Askerlerimizi karşılayan Türk Bayrağı Müze'ye bağışlandı
Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğü'nde düzenlenen tören saygı duruşu, İstiklal Marşı'nın okunması...
Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğü’nde düzenlenen tören saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yaylı Çalgılar Dinletisi ile başladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu, Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğünün açılışının 3. yıl dönümü ve 100 yıllık tarihi Türk bayrağının DEÜ’ye bağışlanacak olması dolayısıyla konuşma yaptı. Hotar, “9 Eylül, sadece bir gün değildir; hepimizin ilham aldığı başlangıç noktasıdır; milli ve manevi değerlerimizin temsilidir; kahramanlık destanıdır. Bundan üç yıl önce; büyük bir gururla İzmir’imize kazandırdığımız Bayrakbilim ve Türk Bayrakları müzemiz, milli ve manevi değerlerimizi sahip çıkmak vizyonu ile hizmet vermektedir. Aziz milletimize ve bayrağımıza duyduğumuz mutlak bağlılık ve sadakatin göstergesi olan müzemiz, özellikle çocuk ve gençlerimizin küçük yaşlardan itibaren bizi biz yapan değerleri ve tarihi olayları bilmelerini, anlamalarını ve yorumlamalarını hedeflemektedir. Bu doğrultuda birçok etkinliğe imza atan birimimiz, her yaştaki vatandaşımızın geçmişimizle gurur duymasına vesile olmakta; milli benliğimizi güç katacak çalışmaları hayata geçirmektedir. Rektörlüğümüzün buradaki diğer bir hedefi de, ‘bayrak’ kavramının ülkemiz için ne anlam ifade ettiğinin bilimsel platformlarda ve kamuoyunda bilinmesini sağlamaktır” dedi.
AİLE YADİGARI
Getirdiği aile yadigarı Türk bayrağını Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müze Müdürlüğüne bağışlayan Gürhan Özsamancı, “Dedemin dedesi ve ev halkı 9 Eylül sabahı Yunan askerlerinin kaçtığını görüyorlar. Daha sonra gelen atların nal seslerini duyuyorlar. Türk askerleri bütün kapıları kırarak evlerin içerisinde Yunan askeri var mı diye inceleme yaparken, rahmetli büyük babaannem, eşi ve kızıyla birlikte bahçe içerisinde askerle yüz yüze geliyorlar. Babaannemin Türk ve Müslüman olduğunu gören asker, ‘Anne korkmayın biz Türk askeriyiz. İzmir kurtuldu. Şimdi bayrak asın, kutlama yapın’ diyor. Babaannem de bunun üzerine içeri geçip sandıktaki kırmızı ve beyaz kumaşlardan iki tane bayrak dikiyor. Bu bayrak 1960-70’lere kadar da törenlerde düzenli olarak evin penceresine kapısına asılmış. Daha sonra ise yıpranmaması için annemin halası tarafından saklandı. 2009’da bayrağı ben emanet olarak devraldım. Bende bizden sonraki nesillerin de görebilmesi adına birisini Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ne bir diğerimi ise adıyla maruf bayrak müzesinde olmasını canı gönülden istiyoruz. Ben babaannemin ruhunun bir kere daha şad olduğunu düşünüyorum. Çünkü kendi halinde sakin bir Anadolu insanıyken ve hiç kimse kendisini bilmezken şu an herkesten bir Fatiha almış oluyor” diye konuştu.
HABER MERKEZİ