• Haberler
  • İzmir
  • Bergama Çevre Platformu Başkanı Engel: “Akbelen ve Bergama’daki zihniyet aynı”

Bergama Çevre Platformu Başkanı Engel: “Akbelen ve Bergama’daki zihniyet aynı”

Bergama’ya bağlı Sarıcalar köyünde bölge halkının üzerinden geçimini sağladığı meralara, güneş enerjisi santralleri konulması için ihale...

Bergama’ya bağlı Sarıcalar köyünde bölge halkının üzerinden geçimini sağladığı meralara, güneş enerjisi santralleri konulması için ihale düzenlenmişti. Yeni gelen bilgilere göre bölgedeki ağaçların kesilmesi için bir ihale daha yapılacak. Ağaçların kesilmesi ve santrallerin konulması için iki ayrı ihale yapılması, santralleri koyacak şirketle bölge halkının karşı karşıya gelmek istemediği ihtimalini düşündürmüştü.

Konu hakkında Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel, bugün Yenigün Gazetesi’nden Alper Temiz’e konuştu. Yaptığı konuşmada Engel; “Zihniyet aynı ve hiç bir zaman değişmeyecek, Akbelen ya da Bergama…” şeklinde tepki gösterirken, Akbelen direnişinde sert müdahalelere maruz kalan ve Milaslı olmasına rağmen geçtiğimiz hafta Milas’a girişi yasaklanan Çevre Mühendisi ve doğa aktivisti Deniz Gümüşel de, “Bu zihniyet ile yerelde ve ulusalda, her seviyede mücadele etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

Muğla’daki zihniyetle Bergama’daki zihniyet aynı

Muğla’nın Milas ilçesinin Akbelen ormanlarında yapılan kesimler sırasında kolluk kuvvetlerinin direnişçilere sert müdahalesine göz yuman zihniyetle Bergama’dakinin aynı zihniyet olduğunu belirten Engel, çevresel etki değerlendirme raporu gerekliliğinin ve içeriğinin de rant uğruna görmezden gelindiğini belirtti, yaşanan şeyi ‘ekokırım’ olarak tanımladı.

Bergama Çevre Platformu’nun bu zihniyetle mücadele ettiğini vurgulayan Engel, “Akbelen’den sonra Bergama’da da aynı sürecin başlatılması tahammül sınırlarını çoktan aşan, o malum zihniyet ile mücadelenin her an devam etmesi gerektiğine işaret eden bir gelişmedir. 283 ağaç, kocaman bir yaşam alanı demektir. Zihniyet aynı, Akbelen ya da Bergama… Doğamız için platform olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.

Alan 70.000 hektar

Bergama’da ranta açılacak olan alanın 70.000 hektar olduğunu, bölgede 1 milyona yakın meşe palamudu ve kızılçam olduğunu ve alanın 1. derece sit alanı olduğunu da belirten Engel, bölgedeki meraların sorumluluğunun Bütün Şehir Yasası ile beraber belediyelere aktarıldığını, Bergama Çevre Platformu’nun köyde düzenlediği toplantıda köylülerin direniş için son derece kararlı olduğunu söyledi; “”Eline baltaları alıp ağaçları kesmek isteyen kim varsa önce bizi kesmek zorundalar” dedik. Desteğe gelen çok fazla çevre mühendisi arkadaşımız da oldu. Bu ağaç kesim işlemlerini yapmak isteyenlere karşı çok net bir şekilde mesajımızı verdik. Ancak bu mesajı belediye anlamamış. Anlamamakta da ısrar ediyor. Bütün Türkiye’nin gözünün kulağının Akbelen’de olduğu koşullarda hiç utanmadan arsızca 283 ağacı kestirmek üzere ihaleye çıkartabiliyorlar. Bu saray düzeni Türkiye’nin her yerinde. Değer olabilecek ne varsa hepsini yok etme derdindeler. Bu mera ata yadigarıdır. Köyün bu anlamda bu mera ile duygusal bir bağı var. Akbelen’in de bu kadar derinden yaraladığı koşullarda bu ihalaleyi yaptırmayacağız. Bir hafta önce el altından kesimcileri köye yollayan zihniyet de şunu gördü; biz kararlıyız.. Kesime gelenler bunu gördükleri gibi geri döndüler. Biz “Bu halde kesim yapmak istemeyiz. Sizin öfkeniz zaten bizi etkiledi” dediler. Bu ihaleye katılmak isteyen insanları bir kez daha uyarıyorum; bizi karşınıza alma pahasına ağaç kesimine yeltenirseniz sonuçlarına katlanırsınız. Bir tek ağacı dahi kestirmeyeceğiz. Kesim aracına ve ağaçlara bedenlerimizi dolayacağız. 18 Ağustos’ta da ihale salonunda olacağız. Şimdiden bunu kamuoyuna duyuruyoruz” dedi.

İklim krizi işin neresinde

Son olarak iklim krizinin varlığını hatırlatan Engel, ormanlık alanların, oksijen kaynaklarının ve doğanın halihazırda yangınlarla yok olduğunu, Bergama çevresinin ise yıllar önce madenciliğe açıldığını ekledi.

Doğa aktivisti ve çevre mühendisi Deniz Gümüşel ise özellikle yapılaşmaya açılan bölgelerde, daha sonra yeniden ağaç dikilmesi ile kalıcı etkilerin ortadan kaldırılamayacağını vurguladı, “Bu alanlar; bakterileriyle, mantarlarıyla, toprak yapısıyla, kuş yuvalarıyla ve çeşitli böcekleriyle bir ekosistem. Ağaçları keserken, sadece ağaç kesilmiş olmuyor, bir doğa döngüsünü de kırmış, bozmuş oluyorsunuz. Ormanlık alanlarda üst toprağı yitirdikten sonra rehabilite mümkün değildir. Küçük ölçekli ağaç dikimleri söz konusu ancak edinilmiş bir tabiat yaratmak zor. Ekosistem geri gelmiyor. Eğer bir GES projesi varsa ve bu bir ihtiyaçsa; alan seçimi büyük teknik incelemeler sonucu gerçekleşmelidir. Ekokırıma neden olacak bir faaliyetle projeye başlanamaz.” ifadelerini kullandı.

Bergama’da 30 yıl boyunca kirayı verilen ve santrallerin koyulacağı yerlerde 283 ağaç kesilecek. İhalenin bedeli yaklaşık 87 bin lira olurken, her bir ağaç için 307 lira değer biçildi.

Haber merkezi

Bakmadan Geçme