Başka bir ülke!

Bir ülkede ya da bir bölgede yetişen bitkilerin tür olarak tümüne 'flora' adı veriliyor. Bildiğiniz gibi...

Bir ülkede ya da bir bölgede yetişen bitkilerin tür olarak tümüne ‘flora’ adı veriliyor. Bildiğiniz gibi her coğrafyanın, ülkenin ve bölgenin belli bir bitki florası var. Balkan ülkeleri ile Anadolu’nun bitki çeşitliliği aynı değil. Anadolu’nun da Arap yarımadasının. Benzer türler var ama birbirinden farklı türler de coğrafyanın belirgin özellikleri arasında yer alır.

Çocukluğumuzdan biliriz, “Akdeniz’de makilik alanlar yoğundur”

Akdeniz bölgesi Karadeniz bölgesine göre daha sıcaktır. Makilik, Akdeniz ikliminin egemen olduğu bölgelere özgü, ortalama 1-2 metre boyundaki küçük ağaç ya da çalıların oluşturduğu bitki örtüsüdür. Makilikler, eskiden ormanlık olan alanların yangın ya da insanlar tarafından yok edilmesi sonucu oluşmuştur.

Bozdağlar ve Aydın Dağları çevresinde meşe, kestane, ceviz ve zeytinlik türleri dikkat çeker. Ovalara indikçe çınar, kavak ve incir ağaçları karşımıza çıkar.

Bizim çocukluğumuzun karaağaçları (yerel söyleyişle gargaç) zaman içinde kayboldu. Dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum; şimdi de çam ağaçlarında bir kuruma durumu söz konusu.

Dağıtmadan hemen konuya gelelim.

Ortaokul sonrasından başlamak üzere yıllardır dışarılara gelir giderim. Şimdi genişletilen ve yüksekliği düşürülen Ertuğrul köyü girişindeki Kısık’tan geçtikten sonda Kurucuova ve Kaymakçı ovası karşılar sizi. Kaymakçı’ya gelemeden geçtiğimiz ay yıkılan Kurucuova’nın Tekev mevkiini geçtiğinizde, Beydağ’a kadar olan Yukarı Küçükmenderes havzasını artık çıplak gözle rahatlıkla görebiliyorsunuz.

Eskiden bu bölgede incir ağacı yoğunluğu söz konusu idi ve 50 metre ötesini göremezdiniz. Şimdi göz alabildiğine uzanan bu incir ağaçlarının yerlerinde yeller esiyor.

Biliyorsunuz, Ödemiş’in Bademli beldesi Türkiye’nin yüzde 60’ının meyve fidanı ihtiyacını karşılıyor. Bölgede süs bitkileri üretimi de hızla artıyor.

Bence Ödemiş belediyesi, süs bitkisi ve meyve fidanı üretimi ile ilgili özel bir birim kurmalı. Bu birim, orman işletmesi, ilçe tarım müdürlüğü ve bölgedeki birlik ve kooperatiflerle ortak bir çalışma içinde olmalı. Bu birim, bölgedeki üreticilere teknik açıdan destek sağlama kapasitesine de sahip olmalı.

Öte yandan Ödemiş Belediyesi, sokak ve caddelerdeki ağaç varlığını korumak ve çeşitlendirmek için de özel bir çaba harcamalı. Eline her ağaç biçme motoru alan görevli ağaç kesmemeli ve budamamalı. Öyle bilgili olmalı ki bir ağacın normal ömrünü bilmeli, ağacı diş çeker gibi dibinden kesmeden, estetik bir budama tekniği ile güzelleştirmeli. Yerine göre çürümeye yüz tutmuşsa tedavi etmeli. Ağacı, çocuk; kedi ve köpek sever gibi sevmeli.

Benim şöyle bir hayalim var: Dışarıdan Ödemiş’e gelen bir insan, Tire’nin Doyranlı köyünden bu yana geçtiğinde başka bir ülkeye geldiğini sanmalı.

Ne dersiniz?..

**

TCDD’nin bazı istasyonlara yeni adlar verdiğini işittim. Bu çerçevede ‘Ödemiş Gar’ olarak bildiğimiz Eski İstasyon’a da yeni bir isim verilecekmiş.

Bu, isim vermelerle ilgili ülkemizde sıkıntı var. Bunu daha sonra daha uygun bir zamanda yazarım.

Ödemiş Gar, Ödemiş’e dışarıdan gelenlerde kafa karışıklığı yaratıyor. Kimileri son durağa geldiklerini sanarak, burada inebiliyor.

Buranın Ödemiş’teki adı, bildiğiniz gibi ‘Eski İstasyon’dur. Buraya verilecekse ‘Eski İstasyon’ adı verilmeli. Olmayacaksa da Üç Eylül mahallesi köşesinde olduğu için ‘Üç Eylül İstasyonu’ olarak isimlendirilebilir.

Kim bilir belki okuyanlar veya duyanlar olur.

Bakmadan Geçme