BAHARI BEKLERKEN

21 Mart Nevruz, yani yeni gün… Karakışların ardından güneşin bizlere gülümsemesinin diğer adı, böylesi bir günden...

21 Mart Nevruz, yani yeni gün… Karakışların ardından güneşin bizlere gülümsemesinin diğer adı, böylesi bir günden hepinize hayalhanemin sevgili okurları merhabalar… 1995 yılından beri ülkemizde nevruz, bahar bayramı olarak kutlanıyor. Kardeşçe yaşayalım, birlikten kuvvet doğar. Ağyar bölünmemiz için uğraşsa da illa ki dostluk, illa ki kardeşlik…

Dün gazetemi elime aldığımda motor kazasının ölümle sonuçlanmasını çok üzülerek okudum. Allah kendisine rahmet, ailesine sabır ihsan eylesin. Ne yazık ki Ödemişimizde de motor kazaları oluyor. Motor binen çocuklar gençler hiç de dikkat etmiyor, çoğunun ise ehliyeti yok. Elbirliği ile bu sorunun çözümünü diliyorum. Lütfen bu konuda da hiç kimse hüzne teslim olmasın.

Yaşlılar Haftası dolayısıyla Ödemiş Hastanesi çalışanları, huzurevindeki yaşlıları ziyaret edip hal hatırlarını sormuşlar. Vallahi yürekleriniz dert görmesin, inşaallah.

Eh, hayat bu. Gençlik var yaşlılık var. Gönül isterdi ki yaşlılarımız hiç huzurevlerine sepetlenmese, evlatları onları ağırlasa başları üstünde taşısalar; ama dedik ki hayatttt. Huzurevine en son gittiğimde bir teyzehanım,”Evladım gelmiyor sen neden geldin kızım?” demişti. Bu söz hiç aklımdan çıkmadı. Anamız babamız bize birer emanet, onların duasıyla bereketleniriz. Ne olur onları huzurevlerine göndermeyelim. Huzurevlerindekileri de en azından bayramlarda, Yaşlılar Haftası’nda arayalım, lütfen.

Mart ayını da geride bırakırken ha bugün ha yarın yazayım dedim, ama kısmet bugüneymiş. 1 Mart Tezkeresi, 25 şubat 2003 tarihinde Irak krizi sırasında TBMM’ye sunulan ve genel kurulca reddedilen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülke topraklarında ve yabancı ülkelerin silahlı kuvvetlerinin de bizim ülkemizde konuşlanması için Hükümet’e yetki verilmesi için izin verilen 1 Mart Resmi Belgesi’nin adıdır. 14 yıl önce pek çok AK Partili de dahil olmak üzere askerimizin gönderilmesini, ülke toprağımızdaki üslerin kullanılmasını istemedi. Böylelikle ABD bizden istediğini alamamış oldu. Bu olay, Gazi Meclisi’nin gücünü gösteren en önemli olaydır.

Oysaki bugün referandum, başkanlık sistemi tartışmaları sanki mesele partiymiş gibi meseleyi partiler üzerinden yapıyor. Partilerden çok daha öte TBMM ve vatanımızın yönetim şekli hakkında bir oylamayı 16 Nisan’da yapacağız. Başkanlık sistemine ‘evet’ denirse TBMM’nin yetkileri elinden alınacak, “Egemenlik milletindir, en son söz halkındır, yasama TBMM’ye aittir” gibi ifadeler ne kadar kıymetini koruyacak belli değildir. Sırf bu belirsizlik nedeniyle bile olsa başkanlık sistemine ben ‘hayır’ diyorum. Her zaman belirttiğim gibi ‘evet’ diyenler ile ‘hayır’ diyenler birbirinin düşmanı değil, olmamalıdır. Dış güçler bizi içten bölmek istiyor, buna izin vermeyelim. Fikirlerimiz hedefimiz olsun ama bunları koz olarak kullanıp hainlik düşmanlık kavga yapmayalım.

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz’dan hemen sonra hükümetçe ilan edilen OHAL’in bir süre daha devam edeceğini söyledi. O gece cumhurreis, darbe girişimini Allah’ın bir lütfu olarak açıklamıştı. Neden bir lütuf olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz. Nasıl mı efendim? OHAL hakkında yıllar önce kendisi bu durumun ne kadar olumsuz olduğunu bizzat kendisi açıklarken bugün OHAL üzerinden istediği gibi hareket ediyor, ne hak ne hukuk gözetiliyor. Pek çok basın medya yazar hapiste, kendilerine okunması için kitap dahi verilmiyor. Fikirleri ne olursa olsun böylesi bir tavır, demokrasiye, insan haklarına sığar mı? Sonra 15 Temmuz demokrasi şehitleri deniliyor, anlamakta zorlanıyorum. Hangi demokrasi? Ölenlere rahmet diliyorum. Böylesi bir durum biline biline neden halk sokaklara döküldü? Ölümler olduktan sonra bile ibret alınmadı. İki hafta daha sokaklarda millete nöbet tutturuldu. Allah gizlinin daha gizlisini biliyor. Elbette ki tarih gerçeklerin açığa çıkmasına vesile olacak.

Bu bağlamda müfredattan Atatürk’ü yakın tarihi çıkarmaya da uğraşsanız, gerçekler er geç açığa çıkar.

Eğitim müfredatını istediğiniz gibi şekillendirirken öğrenci kardeşlerimizin eğitim hayatını kötü etkiliyorsunuz. YGS’ye birkaç dakika geç kalanları sınava almadınız, çok yazık, memur sınavı ücretleri neredeyse ev kirası gibi, bu durumların bir an önce düzeltilmesini yarınlarımızın huzurlu başarılı olması için diliyoruz.

Evrim, biyoloji tarihinde bir konu. Müfredattan çıkarılacakmış. Evrimin bilim olmadığı konusunda AK Parti gibi düşünsem de yasakçı tavrı eleştiriyorum, doğru bulmuyorum. Evrim, biyoloji tarihinde Darwin’e ait olduğu söylenen aslında çok daha öncesi Antik Yunan’da materyalist felsefenin konusudur. Öğrenciler yerine göre bunu da bilsin. Yerine göre dinini inancını da öğrensin. Hiçbir konuda fanatik olmayalım. Aşırıya kaçmayalım. Mülteciler için çırpınan insan ayırt etmeden yardım eden

Ödemiş Hayrat Vakfı’nda Osmanlıca sınavım vardı. Hocalarıma tekrar teşekkür ederim.

Bakmadan Geçme