BEKLE BABAM BEKLE!

Hayatımız beklemekler üzerine kurulu değil mi? Evden çık otobüs bekle, Sıkışan trafiğin açılmasını bekle, Kırmızı ışıkta...

Hayatımız beklemekler üzerine kurulu değil mi?

Evden çık otobüs bekle,

Sıkışan trafiğin açılmasını bekle,

Kırmızı ışıkta bekle,

Bilet gişesi önünde bekle,

Mesai saatinin bitimini bekle,

Çiçeği burnunda gündemi takip etmeyen “Ben bilmem hocalarım bilir” diyen vekilin bizi temsil etmesini bekle,

Ekonominin güçlenmesini bekle,

Emekli olmayı bekle,

9 ay çocuğun doğmasını bekle,

Ruh eşini bulmayı bekle,

Süper Loto’nun “olur ya” diyerek sana çıkmasını bekle,

Saatlerce parkta sevgilini bekle,

Sınav sonuçlarını bekle,

Atanmayı bekle,iyi bir iş bulmayı bekle..

Hep bekleyiş değil midir? Bazen keyifsiz ve sıkıcı, bazen heyecan dolu sabırsızlıkla… Sürekli bir yerlere yetişme telaşı, akreple yelkovanı kovalamaca…

Teknoloji denilen kısır döngüde sıkışan ruhlar,huzuru,dinginliği,anlaşılmazlıklardan kurtulmayı, umutlarını, hayallerini bekliyor…

Bazen beklenenler gerçekleşiyor, bazen gerçekleşmiyor… Ama öğrendim ki insan, en çok şansın kapısını çalmasını bekliyor… Şansınız kapınızı çalsın… Mümkünse siz içerdeyken…

NE KADAR ÇOK ŞEY ÖĞRENİRMİŞ İNSAN!

Meclisinde boykot, futbolunda şike, sınavlarında şaibe olan bir ülkede;

Bir tarafta suya sabuna dokunmayanların olduğu, diğer tarafta kimilerinin açlıktan öldüğü bir ülkede

Bir tarafta vurdumduymazların bir tarafta derdinden uyuyamayanların olduğu bir ülkede

Bir tarafta beş yıldızlı otellerde tatil yapanların bir tarafta ekmek parası bulamayanların olduğu bir ülkede

Üniversite mezunlarının işsiz, tepeden inmelerin zengin olduğu bir ülkede bakın neler öğrendim ömrümde…

Küçükken anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu ve meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.

Biraz büyüdüm, ilk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim…

Öğrendim ki önemli olan, başkalarının benim için ne düşündüğü değil, benim kendim için ne düşündüğümmüş…

Bir insanın kendine olan güveni, başarısını belirlermiş ve sevgi evde üretilmemişse başka yerde bulmak zormuş, bunu da öğrendim…

İyi kalpli ve sevecen olmak, mükemmel olmaktan daha iyiymiş, bunu öğrendim.

İnsanların bana izin verdiğim biçimde davranabileceğini ve birini mutlu etmenin çok kolay ve masrafsız olduğunu öğrendim…

Bunca sancılı geçen zamanlarda en önemlisi de küçük kararları aklımızla büyük kararları kalbimizle almamız gerektiğini öğrendim…

Mutlu haftalar…

Bakmadan Geçme