- Haberler
- “Antika, bir sevda işidir”
“Antika, bir sevda işidir”
Gazetemizin yazarlarından Recep Yılmaz, mesleği antikacılık ve antika ürünler hakkında dün saba TV9 İzmir ekranlarında bilgilendirici...
Gazetemizin yazarlarından Recep Yılmaz, mesleği antikacılık ve antika ürünler hakkında dün saba TV9 İzmir ekranlarında bilgilendirici açıklamalarda bulundu. Halil Yörük’ün sunduğu Günaydın İzmir programında soruları yanıtlayan Yılmaz, “2.5 yıl önce Küçük Menderes Gazetesi’nden İsmail Bey’den ‘Sen antikayı çok seviyorsun, bunun hakkında gazetemizde yazmak istemez misin?’ diye bir teklif geldi. Elimden geldiğince yazıyorum, bilgileri topluyorum. Dikkat etmişseniz köşenin üzerinde bir yazı var, ‘Antikanızın yılını ve değerini öğrenmek ister misiniz?’ diye. Ödemiş’te insanların antika hakkındaki bilgisi çok az. Bazen vatandaşlar arıyor, satmak istemediğini söylüyor ama değerini öğrenmek istiyor. Mutlulukla yardım ediyorum” dedi.
Antikanın bir tutku ve sevda işi olduğunu belirten Yılmaz, “Antikacıların bir sözü vardır, ‘Biz antikayı sevenleri severiz, sevmeyenleri daha çok severiz’ diye. Antikayı sevmeyen insanlar, ellerinde ne varsa biz antikacılara getirirler. Ödemiş’te güzel çalışmalarımız var. Meraklı insanlarla tanışıyoruz, antikaya meraklı gençler var, onlara da bilgi veriyoruz.
Ödemiş’te ilgili insan çok ama pazar olmadığı için alan dar. İstanbul’un meşhur Feriköy Pazarı vardır, zaman zaman gidiyoruz. Orada tanınmış antikacıları da görebilirsiniz. İzmir’de Gıda Pazarı’nın arka tarafında bit pazarı kuruluyordu. Sabah erken saatlerde tezgahlar kurulur, vatandaşlar gelmeden oraya giderdim. Oradan çok ürün topladım değerini bilmeden, meraklı olduğum için. Ankara’da her ayın ilk pazar günü Türkiye’nin en büyük antika pazarı kurulur. Buraya profesyonel antikacılar da iş adamları da gelir. 20 bin dolarlık ürün de görebilirsiniz, 50 liralık da. Ucuz dediğimiz ürünlerin hiçbir değerinin olmadığını, gözümüzden kaçmış ürünlerin antika değerlerinin olduğunu orada öğrendim. Orada sergimiz oldu, antikacılığı hala öğrenmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Her eski şey, antika sayılmaz”
Antikanın tanımını yapan ve nelerin antika olup olmadığı hakkında püf noktalarını paylaşan Recep Yılmaz, “Antika, maddi değeri varsa antikadır. Her eski şey, antika değildir. İnsanlarımız, maalesef her eski ürünü antika sanıyor. ‘Dededen kalma 100 yıllık halım var, antika sayılır mı?’ diye soruyorlar. Eski olabilir ama antika olabilmesi için nadir olması lazım, desenlerin az çıkan desenler olması lazım. Ödemiş’te yeterli derecede bilgi olmadığı için zorlanıyoruz. ‘Atadan, deden kalmış’ deyip ürünle farklı bağ kurarlar.
İki tür müşteri geliyor. ‘Ben bu üründen sıkıldım, koyacak yerim yok. Siz bunu kıymet bilen birine satarsınız’ diye gelen müşteri, bizim için normal bir müşteridir. İkinci olarak ise değerli, altın kaplama, atasından kalmış bir cep saati var, maddi zorluk nedeniyle satması gerekiyor. Biz de duygulanıyoruz. bazen alamıyoruz bazen yardımcı olmak için alıyoruz. Değerinin üstünde de alıyoruz. Ne verirsek verelim manevi olarak tatmin etmez. Bağı var; yaşanmışlığı, hatırası, anısı var.
Bunun bir de satış yönü var. Bu konuda da iki tip müşteri bulunuyor. Birgi’ye nostaljik bir ev yapmışlar. ‘Şark köşesi yapalım, eski ürün koyalım. Ne bulursak koyalım’ diyen müşteriler var. Bazen de ‘Osmanlı döneminden gaz lambası, üzeri yazılı bakır koymak istiyorum. Birkaç elit ürün koymak istiyorum’ diyenler de var. İşte bundan mutlu oluyoruz. Ödemiş’te pazar çok dar. Çok elit ürünler gelirse Ankara’daki müzayedelere veriyorum. Şansımız olursa iyi rakamlara satıyorum ama piyasa kötü. Antika bir ihtiyaç değil, zevk işi. Maddi bakımdan antikayı düşünen kişi sayısı, her geçen gün azalıyor” diye konuştu.
Sahte ürünlere dikkat!
Sahtecilere mal satmadığını kaydeden Yılmaz, bununla ilgili şu anektodu paylaştı: “Sahil kesimlerinden antikacılar dönem dönem mal toplamaya geliyor. Etli bakır dediğimiz 300-400 gramlık bakırlar antika değildir. Olması için üzerinde yazı, mühür vs. olması lazım. Bir gün geldiler, ne kadar eski bakır varsa aldılar. Sonra öğrendik ki Muğla-Kavaklıdere’de bakır işlemeciliği devam ettiği için orada bakırların üzerine Osmanlı mührü ve yazısı işletip satıyorlar. Sahtekarlıktır bu.”
“Profesyonellerin gözünde eskiciyiz”
Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Bizi aradıklarında yardımcı olmaya çalışıyorum ama arayanların yüzde 80’i satmak için değil, maddi değerini öğrenmek için arıyorlar. Antika, çok kapsamlı bir olay. Antikayı bildiğini söyleyen birisi, çok inandırıcı değildir. Profesyonel antikacıların gözünde bizim gibiler eskicidir. Ödemiş’te çıkan ürünler, az çok belli. Takıldığım anda koleksiyoner arkadaşlarıma fotoğraf atıp onlardan bilgi alarak insanlara yardımcı oluyorum. Antika pazarında o kadar renkli kişilerle tanıştım ki. Adam, gemi mühendisi ama saç sakal karışmış. Diksiyonu çok düzgün, beyefendi bir adam. Gazoz kapağı biriktirdiğini söyledi. Tek ilgi alanı bu. ‘İleride müze açmak istiyorum’ diyor. Sektörde daha çok silah, kılıç, kama, halı ile ilgilenen fazladır. Çok ilginç ürünlerle ilgilenenler ile de karşılaşıyoruz tabi ki.
Birgi tarafında çok güzel bir kılıcı 5000 liraya aldım. Antikacılara mal toplayan biri geldi, 6000 verdi. Ben de 7000’e sattım. Şu an karşılaştırdığımda en az 100 bin liralık bir üründü.”
Ödemiş’teki antikacıları bekliyor
Ödemiş’te antika ve antikacılık ile ilgili düşünceleri olduğunu belirten Yılmaz, Küçük Menderes Gazetesi’ndeki köşemde yer alan bilgilerden bana ulaşabilirler. Antikaya meraklı olan herkese kapımız açık. Birikimlerimizi birbirimize aktaralım. Ödemiş’te antikayla alakalı bir düşüncem var. İlerleyen zamanlarda antikayla ilgili bir dernek olabilir. Herkesi beklerim” dedi.
Kemal Tutcu