Bir yıl daha…
Giriş cümlemiz şöyle olsun: Miladi takvimi kullanır ama yılbaşını protesto ederiz… Bir ara almanak da denilen...
Giriş cümlemiz şöyle olsun: Miladi takvimi kullanır ama yılbaşını protesto ederiz…
Bir ara almanak da denilen yıllıklar; ay, hafta ve gün takvimlerini, güneşin doğuş ve batışını, med-cezir olaylarını, güneş ve ay tutulmalarını içeren kitap veya tablolardır.
Miladi takvim, ilk olarak Mısırlılar tarafından bulunmuştur. Bu takvim sistemi, güneş yılına göre düzenlenmiş ve Dünya’nın Güneş’in çevresinde bir kez dönme zamanına göre hesaplanmıştır. Daha sonra İyonlar ve Romalılar, miladi takvimi geliştirerek kullanmaya başlamışlardır.
Papa 13. Gregory tarafından son haline getirilen miladi takvime Gregoryen takvim denilmiştir ve günümüzde kullanılan son halini almıştır. Dünyanın güneşin etrafında dönerken geçen süre, 365 gün 6 saat olarak hesaplanmış ve bir yılı temsil etmiştir. Dünya genelinde en yaygın olarak kullanılan miladi takvim, bir yıl içerisinde 10.8 saniyelik hata ile en doğru kabul edilen takvimdir.
Hicri takvim de Hazreti Muhammed’in Hicret’ini başlangıç olarak alan takvimdir. Kamuoyunda Müslüman takvimi ya da İslami takvim olarak da adlandırılan Hicri takvim, bir yılı 354 ya da 355 gün olan ve 12 kameri aydan oluşan bir takvimdir.
Hicri takvim, Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretini başlangıç kabul eden ve ayın dünya çevresinde bir kez dönmesini esas alan bir takvim sistemidir. Hicri takvimde 31 günlük ay yoktur. Aylar, 30 ya da 29 çeker.
Miladi takvim, Hıristiyan takvimi olmadığı gibi Hicri takvim de eski Arap takviminin devamıdır.
Yılın ilk ayı Muharrem, son ayı da Zilhicce ayıdır. Zilhicce ayı, hac ayıdır. Zilhicce adından da anlaşılacağı gibi ‘hac’, İslam öncesinde de vardır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulduğundan beri kullanılan Hicri takvim, önce 1 Mart yılbaşı olarak kabul edilmiş mali takvime, daha sonra 1 Ocak 1926’da miladi takvime geçmiştir.
Miladi takvimin ülkemizde kullanılmaya başlanması, 1917 tarihinde İttihat ve Terakki Partisi döneminde Takvim-i Garbi (Batı Takvimi) adı altında alınan karar kabulü ile kararlaştırılmıştır. Dünya ülkelerinin genelinde kullanılan bu takvim sistemi, gelişen düzene ayak uydurabilmek için bizim ülkemizde de kullanılmaya başlanmıştır.
Miladi takvim kullanılmaya başlandıktan sonra resmi tatil günü, pazar olarak kabul edilmiştir. Ayrıca 1935 yılında da cumartesi günleri yarım gün tatil olarak kabul edilip 1974 yılında yeniden düzenlenerek tam güne çıkartılmıştır.
Özetle; Miladi takvim güneşin, Hicri takvim de ayın hareketlerini esas alır.
Eski Türklerde de 12 hayvanlı takvim vardır.
On iki hayvanlı Türk takvimi, bir Ay-Güneş takvimidir. 12 yılın beş katı olan 60 yıllık devreleri ile Göktürklerde, Uygur Türklerinde, Tuna-Bulgar Türklerinde, İtil Bulgar Türklerinde ve daha önceleri de büyük ihtimalle Hun Türklerinde kullanılmış olup Türkler arasında çok yaygın bir sistem olmuştur.
Göktürk yazıtları, Uygur kitap ve hukuk belgeleri bu takvimle tarihlendirilmiştir.
Manas Destanı’ndaki bazı olaylar, On İki Hayvanlı Türk Takvimi ile tarihlendirilmiştir.
Ne demiştik? Miladi takvimi kullanır ama yılbaşını protesto ederiz…
Aslında her iki takvimin dinle ilgili bir çıkışı yoktur. İlgisi, resmi olarak kullanılmaya başlandığında dinlerin kendi peygamberleri ile ilişkilendirmiş olmasındandır. Milat kelimesinin de anlamı ‘doğum’dur.
Artık ne 12 hayvanlı Türk takvimi ne de 355 günlü Arap takvimini kullanma zamanı.
Dünya, dini ve milli geçmişine bakmadan zamanı en doğru gösteren takvimi kullanıyor.
İster Pijama – Terlik – Televizyon (PTT) yapın isterseniz bir eğlence programında deliler gibi eğlenin. İsterseniz de sabahlara kadar dua edin. Bu, size kalmış bir şey.
Ama suyun akışını değiştirmek zordur.
Yazıya başlarken başka konulardan bahsetmek istiyordum ama başka yere doğru gitti.
Bu yazı da benim adıma tüm e-sosyal yayın organlarından yeni yıl kutlaması yerine geçsin.
Zor ama biz yine de dileyelim: Yeni yıl, hepimize güzellikler getirsin…
NOT: Bu yazı, gazetemizin 1 Ocak 2020 tarihli sayısında yer almıştır.
Bakmadan Geçme





