Beydağ Barajı'nı kuraklık vurdu

Kuraklık nedeniyle bu yıl dolmayan Beydağ Barajı’ndan geçen sezon sadece 60 gün yararlanabildiklerini, bu sezon da barajdan su alabilmelerinin imkansız gözüktüğünü belirten Ödemişli üreticiler, sulama sahasında yasaklanan sondaj kuyusu açma işlemine izin verilmesini istiyor. Üreticiler, “Baraj suyu olsa zaten pompa çalıştırıp zarar etmeyiz. Ancak şu an yeraltı suyundan başka çare kalmadı” dediler. 

Kurak geçen mevsim sonrası geçen sezon doluluk oranı %20’lerde kalan ve sadece 60 gün sulama yapılabilen Beydağ Barajı, bu yıl da beklenen su miktarından uzakta kaldı. Bir yandan DSİ’nin baraj gölüne ilave su bulabilmek için çalışmaları sürerken bu yıl, geçen yıldan da az su birikmesi sonrası üreticiler kara kara düşünmeye başladı. Arazi toplulaştırması ile taşındıkları yeni tarlalarında sondaj kuyusu bulunmayan üreticiler, sulama sahasında yeni kuyu açma ruhsatı verilmediğinden susuzluk tehdidiyle karşı karşıya kaldı.

Geçici çözüm beklentisi

Beydağ, Ödemiş ve Tire’de şu an için 13.000 hektarlık sulama alanına sahip olan, sulama kanalları tamamlandığında ise 19.650 hektarlık bölgeye su verecek Beydağ Barajı’nın son 44 yılın en kurak döneminden nasibini aldığını dile getiren üreticiler, barajdan yeniden su verilecek döneme kadar kuyularla çözüm bulmak istiyor.

Sulama sahasında yer alan ve arazi toplulaştırması tamamlanan Ödemiş’in Kaymakçı Mahallesi’nde tarım ve hayvancılık geçimini sağlayan Muzaffer Çay, “Bölgemizde her mevsim ürün yetişiyor. Tarlalar hiç boş değil. Bunun yanında süt hayvancılığı var. Yem bitkisi ihtiyacı had safhada. Ovanın her yerinde silajlık mısır ekiliyor. Biz, bu kadar ürünü baraj suyu olmazsa neyle sulayacağız? Arazi toplulaştırması ile yeni arazimize taşındık ancak yeni arazide sondaj yok. Sulama sahasında sondaja ruhsat verilmediğinden çaresiz kaldık. DSİ’den sulama sahasındaki bu kuyulara barajdan sağlıklı şekilde su verilene kadar izin verilmesini istiyoruz. Sulama ihtiyacı bir aya başlar. Yoksa tarlamızı, hayvanımızı sulayamayacağız” dedi.

“Ağaçlar kabuk atmaya başladı”

Kaymakçı’nın Eselli mevkiinde üretim yapan Ersan Gökçe de, “2013 yılından bu yana Beydağ Barajı’ndan yararlanıyorduk. Baraj suyu, bölgemiz adına büyük bir faydaydı. Çünkü yıllardır sondaj kuyusundan su çekerken çok yüksek elektrik faturaları ödüyorduk, kuyular da her geçen yıl derine iniyordu. Son iki yıldır mevsim kurak gidiyor. Yağışlar yetersiz, bahçemizdeki erik ağaçları kabuk atmaya başladı. Kuruyorlar. Tabi yağış yoksa baraj da dolmuyor. Peki biz nereden sulama yapacağız? Eğer izin verilirse kuyu açtıracağız. Bir ay içinde sulama sezonu başlar. Devletimizden bir kolaylık bekliyoruz” şeklinde konuştu.

 “Sulama suyunun saati, en az 25 lira”

Kuyu açtırılmadığı takdirde saati en az 20-25 liradan sulama yapmak zorunda kalabileceklerini söyleyen üreticilerden Ali Sevgel de, “Bizim bölgemizde hayvancılık, büyük bir geçim kapısı haline geldi. Herkesin hayvan damı var. Bu hayvanların yem ihtiyacı için yetiştireceğimiz ürünü neyle sulayacağız? Arazi toplulaştırması öncesi herkesin tarlasında kendince kuyusu vardı. Arazilerin şekli, sınırı değişince bazı üreticiler kuyusuz kaldı. Şimdi de sulama sahasında olduğundan yeni kuyuya ruhsat verilmiyor. Barajdan da su verilmeyecekse biz neyle sulayacağız? 3-4 kilometre boru yatırıp bir saati 25 liraya su mu alacağız? Bu gidişle komşunun suyunun başında nöbet bekleyeceğiz. Yetkililerimizden geçici bir çözümle zaten zordaki üreticinin yanında olmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

 “Baraj suyu olsa kuyular kullanılmaz”

Küçük Menderes Sulama Birliği Meclisi üyesi üreticilerden Nurdoğan Gütmüş de, “Bölgemizin sorunu ortak. Geçici de olsa bir izin verilmeli. Zaten ruhsatsız kuyu açmanın cezaları oldukça yüksek. Kimse böyle bir şeyle karşı karşıya kalmak istemez. Kaldı ki zaten baraj suyu olsa kimse binlerce liralık elektrik faturalarını yeniden ödemek istemez. Ama görünen manzara, bu yıl barajdan su verilmesi imkansız. Baraj, geçen yılki kadar bile su almış değil. Barajın beklenen seviyeye geleceği bir iki yıl üreticinin yeni taşındığı arazilerinde susuzluk yaşamaması için geçici bir çözüm sağlanmalı kanaatindeyim. Sadece bölgenin en büyük mahallesi olan Kaymakçı’nın %50’si bu durumda” diye konuştu.

Haber: Emine Hilal ZORLU