Birgi'de 'Beşinci Mevsim'(*)-1
Emin Başaranbilek’in “Birgi'ye bakmak…”(*) adlı deneme kitabını altı yıl önce okumuştum. Kendi başına yayınlamış, sanırım az...
Emin Başaranbilek’in “Birgi’ye bakmak…”(*) adlı deneme kitabını altı yıl önce okumuştum. Kendi başına yayınlamış, sanırım az sayıda okura ulaşmıştı. Şimdi yeniden bu kez ÖYKAM yayını olarak ikinci baskısı yapıldı. Bu tutumu sevinçle karşıladım. Kutluyorum. Bir günde hemen yeniden okudum. Hem bilgilerimi bir kez daha tazeledim hem de önceki notlarımla karşılaştırdım.
Ne yalan söyleyeyim, okuduktan sonra epeyce bir zaman bocaladım. Upuzuuun bir deneme kitabı olmuş! Bugüne değin bildiğim deneme kitapları gibi değildi! Anı kitabı izleri taşıyordu ama anı kitabı değildi. Tümü anılardan oluşmuyordu. Deneme özelliği de taşıyordu. Bu nedenle Başaranbilek’in kitabından “Anı-Deneme” diye söz edeceğim. İlk okumamdan sonra yazışmıştık Başaranbilek’le. Kitapta Iliette Tenderio ve Julie Lafortune adlı iki Fransız’ın toplam 29+3=32 adet kara kalem deseni var. Birgi’yi ve insanlarını anlatıyor. Başaranbilek, bu konuda e-postayla şu bilgiyi vermişti (28.01.2014):“Iliette Tenderio ve Julie Lafortune, 2003 yılında Paris La Dephanse Üniversitesi’nin Mimarlık Bölümü’nden ÇEKÜL adına Birgi Yaz Okulu’na katılan iki Fransız öğrencidir. Şimdi ikisi de mimar olarak Paris’te çalışıyor. ÇEKÜL ile birlikte Paris’te Birgi sergisi düzenlediler.”
&&&&&
Kitaba yazdığı yazıda Emin Başaranbilek için “Geçmişten geleceğe köprü kuran bilge…” diye söz ediyor Belediye Başkanı Mehmet Eriş. Arka kapakta Prof. Dr. Tomris Bakır da Başaranbilek hakkında şöyle yazıyor:”2013 yılında ekibimizle birlikte Hypaipa antik kenti yüzey araştırmaları nedeniyle Birgi’de ikamet ettiğimiz sürede Emin Başaranbilek’i tanıdım. Birgi’nin tarih kokan etkileyici atmosferinden süzülerek gelmiş bilge bir adamla karşılaştım. Nasıl olmasın ki, binlerce yıl öncesinden başlayıp eski kültürlerin özünü sindiren sokaklarda, evlerde yaşayan Emin Bey, bu kitabında tıpkı Arakhne’nin dokumaları gibi ilmik ilmik dokumuş biriktirdiklerini. Bu kitap ile Birgi’ye bir kez daha hayran olacaksınız.”
Geçen Ekim ayında ilk kez yüz yüze eşimle birlikte Birgi’de ziyaretine gittiğimizde aynı duygularla dolup taştık. Şahin Tepesi’ne kondurulmuş Küçük Menderes Havzası’na bakan evleri için sanat galerisi mi, etnografya müzesi mi yoksa arkeoloji müzesi mi desek bilememiştik. Adım atacak yer kalmamıştı konakta. Her yan, yöre, taraf, raf, dolap… tarih, arkeoloji, etnografi kokuyordu. Yüksek mimar oğlu, felsefe öğretmeni eşiyle birlikte yaşayan arkeolog-ressam-yazar Emin Başaranbilek ile geçirdiğimiz zamanın her dakikası, farklı bir güzellikle dolmuştu. Sessiz, sakin, kararlı duruşu, el attığı konulara egemenliğinde yansıyordu. Öz yaşamının yazılması, kayda geçirilmesi gerektiğine karar vermiştik eşimle hemen oracıkta.
&&&&&
Bu yazımın başlığı konusunda çelişkiye düştüm. “Birgi’de Beşinci Mevsim”, “Birgi’ye Bakmak…”, “Birgi’de Yaşamak”, “Beş Bin Yıllık Yaşam Kenti Birgi”, “Gizli Bir Mücevher Sandığı: Birgi”, “Saklanmış Kent: Birgi” gibi nice örnekler geldi aklıma. Elbette tümü Başaranbilek’in imbiğinden süzülme, birikiminden biz okurlara yansıyanlar. Bu denli çok nitelemeyi hak ediyor Birgi. Okuyunca bana da hak vereceksiniz, inanıyorum.
&&&&&
Şöyle bir geçmişe gittim: 20 Ekim 2000 tarihli açık mektubumu hatırladım. Küçük Menderes Gazetemizde yayımlanmıştı. O yıllardaki Belediye Başkanı Ahmet Konuş’a yazmıştım. Kendinden önce CHP’li Belediye Başkanı Mehmet Hıfzı Aslankara vardı. Aslankara onca emek vermiş, üniversitelerin “Birgi Yaz Okulu” açmalarını sağlamıştı. Konuş ise projeyi çıkmaza sokmuş, üniversitelilerin buruk ayrılmasına neden olmuştu.
SÜRECEK…
___________
* Birgi’ye bakmak…, Deneme, Emin Başaranbilek, Ödemiş Belediyesi, Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi yayını:16, 2. Baskı, Ekim-2019, Ödemiş, 64 sayfa.