar köy meydanı olarak değiştirip tekrar ilan edebilmiştir.
Devletin kurumu halkın yanında olmalıdır. Halkı bilgilendirmeli zamanında ve yeterince duyurmalıdır. Yasanın 10 takvim günü dediği gazete ilanını resmi kurum olarak sen biliyorsan ve o gazetenin o köylerde dağıtımının yapıldığını denetlemiyorsan bile bari duyurular sayfanda 10 gün önceden ilan et ki vatandaşlar da öğrensin, akıllarında soru işaretleri kalmasın. Bu durum ticari kaygıları olan maden işletmecilerinin lehinedir. Halkın ise aleyhindedir.
“KAPİTALİST İŞTAH KÖRELMİYOR”
Dolaylar köyünde yani bu toplantının yapılacağı ilen edilen köyde acaba kaç Dolaylar Mahallelisi bu ilanı görmüştür? Dolaylar köyüne gelen hangi gazetede bu ilan edilmiştir? Dolaylar köy/mahalle muhtarlığına ne zaman bu bildirim yapılmıştır? Bu sorular en son mahkemede sorulacaktır.
Yine aynı şekilde 05.08.2015 günü aynı müdürlük web sitesinde bir ilan yayınlanmıştır. Kapitalist iştah körelmiyor bir türlü. 02.09.2015 günü ÇED toplantısı yapılacak ama nerede belli değil, yerle ilgili müdürlükten bilgi alınabilirmiş.
Bu müdürlük maden girişimcisinin isteği üzerine dördüncü defa toplantı tarihi belirledi ve 5. kere yer ilanı yapacak, belki bu sefer girişimci 3 yer birden bildirir nasıl olsa müdürlük veya bakanlık bu ilanları siliyor kaldırıyor istediği ilanı istediği zaman tekrar koyuyor. Ama halka karşı olan hiçbir şey kazanamaz. Bu ülkede hukuk var. Kimse hakkını yedirmez. Atalarımızın kanıyla koruduğu bu topraklar bize emanet, bizler delik deşik iade etmeyiz torunlarımıza bu emaneti.
“TOPLANTI YERİ HALA BELLİ DEĞİL”
2 Eylül’de yapılması planlanan ÇED toplantısının yeri hala belli değil, 10 gün önceden gazetede ilanıyla yeri bildirilmek zorunda ve bu yeri Çevre İl Müdürlüğü önceden onay vermeli, yani 10 gün den de önce, il çevre müdürlüğü bu yeri bilecek, onaylayacak ve sorumlu bir devlet görevlisi olarak bu yeri, madenden sağlığı ve doğası pahasına ölümüne etkilenecek olan Ödemişlilere bildirmesi gerekecek.
Burada söylüyorum; bakalım 02.09.2015 gününden kaç gün önce Valilik ilgili il müdürlüğü bu ilanı web sitesinde yayınlayarak bildirecek? Bakanlık yayınladı biz değil cevabı gelebilir her an ayrıca. ÇED mücadelelerinde hep düşünmüşümdür bu madeni devletin memuru mu işletecek yoksa başvuran şirket veya şahıs mı, hani memurlar öyle şahan kesiliyorlar ki, devlet dairesine gittiğinde işini yokuşa süren memur bu işte vatandaşa karşı işini yapmak için üstün çaba sarf ediyor. Nedenini hep merak ediyorum. Unutmayalım ki, ölüler altın takmaz, ölüler gümüş de, radyoaktif değerli maden de takmaz”
“KAYMAKÇI KİMSENİN GARDROBU DEĞİLDİR”
“ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen Kaymakçı’daki mıcır ocağı girişiminin bir diğer çevresel tehlike olduğunu vurgulayan Boyacı, “Anonim şirketler, Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulan ve amacı kar elde etmek olan tacir tüzel kişilerdir. Aydeniz İnşaat Turizm Madencilik Anonim şirketi de aynı şekil ve amaçla kurulmuş bir tüzel kişi şirkettir. Aynı zamanda Turizm şirketi olan Aydeniz Şirketi, Beydağ Barajı sulama işlerini ihaleyle alır iken mıcır gerekeceğini biliyordu. Bu ihaleyi üstlenirken mıcırın bölgemize taşınmasının maliyetini de biliyordu.
Şimdi daha az maliyetle, taşıma masrafı olmasın diye kendi mıcırını çıkartması için verimli topraklarımızın kazılmasını, patlatılmasını, bahçelerimizin toz, titreşim, gürültü ve kamyon trafiğine mahkûm edilmesini, yer altı ve yerüstü su yataklarının değişerek havzanın zehirlenmesini isteyemez.
Hele bu ticari girişime, ÇED yani Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli değildir diyebilerek, bu bölgede yaşayanlara sormadan izin verilmesi en azından abestir. Sulama kanal ve yolları için mıcır gerekli olduğunu devletin mühendisi de, ihaleye teklif verip alan Aydeniz şirketi de, bilmektedir. Halka sormadan, al bu meyve bahçelerinin yanındaki hazine arazisindeki taşları patlat mıcırını, taşı götür para kazan diyemez hiç kimse.
Mesela, bahçeli evinizi kiraya vermişsiniz ve kiracı kendisine bir gardrop yaptırmak için bir marangoz ile anlaşmış, fiyatını, ödemesini kararlaştırmışlar. Sonra Marangoz mal sahibine sormadan, işveren kiracıya başvuruyor ve diyor ki bu gardrop için ağaç lazım bahçedeki ağacı keselim. Kiracınız da mal sahibine sormaya gerek yok diye karar alıp ve kes ağacı diyebilir mi?
“ÇED’E GEREK YOK” KARARINA İTİRAZ VE HUKUKİ MÜCADELE
Kaymakçı kimsenin gardrobu değildir. Daha yolunu yapmamışsın, suyunu getirmemişsin, belediyesini kapatmışsın, taşını toprağını sormadan patlatıp götüreyim diyorsun. Ayrıca bu mıcır ocağı, 10 yıl süreyle işletilmek istenmektedir. Ki bu süre sonradan uzatılabilir. Hani öyle işçi, eleman, konaklama, beslenme anlamında da Kaymakçıya hiç bir artı değer de katmayacaktır.
Madem Beydağ Barajı sulama kanalları ve yollarına ihtiyaç olan mıcır için bu ocağı açıyorsunuz da, peki 10 yıl boyunca bu ovada sulama kanalı ve yollarını tamamlamayacak mısınız diye soran da olur elbet. Kendi ticari karı için mıcır çıkarıp satacak en az 10 yıl. Valiliği”miz”in ÇED gerekli değildir kararı elbette hukuksal denetime tabi bir karardır ve benim bildiğim Kaymakçılılar, bu karara karşı itiraz ve dava yolun