Bergama’da hayvan meralarına GES yapılmasına köylüler karşı çıkıyor
Bergama ilçesine bağlı Sarıcalar köyünde, tarihi palamut ağaçlarının, GES yapımı için kesilmesi planlanıyor. GES yapılması planlanan...
Bergama ilçesine bağlı Sarıcalar köyünde, tarihi palamut ağaçlarının, GES yapımı için kesilmesi planlanıyor.
GES yapılması planlanan palamut ağaçlı araziler, ayrıca köy halkları tarafından hayvan salımı yapılmak için mera olarak kullanılıyor.
Köy halkı, meralarda GES istemiyor
Köy halkı, projeye karşı tepkilerini ve rahatsızlıklarını dile getirmeye devam ediyor. Proje için ihale süreci tamamlanmış durumda.
Anka Haber Ajansı’nın paylaştığı videoda bölge halkından bir vatandaşın “bizim dedemiz, ninemiz bu meraları aldı. Para biriktirmek için bir öküzünü sattı. Kimi, evindeki altını dahi bozdurmuştu. Yarın bizim dedelerimiz, bize ne diyecek?” diyerek tepki gösterdi.
Bölgede bulunan bir diğer vatandaş ise, projelerin hedefindeki meralarda 26 sene hayvancılık yaptığını belirtti.
İnsanların bu meraları almak için hayvanlarını sattığını, takılarını bozdurduğunu dile getiren vatandaş, “değiştirmiyoruz” dedi.
Başka bir köylü ise, köylülerin isteklerinin birlik ve beraberlik olduğunu söyledi, “biz bu meramızı onlara teslim etmeyeceğiz, hepimiz birlik ve beraberlik içerisinde olacağız. Mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Köylülerden Türkan Can, 70 yaşında olduğunu ve doğduğundan beri bu köyde yaşadığını, ağaçların altında çocukluğundan beri nevruzlar, düğünler, şenlikler yapıldığını söyledi. “Atalarımız bize orayı miras bıraktı. Biz torunlarımıza nasıl miras bırakacağız? Bu ağaçlar bizim, niye kesilsin. Kestirmek istemiyoruz” dedi.
Bergama Tabiat Platformu Başkanı Erol Engel: “bu haramileri köyümüzden uzaklaştıralım”
Bergama Tabiat Platformu Başkanı Erol Engel ise, mücadelenin Bergama ve Soma’nın ortak mücadelesi olduğunu söyledi. Sorunun köylülerle ortak tartışıldığını dile getiren Engel, mücadelenin başında olunduğunu da ekledi, “hiçbir şey bitmiş değil. Buralar ihaleye verirse de buraların ihalesini iptal ettirmek de mümkün dediler hukukçular. Önemli olan meralarımız. Hayvanlarını beslediğimiz alanlar olarak gözden çıkardığımız an Türkiye’nin geleceği de kararıyor. Türkiye’yi büyük şirketlere endüstriyel hayvancılık yapan şirketlere teslim edilmiş oluyor.” dedi.
Engel, meraları yaşatmanın yolunun köylülerin meraya sahip çıkması olduğunu da vurguladı, birkaç kişinin zengin olması için köylülerin geleceğinin karartılmasının adaletsizlik olduğunu söyledi. “Burada köylülerimizi dinleyelim, ne yapalım nasıl yapalım da bu haramileri köyümüzden uzaklaştıralım” dedi.
Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi: “Proje gizli, çünkü hukuka aykırı”
Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Kenan Özkan ise, projenin Bergama Belediyesi’nde gizlice yürütüldüğünü söyledi. Proje ile ilgili bilgilerin dışarıya sızmaması için büyük bir çaba gösterildiğini, bunun nedeninin de projenin hukuka aykırı olması olduğunu söyledi.
Bu konuda şirketlere ve belediyeye fırsat verilmeyeceğini söyleyen Özkan, Sarıcalar Köyü’nün iki kusurundan birinin meraların köylüler tarafından tescil ettirilmemiş olması, ikincisinin de köyün tüzel kişiliğe girmesi olduğunu söyledi; “orman statüsüne girdiği orman olarak köyün olacaktı. Ama palamut meşesi bir orman ağacı. Dolayısıyla böyle olunca biz konuya müdahil oluruz. Burası elbet tarım arazisi görülüyor olabilir ama fiilen üzerinde orman var. O zaman burası orman statüsüne tabi tutulmalıdır. Orman gibi işlem görmelidir.” dedi.
