Artık hava da parayla, gelecek de parayla!
Kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan İngiliz yardım kuruşulu Oxfam, Çarpıcı bir araştırmaya imza attı. İngilizce,...
Kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan İngiliz yardım kuruşulu Oxfam, Çarpıcı bir araştırmaya imza attı. İngilizce, ispanyolca ve fransızca olarak paylaşılan “Karbon Milyarderleri: Dünyanın en zengin insanlarının yatırım emisyonları ( Carbon Billionaires: The investment emission of the world’s richest people)” adlı makalede,orta gelirli standart bir yaşam süren bireyler ile milyarder bireylerin ömürleri boyunca gerçekleştirdikleri karbon salınımı farkını ortaya koydu.
Oxfam Raporları, Milyarderlerin şahsi yatırımlarının Fransa’nın Karbon üretimine eşdeğer oranda karbon salınımına sebep olduğunu gösteriyor. Ortalama bir Milyarderlerin yarattığı karbon emisyon oranı, Dünya nüfusunun en yoksul %90’ından bir milyon kat daha yüksek !
Küresel yoksulluk yardım kuruluşu Oxfam tarafından kısa süre önce yayınlanan bir rapor, 125 milyarderin yatırımlarından kaynaklanan önemli karbondioksit emisyonlarına ışık tutuyor. Çalışma, bu milyarderlerin toplu olarak her yıl 393 milyon metreküp karbondioksit emisyonu ürettiğini ortaya koyuyor.
Oxfam’ın bulgularına göre, milyarderlerin yatırımlarının yaklaşık %14’ü, yenilenemeyen enerji kaynakları ve çimento gibi malzemeler de dahil olmak üzere “kirletici endüstrilere” yönelmiş ya da bu yol ile sürdürülebilen yatırımlar.
Rapor için Oxfam tarafından, 183 şirkette toplam 2,4 trilyon dolarlık hisseye sahip olan dünyanın en zengin bireylerinin yatırımlarını analiz edildi. Ortalama olarak her bir milyarder yılda 3 milyon metreküp karbondioksit salınımından sorumlu. Buna karşın dünyanın milyarder olan %10’luk diliminin dışında kalan %90, bireysel olarak yılda ortalama 2,76 metreküp karbondioksit salınımı yapıyor.
Küresel dikkatler iklim değişikliğine yönelirken Oxfam’ın raporu, süper zenginlerin iklim krizinin şiddetlenmesindeki rolünü vurgulayarak bir uyandırma çağrısı niteliği taşıyor. Çalışma, varlıklı bireylerin ve şirketlerin küresel emisyonlar üzerindeki orantısız etkisini ele almak için sistemik değişikliklerin ve artan hesap verebilirliğin aciliyetinin altını çiziyor.
İklim değişikliğiyle mücadele etmek, insanlığın geleceği ve gezegenimizin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip. Ancak zaman daralıyor ve harekete geçmek için daha fazla çaba sarf etmek gerekiyor.
Haber Merkezi