Atatürk'e sövmenin hafifliği
Basından izlemişsinizdir. Nur Cemaati'nin hocalarından olduğu belirtilen Hasan Akar adlı bir vatandaş, sosyal medyada paylaşılan videoda...
Basından izlemişsinizdir. Nur Cemaati’nin hocalarından olduğu belirtilen Hasan Akar adlı bir vatandaş, sosyal medyada paylaşılan videoda da görüldüğü gibi ulusal kurtuluş mücadelemizin önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret yağdırdı.
Basın yayın organlarında yer alan haberlere göre Nur Cemaati’nin ‘Okuyucular’ kolu hocalarından olduğu belirtilen Hasan Akar’ın Atatürk’e yönelik hakaretler içeren bir videosu, ‘bazı’ kesimlerin tepkisini çekti.
‘Bazı’ diyorum çünkü böyle bir ifadenin Türkiye Cumhuriyeti’nin tepkisini çekmesi gerekirdi!
İzlemeyenler için hatırlatmak gerekirse, söz konusu vatandaş videoda Atatürk hakkında “1938’de geberen p..” ve annesi Zübeyde Hanım için “Selanik’te resmi kayıtlarda genelevde çalışıyor” gibi ifadeler kullanıyor.
Aynı vatanda yaşadığımız bu kişi, kullandığı ifadelerle ilgili olarak da gayet pişkin bir şekilde “Merak etmeyin, 98’de faturasını ödedim” diyor. Akar, Atatürk’ün Ali Rıza Efendi değil, ‘Abdüş’ denen bir adamın oğlu olduğunu öne sürüyor.
Videonun ‘büyük’ tepki çekmesi üzerine, konuyu köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, şöyle yazdı: “Nurcuların ‘Okuyucular’ kolundan bir adam… İnternette sohbet videoları yayınlıyor. Bir sohbet videosuna rastladım. Dinlerken yüzüm kızardı. Atatürk’ün annesine ağza alınmayacak iftiralar atıyordu. Alçakça, rezilce, kepazece…”
Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret yağdıran TV Net programcıları Süleyman Yeşilyurt ve Mustafa Armağan’a, “Bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi. Bir b.. bildikleri yok” derken Nur Cemaati hocası Hasan Akar için, “Bunları diyen hayvandır” dedi.
Hürriyet’te yer alan habere göre, kimsenin bu isimlere bir şey demediğini ve kendisinin ‘mahallenin delisi’ gibi çıkıp konuştuğunu söyleyen Ortaylı şöyle devam etmiş: “Herif kendine göre tarihi çarpıtıyor. Bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi. Bir b.. bildikleri yok. Allahın hödüğü, suratına baksan halde turp sattırmazsın. Hepinizi ananız babanız üniversitelerde okutmuş. Dünya tarihini okuyacak kapasiteniz var. Birinci Dünya Harbi’nden sonraki İtalya’yı, Fransa’yı, Balkanları okuyacak kaynaklarınız var. Bunlara cevap da verilir ama böyle şey olur mu?”
‘Çankaya’nın nikahsız ‘First Lady’si ifadeleri kullanılan Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’a ayıp edildiğini söyleyen Ortaylı, İnan’ın hem kendisinin hocası olduğunu hem de çocukları arkadaşı olduğu için görüştüklerini anlatmış.
Ortaylı, Atatürk için “38’de geberen p.., annesi genelevde çalışıyordu” diyen Nur Cemaati hocası Hasan Akar için en ağır ifadeleri kullanmış: “Bu Nurcuları efendi bilirdim. Okumuyorlar, ‘okuyucu’ adını almışlar. Çok büyük terbiyesizlik. Zübeyde Hanım’a bunları diyen hayvandır”
Bir internet sitesinde, ‘Ölülerin ardından kötü konuşmak caiz mi? Ölülerin ardından neler konuşulur neler konuşulmaz?’ şeklinde sorulan bir soruya verilen yanıtta şunlar yazıyordu:
“Değerli kardeşimiz, ölülerin ardından kötü konuşmak caiz değildir. Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamberimiz (s.a.v.) “Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın” buyurmuştur.
Abdullah b. Ömer’den rivayet edilen bir hadiste de “Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini sarfı nazar edin” buyurmuştur.
Buna göre ölüde görülen iyi ameller söylenebilirse de kötü halleri söylemek caiz değildir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kötülüklerinin zikredilmesini yasakladığı ölüler; kâfir, münafık, günahları açıktan işleyen ve bi’dat ehli olmayan ölülerdir. Bu özellikleri taşıyan ölülerin kötülüklerini zikretmekte bir sakınca yoktur. Çünkü bu ölülerin kötülükleri arkalarından anılınca Müslümanlar bundan ibret alır ve kendilerini onların kötü akıbetinden korumak imkânı bulurlar.
‘Ölülerinize sövmeyiniz.’ (Buhari, Cenâiz 96.)
Şimdi sormak gerekir:
Atatürk bu millete nasıl bir kötülük yapmıştır da vatan haline gelmesinde büyük katkılar sunduğu Anadolu’da böyle kendini bilmez insanlar yetişmiştir?
Ben bu soruya tek bir yanıtla karşılık vermek istiyorum:
“Atatürk, İslam coğrafyasında kadınlara kimlik kazandırmıştır”
Acaba en büyük suçu bu muydu!
Atatürk’ü sevmeyebilir, onu eleştirebilirsiniz. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir.
Tam burada ikinci sorumu ‘köpeksiz’ köyde dolaştığını sanan bu tarihçi iddiasındaki hakaretçilere yöneltmek istiyorum:
“Siz hangi milletin ve dinin mensuplarısınız?”
Bir de Fransa’daki karikatürlere tepki üstüne tepki gösterenlere soralım: Onu da siz sorun…