Sebahattin Bilgi: “tesisler doğru yere yapılsın”
Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sebahattin Bilgi ise küresel ısınmaya karşı temiz enerjiye karşı olmadıklarını, fakat tesislerin doğru yeri yapılması gerektiğini söyledi. “bu tür yerlere gözümüz gibi korumamız gerekirken bu tür tesisleri açmanın hiçbir alemi yok. Bu tesisler yapılsın mı, elbette diğerlerine göre fosil yakıtlara göre bu enerjiler faydalı fakat doğru yerde yapılsın.” ifadelerini kullandı.
Arazilerin eskiden köy tüzel kişiliğine ait iken çıkarılan bir yasa ile belediyeye ait olduğunu, bunun yanlış olduğunu söyleyen Bilge, belediyenin burayı keyfi şekilde değerlendirdiğini de sözlerine ekledi. Meraların güneş enerjisi için uygun hale getirilmesi için bitki örtüsünün kaldırılması gerektiğini de söyleyen Bilge, bunun için çalışmaların başladığını söyledi.
Çevre Mühendisi Helin Kınay: “Burası ekosisteme ait”
Yüksek Çevre Mühendisi Helin Kınay ise “Bu süreci doğru yönetemezsek, doğru planlayamazsak, etkilerini doğru yönlendiremezsek bu bize zarar olarak geri dönüyor. Sadece insan olarak değil doğal yaşamın varlığına zarar olarak dönüyor. Bizim enerjiye ihtiyacımız var, tarıma ihtiyacımız var. Gıdaya ihtiyacımız var, suya ihtiyacımız var. Konuta ihtiyacımız var, ulaşıma ihtiyacımız var. Tarım alanlarımızı koruyamazsak, zeytin alanlarını koruyamazsak, köylüyü köyde tutamazsak, köylünün elinden üretim alanlarını alırsak bunlar tersine döner.” cümlelerini kurdu.
Güneş enerjisi gibi yenilenebilir ve temiz enerjilere ihtiyaç olduğunu, buna karşı çıkılmadığını söyleyen Kınay, burada sorunun santrallerin tarım, orman ve mera arazilerine kurulmaya çalışılması olduğunu söyledi.
Kınay, meraların yalnızca bulunduğu köyün nefes alanı değil, bütün İzmir’in, Manisa’nın ve Soma’nın nefes alanı olduğunu söyledi, proje yapılmaya çalışılan alanın bütün ekosisteme ait olduğunu vurguladı.
Avukat Kavut Savran: “Hukuki çareler var.”
Avukat Muradiye Kavut Savran da gerekenler için hukuki çarelerin bulunduğunu, mücadelenin devam etmesi gerektiğini söyledi, “Ya onların gösterdiği yoldan gideceğiz ya da kendimize bir yol açacağız. İhaleler olduğu süreler doldu, süreler kaçtı diye düşünmeyin hala çok az da olsa azaltılmış da olsa mahkemede hakimler var, vicdanlı davranabilecek bürokratlar var. Sizler daha iyi bir yerdesiniz. Yolun başındasınız. Vazgeçmeyin diyorum” dedi.
Belediye Meclis Üyesi: “Mecliste bu bölge kıraç denmişti, kandırıldık”
Avukat ve Bergama Belediye Meclis Üyesi Olgu Tuğ Kemaller ise 2019’dan beri belediye meclis üyesi olduğunu, o yıllardan beri köylülerin malını savunmak için davalar açtıklarını söyledi. Mücadelede başı kadınların çektiğini söyleyen Tuğ, başı kadınların çektiği bir mücadelenin olumsuz sonuçlanmasının imkansız olduğunu söyledi.
Tuğ, iktidarı ve muhalefeti destekleyen bütün Bergama Belediye Meclis üyelerinin kandırıldığını sözlerine ekledi, “Meclis’e getirildiğinde buranın kıraç kurak kullanılmayan bir alan olduğu anlatılarak Meclis’ten bu şekilde geçmesi sağlandı. Oy veren vermeyen herkes kandırıldı. Bu süreçte ben hem başkan hem yönetiminin görevi kötüye kullandığını üzülerek söylüyorum.” ifadelerini kullandı.
haber merkezi